54

656 26 0
                                    



Arslan'ın beni sarsmasıyla kendime geldim. Boynum ağrımış ya.. Acıyla boynumu ovarken etrafa bakınmaya başladım. Ormanlık bir yere gelmiştik. Arslan'a dönüp baktığım da gözlerini kısmış telefonuna bakıyordu.

'Noldu? Geldik mi?'

Arslan: Onu anlamaya çalışıyorum.

(Bir elindeki telefona birde karşıya bakıyordu.)

Arslan: Evet bulduk.

Tekrar arabayı çalıştırıp nereye gittiğinden emin bir şekilde ilerliyordu. Her yer ağaçlık olduğu için etraf görünmüyordu. Telefonu cebimden çıkarıp ekrana baktım. Belki aramıştır falan diye ama yok. Hiç bir çağrı yok.. Saat gecenin 1'i olmuş ya. O kadar sürmüş mü yol?

Hemen sol tarafımızda 2 katlı ama lüks duran bir otelin ışıklarını gördük. Ormanın içinde lüks bir otel.. Güzel seçim Mete Bey!

Arabayı park ettikten sonra hemen arabadan indim ve ilerlemeye başladım.

Arslan: Dur Lina! Beni beklesene.

'Hadi artık neler olup bitiyor öğrenmek istiyorum.'

Arslan beni asansörlere gönderdi ve başka bir yere gitti. Ben asansörü çağırıp gelmesini bekledim. Sonunda geldiğinde gözlerim Arslan'ı aradı. Elinde bir anahtarla gelince hızlıca asansöre bindik. Büyük ihtimalle bu asansör engelliler için falandı ama merdivenlere gitmek aklıma gelmemişti. Geldiğimizde hızlıca asansörden çıkıp uzun bir koridor bizi karşıladı. Tamam 2 katlı ama devasa bir otel bu..

Arslan'ı takip ederek bir odanın kapısında durduk. Kapıyı açacakken birden onu durdurdum. Gözlerim dolmaya başladı.

Arslan: İyi misin? İstersen tek başıma gireyim.

'Hayır hayır beraber gireceğiz. Aç hadi.'

Sessiz olmaya özen göstererek kapıyı sonuna kadar açtı ve ilk benim girmem için kenara çekildi. Derin bir nefes alıp ilerlemeye başladım. Bütün vücudum titriyordu ve beynim uyuşmuş gibiydi. 

İçeri girdiğimde kocaman bir salon beni karşıladı ama boştu. Sadece bir sürü viski şişesi vardı. Salonun ilerisinde bir kapı vardı ve büyük ihtimalle Mete oradaydı. Kapıyı gidip kulpunu tuttum. Mete yalvarırım tek ol. Kapıyı birden açtım ve benim için her şeyin sonlandığını hissettim. Mete ve Jale olduğunu tahmin ettiğim kadın sarılmış yatıyorlardı. Benim sesli girişimden sonra ikiside bir anda yerlerinden sıçradılar. Kadın yorganla üstünü örtmeye çalışıyordu ama Mete sadece gözlerime bakıyordu. Açıklama falan yapmıyor sadece donuk bir şekilde bana bakıyordu. 

Gözlerimden yaş akarken boğazım acısa da umursamadan konuştum.

'Neden?'

Sesim fısıltı gibi çıkmıştı ama beni duyduğuna emindim. Açıklama yapsana! Sarhoştum ya da bir hataydı vs. desene! Şuan o kadar çok inanmak istiyorum ki sana..

Ama hayır sadece öylece bana bakıyordu. Arkamda olduğunu unuttuğum Arslan bir anda odaya daldı ve Mete'ye bağırmaya başladı.

Arslan: Ne lan bu?! Bir şey söylesene kıza! Kardeşim sen değilsin bu! Bir şey söyle!

(Mete konuşmadıkça sinirleniyordu ve bende kırılıyordum.)

'Sana güvenmiştim be..'

Gözlerimdeki yaşlar akarken ağzımdan sadece bu çıkmıştı. Odadan çıkıp koşarak merdivenlerden inmeye başladım. Gözlerim acıyordu.. Bunu kaldıramıyorum. Canım çok acıyor!

Otelden çıkıp ormanda koşmaya başladım. Ama nereye gittiğim hakkında zerre fikrim yoktu. Sadece koşuyordum. Tüm kötülüklerden kaçmaya çalışıyordum sadece. Bir süre sonra nefesimin kesilmesiyle yere kapaklandım. Ne kadar süredir koşuyorum bilmiyorum. Hemen cebimden telefonu çıkardım ve saate baktım. 3:22 olmuştu. Arslan bir çok kez beni aramış ama koşarken kendimde değildim ve hiç bir şeyi görmüyordum. Telefonu tekrar kapatıp cebime koydum. Mete aramamış.. Umursamadı bile. Açıklama falan da yapmadı. Gerçi  ne diyecek ki?

Oturduğum yerde cenin pozisyonu alarak ağlamaya başladım. Kimse beni göremezdi sonuçta. İçim çıkarcasına ağlıyordum. Bu ormanda yolumu nasıl bulacağım onu da bilmiyorum. 

***

Aradan 1 saat rahat geçmişti ve biraz da olsa iyiydim. Ayağı kalkıp bu ormandan kurtulmayı planlıyordum. Ama hala hava zifiri karanlık ve benim yolumu bulmam imkansız gibi bir şeydi. Telefonumun flaşını yakıp etrafa bakınmaya başladım. Karanlığı severdim ama bu karanlık o karanlık gibi huzur vermiyordu. Bir anda telefonumun flaşı kapanınca ödüm koptu ve telefona baktım. Offfff tam zamanı he! Şarjım bitmiş.. Biraz daha ilerleyip kendime en azından gün ağarıncaya kadar oturacağım bir yer aramaya başladım. Bir anda ayağım bir boşluğa gelince kendimi bir çukura düşmüş buldum. Başımda büyük bir acı yayılmaya başlamıştı ve yüzüme akan sıvıya bakılırsa kanıyordu. İstemesem de gözlerim kapanmaya başladı. Tüm bunlar bir rüya olsun.. Lütfen..





İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin