24

1.1K 36 0
                                    


Evet sadece yaşadıklarımın hırsını çıkarmak ister gibi sadece birilerine sataşıp duruyorum. Bu böyle yürümez. O adam bize evini açtı tamam bana bayılmasını beklemiyorum zaten. Of resmen Mete yüzünden bütün dengem şaştı. Artık eskisi gibi düzgün düşünemiyorum bile. Ama geçecek..


Onların yanına gittiğimde Yağmur ikili koltukta Barış'ın kollarının arasında mayışmış bir şekilde televizyon izliyordu. Ne kadar huzurlu görünüyorlar. Sevdiği kız yanında kollarının arasında.. Yağmur ise sevdiği adamın kollarının arasında onun kokusunun verdiği huzurla uyumak üzere şuan.. Acaba Mete'nin korkuları olmasaydı. En azından imkansız olduğumuzu düşünmeseyi, bizde onlar gibi olabilir miydik?

Beynimi karıncalandıran düşüncelerden kurtulmak istercesine kafamı sağa sola salladım ve yanlarına ilerledim. 

'Acıktınız mı?'

Hepsi birden 'EVET!' diye bağırdılar. Onların bu hareketi karşısında yüzümü buruşturup söylene söylene mutfağa gittim.

'Sormasam ölecektiniz herhalde..'


Mutfağa geldiğimde ne yapabileceğime bakmak için ilk önce dolabı açtım. İçi iki bekar erkeğin evinde görmeyi beklemediğim kadar doluydu. Bu evde bir yerlerde annemi vardı acaba.

Arkamdan bir el dolabın kapağını iyice açınca hızlıca arkamı döndüm. Berk sıkılmış gibi dolaba bakmaya başladı.

'Bu kadar yemekliği kim yapıyor bu evde?'

Berk: Şaşırdın sanırım..

(Hala dolabı incelerken hafif kıkırtıyla sorduğu soruya bende gülmüştüm. En azından bir süre aynı evi paylaşacaksak iyi anlaşmamız bizim için iyi olurdu.)

'Yani evet..'

Berk: İyi yemek yaparım..

'O halde yemekler senden?!'

Berk: hiç sevinme! Ben çok yoruldum bugün sizin odanızla uğraşmaktan!

'Öf be! İyi tamam yaparım ben.'

Berk: Mantar var evde onunla bir şeyler yapabilirsin. Sote falan-

'İstersen geç yap! Allahım Yarebbim ya!'

Berk: Aman be fikir olsun diye söyledim.

'Çok düşüncelisiniz bayım! Ama ben halledebileceğimi düşünüyorum.'

Berk: İyi peki..


Mutfaktan gittiğinde hemen telefonumdan müzik açıp mantarları soymaya başladım. O söyledi diye değil tabiki! Sadece en sevdiğim yemek mantar bu yüzden onu yemek istiyorum.


1 Saatin sonunda yemek hazırdı! İçinde mantar, tavuk ve köri sosu bulunan kremalı bir makarna yapmıştım. Offf! Efsane oldu ya!

Herkes için ayrı tabaklar ayarlayıp Yağmur'a seslendim.

Yağmur: Kızım sen naptın?! Bu efsane görünüyor!

'Teşekkür ederim tatlım. Hadi şu ikisini de sen al da gel.'

Yağmur: Hemen!


İçeri geçtiğimizde Berk hafif tebessümle tabağını aldı.

Berk: Tam olarak bundan bahsetmemiştim ama buda fena gözükmüyor.

'Yaptığıma dua et ve sus.'

Eliyle ağzında görünmez bir fermuarı kapattıktan sonra önüne dönüp yemeğini yemeye başladı. Hepsinden memnun kaldıklarını belli eden mırıltılar çıkınca gülümseyerek bende yemeğimi yemeye başladım.

Yemeklerimiz bittikten sonra Yağmur onları makineye koyup kahve yapıp gelmişti. Sohbetimiz gerçekten çok güzel ilerliyordu. Berk'e karşı da gerçekten ön yargılı yaklaşmışım. Tam kanka olmalık bir tip. 

Telefonumun sesiyle dikkatimi onlardan çekip telefonuma vermiştim. Bayadır kafam rahattı yani bir süreliğine yaşadıklarımı düşünmemeyi başarmıştım. Ama hayat buna izin vermiyor..

Arayan kişi Mete'ydi. İlkinde açmadım ama ısrarla aramaya devam ediyordu.. 

İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now