40

803 30 1
                                    



Bu ara gerçekten sürekli uyuyasım var. Kaç haftadır adam akıllı uyuyamıyordum bile. Şimdi ise kapımın tıklatılmaya başlanmasıyla kalkmak zorunda kaldım.

Berk: Lina! Saat 9 buçuk. Kalkmalısın.

'Tamam uyandım! Hazırlanıp geliyorum hemen.' 

Berk: Tamam bekliyorum.


Berk'in gittiğinden emin olunca oflayarak yataktan kalktım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra aynadaki yansımama baktım. Of gerçekten kaç gündür ölü gibi geziyorum. Biraz makyaj yapsam iyi olacak.


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Biraz kısa olsa da hoşuma gittiği için böyle bir kombin yapmaya karar verdim. Saçlarıma hafif hafif maşa ile dokunuşlar bırakıp gayet sade bir makyaj yaptım. Çantamı alıp aşağı inmeye başladım. Saate baktığım da 10'u 15 geçiyordu ama olsun. Dediği saatte hazır sayılırdım. Berk salonda oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Oda spor ama bir o kadar da şık bir kombin yapmıştı.


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


'Geldim! Hadi çıkalım.'

Berk: Tam-

(Bakışları bana dönünce birden durdu ve üzerime bakmaya başladı. Ne bakıyon aslanım?! E tabi çocuk ne zamandır Pakize halimi göre göre.. Boğazını temizleyerek bakışları beni bulduğunda gözlerini kısarak konuşmaya başladı.)

Berk: Hava hafif esiyor. Üşütmeyesin?

'Yok yok üşütmem. Hadi çıkalım?'

Berk: Emin misin?

'Eveett! Hadi.'

Berk: Peki.


Kapıda kime ait olduğunu düşünüp durduğum o güzel spor arabaya bakmaya başladım. Bir anda ışıkları yanınca arkama döndüm. Elinde araba anahtarıyla Berk o güzel arabaya ilerlemeye başladı. Oha! O kadar zengin misin lan sen? Dışarıdan hiçte öyle gözükmüyor ama neyse..

Bende şoktan çıkıp şaşırdığımı hiç belli etmeden arabaya ilerledim. Berk çoktan şoför koltuğuna yerleşmişti. Bende hemen yanına binip kemerimi taktım. O kemerini takmadan arabayı başlatacaktı.

'Dur! Kemerini taksana!'

Berk: Ah omu? Gideceğimiz yer çokta uzak değil aslında.

'İsterse iki adımlık yer olsun. Kemerini takmalısın.'

Berk: Bak sen küçük bilgeye.

'Sensin küçük.'

(Dediğimle gözlerimi üzerinde gezdirdim. Tamam pek küçük sayılmaz ama gerçekten biri ufaklık der biri çocukmuşum gibi davranır biri de küçük bilge der. Sıkıldım artık nerem küçük Allasen ya! Gözlerimin hala üzerinde gezindiğini onun söylediği şeye kızarırken anladım.)

Berk: Çok beğendin sanırım ha?

'N-ne?!'

Berk: O kadar uzun süre inceledin ki..

'Yooo alakası yok. Küçük deyince onun için baktım. Yani bedenin-Of ne saçmalıyorum ben?'

Berk: Şhh kızarmana gerek yok. Ben de ceketi beğendin mi diye sormuştum zaten.


Vallahi salağım ben. 'Bedenin küçük mü diye bakıyordum.' Ha?! Salak vallahi salağım!

Sonunda araba durunca geldiğimizi anladım. Aslında bu bir bara 2. gelişim. Uzun zaman oldu.. 

Benim gittiğim o yere asla benzemiyor. Orası sıradan yol kenarındaki bir bardı ve küçücüktü. İnsanlar tıklım tıklım sıkışmışlardı. Burası yol kenarlarındaki barlara asla benzemiyor. Deniz kenarında olmasından ve altın rengi duvarlarından lüks olduğu belliydi. 

Vayyy Berk efendiye bak sen! Böyle yerlere takılıyor demek.. Berk'in elini kolumda hissettiğimde artık ortada dikilmemem gerektiğini anladım. Biraz ileride bulunan bar kısmına geçtik ve bir sandalyeye oturdum. Berk'te hemen yanıma oturdu. 

Berk: Lina hemen geleceğim ben. Burak orada hani şu sahneye çıkacak olan.. Bir selam vereyim.

'Tamam tamam.'

Berk: Sakın ayrılma buradan!

'Tamamm!'


Şu şarkı sesleri ve insanların tıklım tıklım her yerde dans etmesi lüks olup olmamasına bakmıyor sanırım. Yüksek şarkı sesi kulaklarımı doldurduğum önüme döndüm ve telefonumu çıkarmak için çantamı karıştırmaya başladım. Barmen elini görebileceğim şekilde sallayınca irkilip ona döndüm. Sanırım seslenmişti ama müziğin sesinden dolayı duyuramadı. Efendim der gibi kafamı sallayınca yakına gelip bağırmaya başladı.

-Ne içerdiniz?!

'Buzlu viski alabilir miyim?!'

-Tabi!


Telefonumu açınca gözlerim istemsizce kocaman olmuştu. Kalbim hızlanmaya başlamıştı. Mete 

Mete:17 Cevapsız Arama

Offff çok endişelenmiştir. Ne yapacağım şimdi?! Buraya Berk ile geldiğimi duyunca.. Offf!

Ona ne diyeceğimi düşünürken telefon elimde titremeye başladı. Arayan Mete'ydi. Sanırım artık açmam gerekiyor. 

Mete: LİNA! NEDEN AÇMIY- Bir dakika o sesler de ne?! Neredesin sen?!

'Bara geldim hayatım! Berk'in bir arkadaşı sahneye çıkacakmış. Yağmur ve Barış dışarı çıktıkları için sıkıldık. Hem sende çok yoğunsun diye bir şey demedim!'

Mete: Hangi bardasın Lina?

'Ne?! Duyamadım!'

Mete: HANGİ BARDASIN?!!

'Oha! Kulağım çıkacak! O kadar bağırmana gerek yoktu! Burası.. Bilmiyorum. Dur bir saniye'

Mete: Vallahi delireceğim ya!

(Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp barmene uzandım ve buranın adını sordum. Tekrar telefonu kulağıma götürdüm ve Mete'ye mekanın ismini söyledim.)

Mete: ORADAN AYRILMA! 

'Tamam! Zaten yeni geldim nereye gideceğim?'

Mete: KALKIP DANS FALAN ETMEYE DE KALKIŞMA!

'Of tamam!'


Telefon kapanınca umutsuzca etrafa bakınmaya başladım. Berk bundan hoşlanmayacak.. Offff! Neden geliyor ki şimdi?! 




İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now