41

769 32 0
                                    



Berk yanıma gelince ona Mete'nin geleceğini söylemek için kıvranıyordum. Ya ters bir tepki verirse.. 

'Berk?'

Berk: Efendim Lina?

'Şeyy.. Mete buraya geliyor.'

Berk: Ne? Neden?

'Off bilmiyorum. Çok fazla aramış beni ama ben duymadım bu yüzden endişelenmiş. Burada olduğumu duyunca geliyorum dedi.'

Berk: Gerçekten şuan görmek isteyeceğim en son insan.

'Biliyorum.. Özür dilerim. Benim yüzümden.'

Berk: Hayır Lina senin bir suçun yok. O psikopat benimle olmana dayanamamıştır kesin.

'Neden dayanamasın ki?'

Berk: Kıskanmış olmalı.

'Kıskanmak mı?'


Bu gerçekten aklıma gelmemişti. Nasıl yani beni Berk'ten mi kıskanıyor? Tamam bu ne kadar doğru olmasa da hoşuma gitmişti. Yani beni kıskanıyor olması ne bileyim hoş işte.

Berk: Ne zaman gelecek? En azından o gelmeden biraz eğlenelim.

'Bilmiyorum ki..'

Berk: Hadi gel.


Bir anda kolumdan tutunca elimdeki viski bardağını zar zor masaya bırakabilmiştim. Beni dans eden insanların içine sürüklediğinde aklıma Mete'nin söyledikleri geldi. 'DANS ETME!' Evet süper! Şuan Berk ile dans ediyorum. O gelmeden geri otururum ya. Şuan da şarkı harika ve dans ederken o kadar da kulaklarımı rahatsız etmediğini anladım. Berk ile deli gibi dans ediyorduk bu çok eğlenceli ya!

Şarkı bittiğinde daha az tempolu bir şarkı çalmaya başladı. Bende yerime gitmek için döndüğümde Berk kolumdan tutarak beni kendine çekti. Elleri belimde bir şekilde dans ediyorduk. Benimde ellerim istemsizce omuzlarına tutununca şarkının güzelliğine bırakmıştım kendimi. Ama bu çok uzun sürmedi..

Birinin beni kolumdan tutup sürüklemesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Kolumu tutan ele baktığımda dövmelerinden tanımıştım. Mete! Off şuan kendimi suçlu hissediyordum. Beni lavaboların bulunduğu dar koridora getirdiğinde kolumu bıraktı ve beni duvara ittirdi. Sırtımda hafif bir sızı hissettiğim için gözlerimi kapattım. Mete'nin sinirli yüzünü görmemek için açmamaya devam ettim. Sonrasında bunun onu daha çok sinirlendireceğini düşünerek gözlerimi araladım. Mete'yi ilk defa böyle görüyordum. Gözleri sinirden kırmızılaşmıştı ve yüzündeki kaslar gerilmişti. Elleri ise yumruk şeklinde duruyordu. Ona baktığımı görünce burnundan soluyarak ellerini sertçe saçlarının arasından geçirdi. 

Kıskanmıştı ama bu şuanda beni mutlu etmiyordu..

Mete: NE YAPIYORSUN SEN?!

'Sadece dans-'

Mete: SADECE DANS! AHAHAHA!

(Şuan gerçekten korkmaya başlamıştım. Bana bakmadan etrafa bakınarak güldü ve tekrar geri ciddiliğine bürünerek bana bakmaya başladı.)

Mete: Beni delirtmeye mi çalışıyorsun?!

'Neden böyle bir şey yapayım? Sadece eğlenmek istedim..'

Mete: Ben gelince de eğlenebilirdin! O adamdan uzak dur dedikçe neden sizi dip dipe görüyorum?!!

'Ne dip dipesi ya?!'

(Soruya soruyla cevap vermek benim en iğrenç alışkanlıklarımdan biriydi evet. Bana daha da yaklaştığında arkamda duvar olduğu için uzaklaşamadım.)

Mete: Bak sen artık benimsin! Başka hiç bir erkekle yakınlığın olamaz! Hele ki bu erkek benim uzak dur dediğim biriyse!

'Ben senin kölen değilim. Sevgiliyiz evet ama altı üstü bir dans ettik. Abartı tepkiler veriyorsun.'

Mete: Demek abartı! 

'Evet. Arkadaşımla dans etmemde ne var? Gencim ben eğlenmek benimde hakkım!'

Mete: Doğru.. Daha gençsin. Ben seni sıkıyorum.

'Dediklerimi çarpıtıyorsun.'

Mete: Yoo haklısın! İstediğini yap. Umurumda değil. 

'Mete se-'


Yanımdan hızla ayrıldığında yine her zamanki gibi ağzımdan çıkan sözlere lanetler okumaya başladım. Ben ondan bahsetmiyordum ki! Sadece çarpıtıyor! Off.. Herşey düzelsin derken daha da dibe batıyorum ve hepsi benim yüzümden.. 



İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now