42

773 32 0
                                    



Mete uzun koridorda kaybolunca bende tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım. Aynadaki yansımama baktığımda gerçekten berbat durumdaydım. Ağlamaktan gözlerim kanlanmıştı ve yanaklarımla burnumda kızarmıştı. Kendimi biraz daha iyi hissedince çıkıp bar kısmına ilerlemeye başladım. Masada duran viskimi tek dikişte içtiğim için boğazım deli gibi yanıyordu. Berk yanıma geldiğinde endişeli gözlerle bana bakmaya başladı. Barmene bir bardak daha vermesi için işaret ettikten sonra Berk'e döndüm.

'Bana şöyle bakmayı kes.'

Berk: Ben.. endişelendim.

'Neden?'

Berk: Nasıl neden? Yanımdan seni nasıl alıp götürdü görmedin mi?

'Endişelenecek bir şey yok.'

(Şuan ne düşüneceğimi bile bilmiyorum ki ben.. Sadece barmenin verdiği her bardağı tek dikişte bitiriyordum. Yine aynı şeyi yapacakken Berk elimi tutarak durdurdu.)

'Ne yapıyorsun?'

Berk: Çok hızlı gidiyorsun. Bu gidişle sarhoş olacaksın.

'Umurumda değil!'

(Aklıma Mete'nin Umurumda değil demesi gelince gülmeye başladım. Ama aynı zamanda gözlerimde dolmaya başlamıştı.)

Berk: Lina gerçekten sorun ne?

(Hafiften sarhoş olmaya başladığım için gülerek ona döndüm ve düzgün konuşmak için büyük bir çaba gösterdim.)

'Umurunda bile değilim artık! OLEY!'

Berk: Nasıl yani?

'İstediğimi yapabilirim! Önemsemiyor artık işte!'

Berk: Böyle mi söyledi?

'Hı hı..'

(Çok fazla sarhoş olmuştum. Artık kafamı bile sabit tutamıyordum. Berk'e bakmak için döndüğümde gördüğüm görüntü midemi bulandırmaya yetmişti. Belki de sadece alkol yüzündendi bilmiyorum. Ama bir gerçek vardı ki şuan Mete gözümün önünde sarışın ve minicik etek giymiş bir kızla yiyişiyordu. Gözlerimden yaşlar boşanmaya başlarken yerimden kalkmak için hamle yaptım. Ama tökezlediğim için Berk beni durdurup yerime geri oturttu.)

Berk: Çok sarhoşsun. Hem neden ağlıyorsun sen?

'Ben mi?! Yoooo ağlamıyorum kii!'

(Gözlerim hala Mete'nin üzerinde konuşunca Berk'te benim baktığım yere kafasını çevirdi. Kaşları çatılmıştı ve tepkimi görmek için hızlıca bana dönüp bakmaya başladı.)

'Pislik herif..'

(Kırgınlığın verdiği etkiyle sesim fısıltı gibi çıkmıştı.)

Berk: Gerçekten bu kadar düşmüş olamaz.

'Gidip o kızı yolucam!'

(Tekrar kolumdan tutup beni yerime oturttuğunda bakışlarım sonunda Berk'e döndü.)

Berk: Demek umurunda değilsin ha?

'Doğru..'

Berk: Denesek mi?

(Hafif bir sırıtışla söylediği şey karşısında salak gibi ona bakmaya başladım. Tepkimi görünce gülmeye başladı.)

'Neyden bahsediyorsun?'

Berk: Seni umursuyor mu? Umursamıyor mu bir bakalım.

(Cevap vermeme bile fırsat vermeden kolumdan tuttuğu gibi beni kaldırdı. Mete'ye baktığımda hala o kızla yiyişiyordu. Gözlerimden yaşlar düşmeye başlamışken Berk kolumu hafifçe sıkarak ona dönmemi sağladı.)

'Gerçekten umurunda bile değilim.'

Berk: Şhh ağlama. Gel.

'Nereye?'

Bana cevap vermeden yürümeye devam etti. Barın kapısından çıktığımızda hala salak gibi ona bakmaya devam ediyordum. Sonunda durup bana döndü.

Berk: Bak, Mete senin benimle bir yere gitmene izin vermez. Hele ki böyle sarhoşken. Şimdi izle kapıdan endişeli bir şekilde çıkacak. Seni umursuyor Lina..

(Ne oldu şimdi buna? Geçen gün o tehlikeli, o aşktan anlamaz diyen o değil miydi? Şimdi ise beni avutuyor. Gene de dediklerine inanıp kapıdan çıkmasını bekledim.

Aradan 20 dakika geçti ama hala kapıdan çıkmadı..)

'Ahaahhah! Gerçekten baya önemsiyor!'

Berk: Hayır! Çıkması lazımdı..

'Evet çıkması lazımdı ama çıkmadı. Artık umurunda değilim Berk. Bunları söylerken gözlerindeki ifade.. Çok tuhaftı. Yani ne bileyim? Doğruyu söylüyordu. Çok ciddiydi..'

Berk: Üzülmeni istemiyorum Lina..

'Ahahah! Kaderimde var olum bu benim!'

Berk: Tipe bak ya!

(Sarhoş olmanın verdiği gereksiz gevşeklikle hareket ediyordum. Berk'in yerinde olmak istemezdim. Ben asla sarhoş insanlarla uğraşmam. O nasıl katlanıyor merak ediyorum.. 

Dümdüz yere bakıyordum. Şuan dışarıdan nasıl göründüğüm hakkında zerre fikrim yok ama Berk'in sırıtarak beni izlemesine bakılırsa alay konusu oldum. Bir yandan ağlıyor bir yandan da burnumu çekip duruyordum Gerçekten kafam yerinde olsa asla böyle şeyler yapmazdım. Midemin bulanmasıyla bir anda yerden kalktım ve midemi tutmaya başladım. Berk'te anlamış olacak ki beni hemen köşeye bir yere sürükledi. Bende bu anı bekliyormuş gibi midemde ne varsa hepsini çıkardım. Berk bir yandan saçlarımı tutuyor bir yandan da altımdaki etek kısa olduğu için tam arkamda durup bedenimi saklıyordu. Bu gece için ona ciddi bir teşekkür borcum var. Ben işimi bitirince yerimden doğruldum ama aniden doğrulduğum için başım acayip dönmüştü. Berk beni kollarının arasına alıp arabaya sürüklemeye başladı. Arabaya bindiğimde oda hemen yan koltukta yerini aldı.)

Berk: Kemerini bağla.

'Hı? .. Ha! Tamam!'

(Gereksiz neşeli bağırışımla sırıtmaya başladım. Oda sırıtarak beni izliyordu. Ama bir saattir şu lanet kemeri takmaya çalışıyordum. Gözlerim bulanık gördüğü için bir türlü doğru bir şekilde takamıyordum. Sonunda Berk oflayarak kemeri ellerimden aldı ve takmak için bana doğru eğildi. Çok fazla yakınlaştığımız için gözlerimi kocaman açarak ona bakmaya başladım. Oda sonunda beni fark edince sertçe yutkundu ve afallamış bir şekilde bana bakmaya başladı. Hemen ardından ikimizde sanki gıcık tutmuş gibi öksürmeye başladık. O arabayı çalıştırmaya çalışırken bende arabadan dışarı bakmaya başladım. Mete bar kapısının oradan sinirli bir şekilde bana bakıyordu. Büyük ihtimalle az önceki yakınlaşmayı yanlış anlamıştı. Ama artık oda benim umurumda değil! Yani herhalde.. 

Onunla bir süre bakıştıktan sonra gözlerim dolmaya başlamıştı ama hemen ardından gördüğüm şeyle başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Mete hala tepkisiz denecek şekilde bana bakarken arkasından ona sırnaşan kızı görmemle gözlerimdeki yaşları serbest bıraktım. Mete kızı fark edince bir anda kıza döndü ardından hemen bana döndüğünde biz çoktan arabayla oradan uzaklaşmaya başlamıştık. Gerçekten iğreniyorum.. Sadece kalktım dans ettim ve benden öcünü bu şekilde alıyor. Peki Mete Bey öyle olsun!)




İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now