32

959 33 0
                                    


Aradan 1 saat geçti ve her şey gayet tıkırında ilerliyor. Mete ve Berk sürekli birbirlerine laf sokmaya çalışsa da bir şekilde ortam yumuşuyordu. 

'Gençler hava çok güzel bahçe de devam edelim mi?'

Barış: Doğru. Ben yukarıdan minder getireyim. Siz çıkakoyun.

Barış yukarı gittiğinde bizde elimize biralarımızı alıp dışarı çıktık. Berk omzuma dokunarak fısıltı gibi bir sesle:

Berk: Bir dakika gelir misin?

Ona kafamı olumlu bir şekilde salladıktan sonra bizimkilere dönüp baktım. Çoktan bahçe kapısına ulaşmışlardı. Bende Berk'in peşinden mutfağa ilerledim. Gerçekten çok gergin görünüyor. Yanına gidip tezgaha yaslanarak ona bakmaya başladım.

Berk: Lina.. Sabah sana Mete ile ilgili söylediklerimi hatırlıyor musun?

'Evet ama söylediklerinden pek bir şey anlayamamıştım.'

Berk: Bak Lina ben Mete ile kavgalıyım. O adam tam bir pislik. Sana her ne kadar masum biri gibi gözükse de değil!

'Bunu neye dayanarak söylüyorsun?'

Berk: Bak benim kız kardeşim 4 yıl önce Mete'ye aşık oldu. Mete onu istemediğini söyleyip duruyordu. Tamam biraz suç kardeşimdeydi ama ona aşıktı ve Mete onu istemiyordu. O adam aşk nedir bilmiyor. Kardeşime bir gece yanına gelmesini söyledi. The Death diye bir dövmeci stüdyosu var. Biliyorsundur.. İşte oraya çağırmış. Kafası güzelmiş..

(Aklıma dün gece gelince birden gözlerim dolmaya başladı. Bana gecenin bir yarısında sarhoş bir şekilde mesaj attı ve aradığımda yanına gitmemi istedi. O kıza da aynı şeyi yapmış. Hızlıca dikkatimi Berk'e geri verdim ve ne diyeceğini dinlemeye başladım.)

Berk: Kafası güzelmiş ve kardeşim yanına gittiğinde, Mete bir anda ayağı kalkıp ona tokat atmış.

'Neden?!'

Berk: Dengesiz adamın teki çünkü! Kardeşim hiç birimize haber vermeden evden çıkıp aşık olduğu adamın yanına gidiyor ve o adam kardeşim yanına gider gitmez tokat atıyor! Bunda denge yok! Daha sonra kardeşime 'Defol!' Diye bağırıp onu kapının önüne atmış. Kardeşim sabaha karşı ağlamaktan gözleri şişmiş bir halde eve geldiğinde korkudan ölecektim. O adamın başka bir şey yapıp yapmadığını sorduğum da sadece daha ne yapabilir deyip konuyu kapattı. Bir daha da o adamın yanına gitmemesi için yasak koydum. O günden sonra bir süre Mete'yi izledim. O dövmeci yeri sadece sıradan biri gibi gözükmesine yardımcı oluyordu. O manyağın teki. Ruhsal sorunları var.. 

'Berk.. Peki takip ettiğinde ne- neler gördün?'

Berk: Lina.. O bir kaç kişiyi depo gibi bir yere götürüp işkence ediyordu.. Yanında da 5 tane takım elbiseli adamlar vardı ve onun sözünden çıkmıyorlardı. Tabi birde ortak olduğunu söylediği Arslan vardı..

(Duyduklarımla bir iki adım geriledim.)

'Peki bu- bunu neden yaptığını biliyor musun?'

Berk: Bilmiyorum. Sadece o tehlikeli bir adam. Sana bir çok konuda yalan söylediğine eminim.

'Tamam Berk.'

Berk: İyi misin?

'Bu da soru mu?! Harikayım! Gider misin?'

Berk: Kalsam daha i-

'Git..'

Berk: Peki Lina..


Berk gittiğinde koşarak odama çıktım ve kapımı kilitleyip kapıya yaslanarak ağlamaya başladım. Ayaklarım artık beni taşıyacak gücü kaybettiğinde olduğum yere çöktüm. Bana yalan söylemişti.. Hangi konuda bilmiyorum ama Berk'in anlattığı kişi Mete olamaz.. Takım elbiseli adamlar? Mete mafya mıydı? Peki o masum bir şekilde seven kıza attığı tokat? O kadar vicdansız biri olamaz benim sevdiğim adam! Berk yalvarırım yalan atıyor ol.. Ama o oda? O gece bana saldıran çocuklara ne yapmıştı? Offff! 

Benim kesinlikle Mete ile konuşmam gerekiyor..

Arkamdaki kapıya vurulduğunda korkuyla ayağı kalktım ve sesim titrese de önemsemedim.

'Kim o?'

Mete: Benim canım..

Kalbim sanki ağzımda atıyordu. Mete'den korkmaya başlamıştım. Ona olan aşkım zerre kadar azalmasa da duyduklarım..



İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now