59

640 25 0
                                    

METE'NİN AĞZINDAN


Ormanın içinde sonunda gücümü tamamen bitirmiş bir halde oturuyordum. Arslan'da yanımdaydı ve ona sürekli Lina'yı aramasını söyleyip duruyordum. Ona her şeyi anlatmıştım ve bana hak vermişti. Bu durumda onun yanında olmamam gerektiğine kanaat getirmişti. Hava artık aydınlanıyordu ve adamlar hala ona ait en ufak bir iz bile bulamamışlardı. Kafayı yemek üzereydim. 

Mete: Adamlar hala nasıl bulamıyor ya?! Yer yarıldı da içine mi girdi bu kız!

Arslan: Bilmiyorum ya! Hemen arkasından çıksaydım bu olmayacaktı. Tamam bak onu bulacağız sağ salim. Sakin ol..

Mete: NASIL SAKİN OLAYIM LAN?!!

Başımı ellerimin arasına alıp saçlarımı yolmak istercesine çekmeye başladım. Ona en ufak zarar gelirse kendimi asla affetmem!

Mete: Yok! Ben daha fazla dayanamayacağım. 

Yerimden hızla kalktığımda Arslan'da benimle beraber kalktı. 

Mete: Onu burada oturarak bulamam!

Arslan: Kaç saattir arıyorsun zaten. Adamlar arıyorlar kardeşim sen biraz dinlen.

Mete: Ne demek dinle-

(Sözümü kesen şey Arslan'ın telefonuydu. Hızla yanına gidip kimin aradığına bakmak için uzandım. Lina'm..)

Mete: Benim yanında olduğumu belli etme.

(Bana tamam anlamında kafasını salladıktan sonra telefonu açtı.)

***

Mete: Eee.. Ne diyo?!

Arslan: Bir çukura düşüp kafasını vurmuş ve bayılmış. 

Mete: NE?! Peki şuan nasıl?!

Arslan: Bir adam onu alıp evine götürmüş pansuman yapmış. İyiyim dedi..

Mete: Adam mı?

Arslan: Evet Ali diye biri..

Mete: Git al onu.

Arslan: Yok kendi gitmek istiyormuş.

Mete: Ne demek kendi gitmek istiyormuş?! Tanımadığı herife nasıl güveniyor lan?!

Arslan: Bana herkesten daha çok yardımı dokundu dedi. Bende ters bir şey olursa ara dedim işte.

Mete: Adamlara söyle sinyalden yerini tespit edip gitsinler. Ona hissettirmeden gözlesinler. 

Arslan: Tamam kardeşim. Sende rahatla artık.

Mete: Ona bunu yaşattıktan sonra ne kadar rahatlayabilirim?


Her şeye rağmen korumaya yanımda tutmaya söz vermiştim lan ben onu! Mafya babasıymış hah! Daha kadınını bile koruyamayan aciz adamın tekiyim ben! Acınacak durumdayım..

Arslan: Nasıl dayanacaksın? 

Mete: Bilmiyorum..

Otele geri dönüp odama çıktım. Arslan'da yanımda gelmek istedi bir şey demedim. Beraber salona geçtikten sonra 2 şişe viski çıkarıp sehpaya bıraktım. Kendimi koltuğa bırakıp gözlerimi yere kilitledim. Arslan önce davranıp bardaklara viski koyduktan sonra kendi bardağını alıp arkasına yaslandı.

Mete: Ne bok yiyeceğim lan ben şimdi?

Arslan: ...

Mete: Daha kadınına bile sahip çıkamayan aciz adamın tekiyim değil mi?

Arslan: Hayır kardeşim, kadını için onsuzluğu göze alan bir adamsın.

Mete: Adam mıyım lan ben?! Adamlık mı bu yaptığım?! Onu bırakmayacağım için söz verip bıraktım. 

Arslan: İsteyerek yapmadın.

Mete: Bu böyle devam etmez olum. Nefes alamıyorum lan ben! Bu oyunu sürdüremem. Şu şerefsizin işini halletmemiz lazım. O zamana kadar da Lina'ma gene göz kulak olacağım. Onu bırakamam olum ben.

Arslan: Biraz zaman geçsin. Adam şüphelenmemeli..

Mete: O şerefsizin sürekli gözü üzerimde olur. Bunu hissettirmeden yapacağım. Her zaman ki gibi..

(O şerefsizle bir daha ki buluşmamızın gelmesi için resmen can atıyorum. Bu biraz uzun sürecek belli ama buna dayanmalıyım.)

Mete: Bunları hallettikten sonra da Lina'ma kavuşurum..

Arslan: Kız az buz bir şey yaşamadı.. Affeder mi dersin?

Mete: Doğruları anlattıktan sonra neden affetmesin ki?

Arslan: Haklısın ama.. Ne bileyim ya?

(Telefonum çalınca hemen uzanıp kimin aradığına baktım. Adamlardan biriydi.)

-Mete Bey, Lina Hanım evden çıkıyor şuan da..

Mete: Eee.. Kim bırakıyor?

-Bir taksi çağırmış efendim. Adama sarıldı ve taksiye bindi.

Mete: Adama sarıldı?

-Evet..

Mete: Tamam. Sen taksiyi takip etmeye devam et. Evine sağ salim ulaşınca bana haber ver.

-Tamamdır.

Telefonu sehpaya bırakıp viskimi tek dikişte bitirdim..

Arslan: Noldu?

Mete: Adama sarılıp taksiye binmiş eve gitmek için.. Kim lan bu adam?

Arslan: İstersen alayım adamı?

Mete: Yok yok! Gerek yok. Dikkat çekeriz, şuanlık buna gerek yok.

Arslan: İstersen bizde artık burada durmayalım. 

Mete: Harbiden! Midem bulanıyor burayı gördükçe.


Arabaya atladıktan sonra uzun bir yolculuk sonucu depoya varmıştım. Arslan'da beni bıraktıktan sonra kendi evine gitmişti. İçeri geçip koltuklardan birine yığıldım kaldım. Kalbimde ki boşluk, bedenimde ki çoğu ağrıya bin basıyordu. Burada ki anılarımız aklıma geldikçe o boşluk biri tarafından daha da deşiliyordu sanki. Telefonum çalınca yavaş hareketlerle açıp kulağıma götürdüm.

-Tamamdır Mete Bey.. Evine ulaştı Lina Hanım. 

Mete: Tamam sende evine gidebilirsin koçum.

-Sağolun efendim.

Telefonu kapatıp sehpaya fırlattıktan sonra artık daha fazla dayanamadım ve gözlerimin kapanmasına izin verdim. 




İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin