11

1.8K 60 1
                                    



     METE'NİN AĞZINDAN


      Onu dün akşam o adamların arasında yerde görünce kendimden geçmiştim. Daha önce asla hissetmediğim şeyler hissetmeye başlamıştım. Gözüm dönmüştü ben ben değildim sanki. O şerefsizleri geberttikten sonra Arslan' a hemen mesaj attım

-******'na gel burada 5 tane şerefsiz var onları al ve depoya götür.

-Neden? Bir sıkıntı mı var?

-Çok büyük bir sıkıntı var ama hiç birine bir şey yapma ben icaplarına bakacağım.

-Tamamdır abi.


      Daha sonrasında Lina'nın yanına eğildim ve elimi dudağına götürdüm ve gözlerimden akan yaşları umursamadan onu öptüm. Daha sonra onu kucağıma alıp deli gibi taksi aramaya başladım. En sonunda bir tanesini durdurup bindik. Hastaneye gideceğimizi söyleyip kafası dizlerimde baygın olan Lina'ya döndü bakışlarım. Zaten daha öncesinde yaşamıştım tekrar kaybedemem. Ona çoktan bağlandığımı anlamamla göz yaşlarımı tutmayı bırakmıştım. Ona sadece yalvarıyordum 'gitme' diye..


     Doktor'un cevabını beklerken endişeden terlemiştim ve dudaklarımı kemiriyordum. Doktor sonunda iyi olduğunu ama dinlenmesi gerektiğini söylediğinde o kadar çok rahatlamıştım ki. Lina'nın yanına gidip ellerini öperek ağlamaya başlamıştım. O kadar çok ağlamıştım ki gözlerim acıyordu ve görüş alanım Lina dışındaki herşeye bulanıklaşıyordu. Bir tek o netti. 


    Eve getirdim ve yatağıma yatırıp başında beklemeye başladım. Çok güzel kokuyordu. O şerefsizler ona bir şey yapsaydı asla kendimi affetmezdim. Ama zamanında yetişmiştim çok şükür. Onun yanından asla gitmemem gerekiyordu. Benim yüzümden! 

Hafifçe gözlerini araladığında hemen toparlandım ve elini tutup ona yaklaştım.

-Yapma.. (Diyerek ağlamaya başlamıştı hala gözleri kapalıydı ve gözlerinden dün akşamdan beri yaşlar akıyordu. Elimle hemen onları sildim.)

-Geçti.. ben yanındayım..

   Yüzü rahatlamış gibi görünüyordu tekrar uyuduğunda yüzümü yıkayıp kendime gelmek için tuvalete gittim. Aynadan kendime baktığımda gözlerim kan çanağı olmuştu ve rengim atmıştı. Hızlıca yüzümü yıkayıp içeri tekrar yanına gittim. Ama uyanmış ve elleri suratında ağlıyordu. Çırpınıyordu ve çığlık atıyordu. Hemen kendime geldim ve yanına gidip sakince elimi koluna koydum biraz zaman alsa da sakinleşip bana baktı.

'Lina, sakin ol! Buradayım merak etme iyisin.'

Bana bakıp 'Mete' demesiyle o an orada ölsem üzülmezdim. Ama beni gördüğü için şaşırmış gibiydi. Kendimi ifade etmek istesem de bana sorduğu soruyla kan bi süreliğine beynime gitmedi.

'Mete. Bir şey yaptılar mı bana?!'

'Hayır! Yapmadılar! YAPAMAZLAR!' (Ona kılına dokunma ihtimali bile aklıma geldikçe kalbimi söküyorlarmış gibi hissediyordum. Ama daha sonra bağırdığım için kendime lanet etmeye başladım.)


      Onun hazır hissettiğine emin olduğumdaysa ona her şeyi anlattım. Bana defalarca teşekkür ederken ben hala kendime kızıyordum oradan hiç ayrılmasaydım onu rahatsız bile edemezlerdi! 

     Telefonum mesaj sesiyle çalınca açıp hemen baktım. Mesaj Arslan'dandı.


-Abi adamlar hazır.

İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now