63

607 23 0
                                    


Dondurmalarımızı yedikten sonra ayaklanıp sessizce bara doğru yürümeye başladık. Kısa bir süre sonra varmıştık. Kapısına bakarken içeri girip girmemekte kararsız kalmıştık. Kerem cesaret vermek istercesine elini sırtıma koyunca ona döndüm. Bana gülümseyerek bakıyordu..

-Her şey iyi olacak güven bana..

'Bundan nasıl emin oluyorsun?'

-Emin değilim ki.. Sadece olmasını istediğin şeyi düşün o zaman gerçekleşme ihtimali yükselir..

Sözlerinden güç alıp önüme döndüm ve derin bir nefes aldım.

'Her şey yolunda gidecek..'

Fısıltı gibi söylediğim şeyi Kerem duymuş olacak ki hafif tebessüm ederek beni ilerlemem için hafifçe ittirmişti. Bende daha da hızlanıp içeri girdim. Girerken kapıdaki korumalar göz ucuyla bana bakıyorlardı. Umarım Mete'ye bir şey söylemezler.. 

İçerisi oldukça kalabalıktı ve sigara kokusu ciğerlerimi yakacak kadar çok fazlaydı. Biraz ilerleyio barların kısmında dolaşmaya başlamıştım. 

'YOK SANIRIM.'

-GENELDE BURADA TAKILDIĞIN SÖYLEDİN. BURADADIR BENCE.

Biraz daha ilerledikten sonra artık ümidimi kesip bir sandalyeye oturup kalmıştım. Kerem'de üzgün bir şekilde karşımda oturuyordu. Biraz rahatlamak için barmenden bir viski istedikten sonra Kerem'e döndüm. Oda aynısından isteyince kıkırdadım.

-Ne gülüyorsun?

'Bugün beni taklit etmek için yeminli gibisin..'

-Ahahahaha! 

***

Aradan yarım saat geçmişti ve o Jale denen kızı hala görememiştim. 

-Sanırım haklısın. Burada değil..

'Offf..'

-Üzgünüm..

'Sen neden üzgün olasın. Bugün olmasa da başka bir gün buluruz. Ama ilk önce tuvalete gitmem gerekiyor.'

-Tamam canım. Yanında gelmemi ister misin?

'Yok yok bulurum ben.'

Yanından ayrılıp kalabalıktan uzaktan uzaktan yürümeye başladım. İleride WC yazısını görünce adımlarımı hızlandırdım ve tuvalete girip işlerimi hallettim. Ellerimi yıkarken yandaki tuvaletin kapısı açıldı ve içeriden Jale denen o kadın çıktı. Gözleri beni bulunca ilk bir şaşırsa da sonra rahatça gelip yanımda ellerini yıkamaya başladı.

Jale: Burada takılmaya gelmen tuhaf..

'Takılmaya falan gelmedim zaten. Seninle konuşmak için geldim.'

Jale: Ne konuşacaksın?

'Bildiğin üzere Mete ile seni bastım. Yani bir açıklama bekliyorum.'

Jale: O halde Mete'ye gitmeliydin canım.

'Bak CANIM! Mete'ye gitmek istesem giderdim zaten ama seninle konuşmak istedim. Onunla ne tür bir ilişkin vardı? Ya işte hepsini anlat!'

Jale: Peki.. Ama bunu anlatmamı istemezsin.

(Sinirden doğru dürüst düşünemiyordum. Ama yine de kendime hakim olmam gerekiyordu..)

'İstiyorum.'

Jale: Mete'nin haberi olmadan bunu yapamam.

'Bunu ona söylemem.'

Jale: Sana neden güveneyim.

'Sende bir kadınsın ve beni anlamanı bekliyorum. Sizi o halde görünce ne hissetmiş olabilirim?'

(Bir süre aynadan kendi gözlerine bakarak bekledi. Gözlerinin dolduğunu gördüm ama o bunu istemiyormuş gibiydi. Hızlıca tekrar umursamaz görünümüne dönüp kapıya yöneldi.)

-Burada konuşmasak daha iyi olur.

(Gözüyle tuvalet kabinlerini işaret edince birisinin duymasından çekindiğini anladım. Bu hoş olmazdı.. Sadece kafamı onaylar şekilde salladıktan sonra arkasından kapıdan çıktım. Uzun koridorda yürürken biraz onu süzdüm. Mete bende ne bulamadı da onda buldu diye düşünmeye başladım. Kızıl upuzun saçları vardı ve düzdü. Üzerinde minicik bir etek ve göbeğini açıkta bırakan parlak bir bluz vardı. Ayağında ise neredeyse benim boyum kadar topuklu ayakkabıları vardı. Gözlerimi ondan çekip sinirle soludum.)

'Bunun gibi olmaktansa Mete beni beğenmesin razıyım yani..'




İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now