51

667 26 0
                                    


Markete girdiğimizde hemen kasiyer kızın yanına gittim. 

'Kolay gelsin. Ben iş ilanı için gelmiştim.'

(Kız kısa bir şekilde beni süzdükten sonra kasadan çıkıp yanıma geldi.)

-Tamam gel müdürün yanına götüreyim seni.

'Pekala.'

(Kızın arkasından tıpış tıpış arka tarafa kadar onu takip ettim bir anda durup bana döndü ve yan tarafta demirden bir kapıyı işaret etti.)

-İçeriye geçin o ilgileniyor bu şeylerle.

'Tamam teşekkür ederim.'

-Rica ederim.

(Kız tekrar beni süzüp yanımdan ayrılınca arkasından dil çıkarıp üstümdeki kıyafetleri düzeltip kapıyı araladım. Hayatım boyunca ilk defa bir iş görüşmesi için bir yere geliyordum. Ve bu benim gereksiz heyecanlanmama yol açıyordu. İçeri girdiğimde hemen sağ tarafta 3 tane bilgisayarın olduğu masada oturan bir adam vardı. Benim girdiğimi görünce kaşlarını kaldırıp bakmaya başladı.)

'Ben iş ilanı için gelmiştim.'

-Anladım. Kaç yaşındasınız?

'23 Yaşındayım.'

-İsminiz?

'Lina.. Lina Korkmaz.'

-Pekala Lina hanım. Şu cv yi doldurun siz.

(Elinden kağıdı ve kalemi alıp arkada duran masaya geçip oturdum. Bütün bilgilerimi yazdıktan sonra kağıdı tekrar adama uzattım.)

-Tamamdır.

'Ne kadar sürede dönüş yapılır mı?'

-Bilmiyorum. Sizin gibi çok fazla insan gelip cv dolduruyor. Eğer olumlu olursa zaten sizi ararlar.

'Anladım teşekkürler.'

-İyi günler.

Kapıdan çıkıp umutsuz bir şekilde marketten çıktım. Yağmur köşede beni bekliyordu. Beni görünce hemen yanıma koşup kaşlarını kaldırmış bir şekilde bana bakmaya başladı.

'Biz sizi ararız dediler kısaca kankacım..'

Yağmur: Hadi be.. Neyse ya! Daha bir sürü iş var. Gel ilkiydi daha bu zaten.

*** 

Hava kararmaya başlamıştı ama başka bir iş ilanı ile daha karşılaşamamıştık. Ayaklarım zonklamaya başım ağrımaya başlamıştı. 

'Neyse kanka. Baksana iş falan yok. Geri dönelim en iyisi..'

Yağmur: Peki kanka.

İkimizinde suratı düşük bir şekilde eve doğru yürümeye başladık. Mete'nin dövmeci yerinin önünden geçiyorduk. Ben dükkana bakıyordum acaba Mete içeri de mi diye ama Yağmur kolumdan çıkıp karşısındaki kafeye ilerlemeye başladı.

'Kanka hiç girmeyelim. Çok yoruldum.'

Yağmur: Lina koş!

'Ne oluyor?'

Yağmur: Gelsene kızım bi!

Hızlıca yanına gittiğimde kafenin kapısına yapıştırdıkları küçük bir kağıda bakıyordu. Bende eğilip okumaya başladığımda bir garson aradıklarını yazmışlardı. Hemen heyecanla Yağmur'a döndüm.

'Oley be!'

Yağmur: Şansın böylesi! Burası kabul ederse sevgilinle karşılıklı olacak iş yerleriniz.

'Tabi asıl işinden buraya gelebiliyorsa..'

Yağmur: Ne? Ne dedin?

'Hiç! İçeri girip soralım hemen.'


Duymadığı için dualar ederken çoktan baristanın yanına ulaşmıştık. 

'Kolay gelsin!'

-Teşekkür ederim?

'İş ilanı için gelmiştim de ben.'

-Tamam. Bakın şuradaki masada oturan adam buranın müdürü. Ona söyleyin size yardımcı olabilir.

'Çok sağol.'

Çocuğa gülümseyip hemen masadaki adamın yanına geldim. Önünde laptop vardı ve kulağında kulaklık ile ciddi bir şeyler yapıyor gibi görünüyordu.

'Pardon..'

-Buyurun?

'Ben iş ilanı için gelmiştim de barista arkadaş sizinle konuşmam gerektiğini söyledi.'

-Evet buyurun oturun lütfen. Şanslısınız. Daha bugün astık o yazıyı ve ilk gelende siz oldunuz.

'Bu iyi bir şey sanırım..'

(Adam kahkaha atarak arkasına yaslandı ve kulaklığını çıkarıp laptopunu kapattı.)

-Şu cv yi doldurun siz. 

(Kağıdı ve kalemi alarak doldurmaya başladım. Aynı zamanda da sorularını cevaplandırıyordum.)

-Becerebilir misin garsonluğu?

'Tabiki efendim.'

-Daha önce çalıştın mı bu tarz bir işte?

'Hayır çalışmadım ama kendime güveniyorum.'

-Bana da bu lazım zaten. Deneyimliyim diyerek işe giriyorlar ertesi gün bardak kalmıyor. 

(Cv'yi doldurduktan sonra adama uzattım. Cv'ye uzunca bir süre baktıktan sonra elini uzattı. Ben nolduğunu anlamadığım için salak salak bakmaya devam ettim.)

-İşin hayırlı olsun kızım.

'Ne? Bu kadar kolay mı?'

-Ben insanın konuşmasından bakışından anlarım onun yamuk olup olmadığını. Seni sevdim.

'Ben.. çok teşekkür ederim!'

Hemen adamın elini sıkıp sırıtmaya başladım. Adam babam yaşlarında falandı büyük ihtimalle ama bakışları babam gibi değildi. Sıcaktı.. Babacan bir adama benziyordu. Ben sırıtınca oda gülmeye başladı.

-Heyecanlı çalışanları severim. Ahahah! Yarın 3'te gel başla.

'3 mü? Çok geç değil mi?'

-Vardiya sistemi işliyor bizde. Bir grup sabah 7 akşam 4. Diğer grupta öğlen 3 akşam 12. Haftalık olarak değişmeli ilerleyecek. Asgari ücret alacaksın. 

'Tamam efendim. Yarın görüşmek üzere o halde.'

-Tekrar hayırlısı olsun kızım. Git ve son bir kez dinlen. Ahahah!

'Tamam..'

Yüzümde koca bir tebessümle kafeden çıkıp zıplamaya başladım. Yağmur gene koşarak yanıma geldi ve hemen boynuna atladım.

'Oldu oldu! Aldılar beni işe yarın 3'te başlıyorum. Vardiya sistemiyle ilerliyormuş!'

Yağmur: Çok sevindim be! Kızım harbi ballısın sen ya. Mete ile karşı karşıyasınız!

'Hakaten ya! Offf çok mutluyum. Hemen eve gidip bunu kutlayalım!'

Yağmur: Kesinlikle! Hadi koş!


Koşar adım eve ilerlemeye başladık. Eve girmeden önce bir markete girip kutlama için yiyecek içecek bir şeyler aldık. 

Hakaten ilk kez şans yüzüme gülmüştü. Hem hayatımda ilk defa çalışacağım için hem de Mete'ye yakın olacağım için çok heyecanlıydım. Umarım sönüp gitmez bu mutluluğum. Artık programlanmış gibiyim. Ne için çok sevinsem o elimden alınıyor. Ama bu öyle olmayacak. Bu kez olmayacak! 




İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin