34

905 30 0
                                    



Mete: Kimden ne duydun?

'Yani duyduklarım doğru.'

Mete: Ne duydun diyorum?!

'Bana bağırma! Senin bir ruh hastası olduğunu! İnsanlara işkence ettiğini..'

Mete: Kim söyledi?

'Bunu öğrenip ne yapacaksın? O kişiye de mi işkence yapacaksın?!'

Mete: Lina kes sesini! Ben kimseye boşu boşuna işkence etmedim!

'Allahım! Yani.. Tüm bunlar.. DOĞRU MU?!'

Mete: Yürü!

'Seninle hiç bir yere gelmeyeceğim!'

Mete: Geleceksin! Saçma sapan duyduğun şeylerle beni bir canavar olarak tanımanı istemiyorum. Gerçekleri öğrendikten sonra istediğini yapabilirsin seni tutmayacağım.

'Depodaki işkence odana mı götürüyorsun beni?'


Bana hiç bir cevap vermeden kolumu tutup sürüklemeye başladı. Diğerleri de bağırışmalarımızı duymuştur ama bahçenin diğer ucunda olduğumuz için konuyu anladıklarını sanmıyorum. Anlasalardı şuan burada olurlardı. Berk beni Mete'nin kolumdan tutup götürdüğünü görünce yerinden kalkmıştı ama elimle ona dur işareti yaptığımda yanımıza gelmedi. O sadece benim iyiliğimi istedi bu yüzden bunları anlattı. Gidipte bunu Mete'ye söyleyerek onun başını derde sokmam kalleşçe olur. 

Motoruna bindiğinde bana da sertçe kaskı uzattı ve binmem için önüne dönüp beklemeye başladı. Hayır yani sinirlenmesi gereken benken ona ne oluyorda triplere giriyor! Bende kaskı elinden sertçe alıp taktıktan sonra arkasına bindim.

Motoru çok hızlı sürdüğü için korkuyordum. Kendimi sıktığım içinde tırnaklarım benden bağımsızca onun vücuduna batıyordu ama bundan hiç şikayet etmiyordu. Gerçi hissettiğinden de emin değilim.

Deponun önüne geldiğimizde hızlıca motordan inip kaskı çıkardım. Oda hızlı hareketlerle bunu yaptı ve deponun kapısını açarak içeri girmemi bekledi. Bende hiç beklemeden istediğini yaptım. Bu gece ne olacaksa olsun! İçimde gram korku yoktu ama masum bir kıza tokat attığı için ve insanlara işkence çektirdiği için ona kızgındım. Ha bir de tanıdığım sandığım insanı hiç tanımamış olduğum içinde kırgındım.. İçeri girdiğimde eliyle otur işareti yapıp içeri o işkence aletlerini gördüğüm odaya ilerledi. Bende koltuklardan birine oturup kaskı sehpaya bıraktım. 

Elinde çanta gibi bir şey ile geldi ve çantayı kaskı ittirip sehpaya koydu. Elleme dedikten sonra tekrar o odaya gitti. Bu sefer elinde o işkence aletlerini tutuyordu. Onları da sehpaya bıraktı. Karşımdaki koltuğa oturup çantayı açtı. İçinde değişik modellerde bir sürü silah vardı. 

Mete: Sana tehlikeli biri olduğumu söylediler değil mi?

'Evet..'

Mete: O odaya girdiğini biliyordum. Sadece kendin gelip sorarsın diye bekledim.

'Nasıl ya? Kendin açıklayıp bana bunları yaşatmasaydın daha iyi olmaz mıydı?'

Mete: Kendimde o gücü bulamadım.

'Peki! Artık karşındayım ve soruyorum. Tüm bunlar neyin nesi? Bunlarla ne yapıyorsun? Sen kimsin Mete Poyraz?'



İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now