62

635 29 0
                                    


Kağıt helvasını bitirdikten sonra ayağa kalkıp bir centilmen edasıyla kolunu kıvırıp girmem için beklemeye başladı.

'Ah gerçekten delinin tekisin!'

-Sadece gülmeni istemiştim..

(Suratını asınca hızla kalkıp koluna girdim ve sevimli olduğumu düşündüğüm gülümsememle ona bakmaya başladım.)

'Seni seviyorum..'

-Canım çok üzgünüm ama tercihim erkeklerden yana.

'Salak!'

-Sağol canım! Nerede bu bar?

'Bir taksiye atlayalım yürümeye kalkarsak uzun sürer.'

-Pekala hanımefendi.

'Ahahah! Seninle buluşmaya karar vererek en iyisini yapmışım gerçekten.'

-Tabiki bebeğim!

'Şhh! Duyacaklar.. Kısmetimi kapatıyorsun.'

-Ahahahaha! Demek öyle..

Bir anda kolunu omzuma atıp beni kendisine çekince kurtulamamıştım. Ama biraz ileride duran bir taksi görünce hızla beni bırakmış ve taksiye koşmaya başlamıştı. Bende arkasından koşmaya başladım. Neden koştuğumuz hakkında zerre fikrim yoktu ama ona uymak eğlenmemi sağlıyordu ve bu hoşuma gidiyordu. Hiç değişmemiş olması beni o kadar mutlu ediyordu ki..

***

Taksiden inince bara girmek için ilerledik ama beni bir anda durdurunca gözlerimi büyütüp ona bakmaya başladım.

'Ne yapıyorsun?'

-Saat kaç?

(Çantamdan telefonu çıkarıp baktım ve saati ona söyledim. Hala bir şey anlamamıştım.)

'20:45'

-Boştur şimdi orası. Gece saatinde gelmemiz gerekirdi.

'Bunu şuan mı söylüyorsun?'

-Aklıma yeni geldi.

'Burada çok fazla zaman harcamak istemiyorum. Sonuçta burası Mete'ye ait ve burada olabilir ya da buraya gelebilir. Bu fikir sinirlerimi bozmama yetiyor.'

-Yakında bir yerlerde kafe tarzı bir yer vardır. 

'Kafe kapanana kadar içeride otururuz.'

-Kesinlikle..


Gözlerimi devirip pek dolu olmayan sokakta ilerlemeye başladık. Fakat kafe tarzı bir yer yok gibiydi.

'4 saat boyunca yürüyeceğiz sanırım?'

-Hakaten ya! Şimdiden ayaklarım ağrımaya başladı.

'4 saat benim içinde fazla olurdu.'

-Şurada park var! 

Aynı anda birbirimize bakınca gülerek koşmaya başladık. Hızla salıncaklara binip sallanmaya başladık. Küçükken de bunları yapardık..

'Hala hatırlıyor olmana sevindim.'

-Unutamazdım ki. Sen benim en özel ve tek arkadaşımdın. Hala da öylesin. Gerçekten tekrar bir araya gelmemiz büyük bir şans..

'Aynen.. İlk önce yorulan diğerine dondurma ısmarlar!'

-Aahahaha! Tamamdır!


****

Aradan bayağı bir süre geçmişti ve biz hala sallanmak için çabalıyorduk. Hem başımız dönmüştü hem de kollarımız kopmak üzereydi..

-Ne inatçısın! Altı üstü bir dondurma..

'Bana diyene bak!'

(Kendini bir anda salıncaktan atıp yere boylu boyunca uzanınca bende hemen inip yanına uzanmıştım.)

'Sen kaybettin..'

-Ruh hastası..

'Ahaahah!'

(Ortama sessizlik hakim oldukça aklıma yaşadıklarım ve yaşayacak olduğum şeyler geliyordu ve içimi bir hüzün karmaşası kaplıyordu. Yerimde oturur pozisyona gelip çantama uzandım. İçinden sigara paketimi çıkartıp bir tanesini yaktım. Bu hareketime iğneleyici sözler söylemesini beklerken oda oturur pozisyona geçip paketten bir sigara çıkardı ve yaktı. Salıncak demirine yaslanıp başımı dayadım. Oda karşımdaki demire geçip aynısını yapınca kıkırdadım.)

'Hey! Beni taklit ediyor gibisin!'

-Ya da aynı şeyleri hissediyoruz arkadaşım..

'Daha olası geldi..'

(Bir süre sonra içime düşen kuşkuyla ona baktım.)

'Peki tüm bu çabalarımın sonunda, Mete'nin gerçekten bile isteye beni aldattığını öğrenirsem ne olacak? Daha büyük bir hayal kırıklığı mı yaşayacağım?'

-Peki ya bunların altından başka bir şeyler çıkarsa? Bunu yapmadığın için pişman olmaz mıydın?

'İki ucu da boklu değnek yani..'

-Yani..

'O zaman hadi dondurma alda gel.'

-Birde bana diyorsun.. Tamam sende gel. Saat geç oldu ve tekin bir yere benzemiyor burası.

'Tek başına gitmekten korktuğunu söylemiyorsun da!'

-Ne alakası var kızım?!

'Sus ve dondurmamı al.'

(Hala ayakta bana bakan bedene dönünce büyük bir nefes verdim ve ayağı kalktım.)

'Yürü başımın belası. Yürü!'

Sırıtarak koluma girince kıkırdadım ve gereksiz bir sevinçle markete ilerlemeye başladık. Dondurmalarımızı aldıktan sonra az önceki parka gelip bir banka oturup dondurmalarımızı yemeye başladık.

-Saat kaç oldu?

'Dur bakayım.. 23:58'

-İyi ki bu park karşımıza çıktı. Yoksa zaman geçmezdi valla.

'Haklısın. Şunları yiyelim de sevgili kumamı ziyaret edelim.'

-Kuma ne kız? Ahahahaha!

'Ne diyeyim bilemedim işte..'







İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin