17

1.3K 34 0
                                    


      Telefonumun çalmasıyla gözlerimi zar zor araladım. Telefon ısrarla çalmaya devam ederken hafifçe yerimde doğruldum ve Yağmur hala uyuyordu. Bu kadar sese nasıl uyanmazsın be! Kimin aradığına bakmak için telefonu elime aldığımda sonunda susmuştu. Uras 2 kere, Bora 4 kere aramış. Saat akşamüstü 5 olmuş ve ben daha yeni uyanıyorum. Yuh be! Yağmur'u rahatsız etmemek için sessizce odadan çıktım ve salona indim. Neden aradılar acaba? İkisiyle de konuşmak istemiyorum. En iyisi ikisine de müsait olmadığımı yazıp geçeyim.


     Saat 8'e geliyordu ve mesajımdan sonra iki kez daha aradılar beni. Ama sadece görmezden geldim. Gerçekten şuan kafam kimseyi kaldıracak durumda değil. Yağmur gözlerini ovuşturarak koltuğa kendini attı. Şuan gerçekten aşırı gıcık görünüyor.

'Of! Kafam salak gibi.. Neden beni kaldırmadın?'

'Sanki kaldırmak istesem kalkardın da.'

'En azından deneseydin.'

'Yağmur! Şuan uyku sersemliğini çekemem..'

'Uyku sersemi falan değilim ben!'

'Aaaa! Barış mı arıyor?'

'NE?! HANİ NER-'

'Ahahaaha! İşte şimdi gerçekten uyandın.'

'Ha-ha ve ha! Ne kadar komiksin ya!'

'Sus be! Suratsız!'

'Lina.. Gerçekten Barış arıyor..'

'Kızım hissediyorum ben. Erdim erdim!'

'He canım ermişsindir kesin.'

'Hıh!' 


     Offf! Kankamı da kaybettim.. Odaya geçti ve resmen dışlandım! Pöff! Neyse ya..


 'Yağmurrr!!!!'

'Ne var be?! Ne bağırıyorsun?!'

'Kankacımm..'

'Noldu Lina? Neyin var kuzum?!'


     Odadan koşarak çıktı ve yanıma geldi. 1 Saat geçti ve hala konuşuyorlardı bende anca numara yaparak konuşmalarını bitirmeyi başardım. Yanıma geldiğinde hemen sarıldı ve gözlerini açarak bana bakmaya başladı. İstemsizce yüzümde yayılan sırıtışla ölüm fermanımı imzaladım. Şuan da o kadar kızgın ki beni hiç acımadan öldürebilir. Ona köpek yavrusu gibi tatlı bir bakış atmaya çalışarak konuşmaya başladım.

'Amaa kankacım. 1 saat oldu..'

'Yaa! Gelicektim zaten. Beni endişelendirmene gerek yoktu.'

'Lan hala gelicektim diyor. Dayak mı istiyorsun kızım sen?!'

'Aman be! Seninde bir anın bir anına uymuyor.'

'Sıkıldım ben'

'Barış ile şu bizim kafeye gidicez. Gelsene!'

'Hangi kafe? Mete'lerin oradaki mi?'

'Evet. Çok güzel bir kafe değil mi?'

'Öyle tabi..'

'Geliyorsun değil mi?'

'Yok canım ya.. Siz gidin. Hem ilk kez sevgili olarak bir yere gideceksiniz. Benim ne işim var.'

'Ya ne demek ne işim var. Kızım sen olmasaydın şuan sevgili bile değildik.'

'Barış belki istemez. Söyleyemezde.. Emrivaki yapmayalım kanka.'

'Tamam telefon hoparlördeyken sorucam. Bakalım gerçekten ne düşünüyor.'

'Ya Yağmur! Valla gelm-'

'Şhh! Çalıyor- Heh alo! Barış napıyosun?'

'İyi canım çıktım evden size geliyorum.'

'Ben şey diyecektim. Lina'da bizimle gelse mi?'

'Tabiki! Gelmek isterse gelsin. Hem sohbet etmiş oluruz hemde sevgilimin en yakın arkadaşıyla daha iyi tanışmış olurum.'

'Dimi? Rahatsız olmazsın değil mi?'

'Hayır tabiki ne rahatsızı? Onun sayesinde o muhteşem akşamı yaşabildim. Ona borçluyum.'

'YAAA! CANIM ENİŞTECİĞİM!'

'Ahahahah! Deli kızlar! Yaklaştım hemen hazır olun bakalım.'

'Hazırız bile!'


     İkimizinde aynı anda neşeyle çıkan sesimize güldükten sonra telefonu kapattık. Hemen üstümüze bir şeyler geçirip saçlarımı taradım. Akşam olduğu için hafif esiyordu bu yüzden salaş ama tarzıma uyan bir hırka geçirip çıktım. Yağmur'da İçine sadece askılı bir body giydi üstüne de bir deri ceket giydikten sonra o da yanımıza geldi. 


YAĞMUR'UN GİYDİKLERİ

YAĞMUR'UN GİYDİKLERİ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


 lİNA'NIN GİYDİKLERİ

 lİNA'NIN GİYDİKLERİ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.





İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now