23

1.1K 37 0
                                    


Barış'ın evine geldiğimizde açıkçası biraz şaşırdım. Lise zamanlarında hiç bu kadar varlıklı olduğunu belli etmezdi. Gerçi şuanda da etmiyor. 2 katlı bahçeli havuzlu gerçekten çok modern bir evi vardı. Arkadaşıyla beraber yaşadığını söylediğinde biraz gerildim. Sonuçta Yağmur onun sevgilisi tamam ama ben bekarım ve o çocuğu zerre kadar tanımıyorum. 

Biz Yağmur'la salonda boş boş dikelirken ileride söylene söylene Barış'ın bavullarımızı yukarı çıkarmasına yardım eden arkadaşı dikkatimizi çekti. Ona bunu yapmasını istemedik bir de söyleniyor ya. Gidip elindeki bavulu aldım ve yüzüne bile bakmadan yukarı taşıdım. Barış'ın arkasından odaya girdim ve gözlerimin büyümesini engelleyemedim. 

Bu oda çok güzeldi. İki tane tekli yatak koymuş ve duvarlar su yeşili renginde boyamışlardı. Gerçekten en sevdiğim rengin boyalı olduğu odayı bize ayırması benim için çok büyük bir şanstı. Odaya sadece kapıdan bakarken bile içim huzur doluyordu.

Barış: Yağmur'la burada kalırsınız. Umarım beğenirsiniz..

'Sen deli misin? Bu çok bile.'

Barış: Ne demek çok? Sen benim baldızımsın ve Yağmur'da sevgilim. Sizi kötü bir ortamda yaşatacağımı düşünmediniz herhalde?

Yağmur: Hayatım gerçekten hiç gerek yoktu. Hem ne ara bu kadar şeyi ayarladın?

(Arkadan gelen Yağmur'un sorusu ilgimi çekmişti. Hakaten ne kadar süre geçti ki nasıl bu kadar hızlı ayarladı bunları? Bu sırada o huysuz görünümlü çocukta bize katıldı.)

Berk: Eh! Bizde boş değiliz..

(Ne yani bu güzel zevk ona mı aitti? Hiç inanmıyorum. Ona zaten uyuz olmuştum. Bir saat 'Neden bunları taşımak zorundayım?' Diye söylene söylene geziyordu. Belli ki zaten buraya gelmemizden de rahatsızdı.)

Barış: Evet.. Berk'e sizin geleceğinizi ve yatak vs ayarlamasını söyledim. Bu konularda benden çok çok daha iyidir ve hızlıdır. 

Berk: Teşekküre gerek yoktu ya.

Yağmur: Pardon Berk, teşekkür ederiz.

(Bu sefer de bana dönüp gözlerini kısıp bakmaya başladı. Bende her ne kadar gıcık kapsamda sonuçta bizim için bir emek vermişti. İstemeyerekte yapsa yapmıştı. Zorunda değildi.)

'Teşekkür ederiz!'

Berk: Seninle nedense iyi anlaşacağımızı sanmıyorum.

'Ah! Bende.'

Ona sahte bir gülümseme gönderdikten sonra Barış ve Yağmur'a döndüm. İkisi de tedirgin tedirgin bizi izliyorlardı.

'Merak etmeyin! Bana evini açan biriyle kavga etmeyeceğim.'


Onlar aşağı indiler bizde üzerlerimizi değiştirip kıyafetlerimizi çift kişilik koca dolaba yerleştirdik. Beyaz ve kocaman camları olan bir dolaptı. Odaya ferahlık katan diğer parçalardan bir tanesiydi. 


Yağmur: Berk iyi çocukmuş aslında. 

'Yaa! Ne demezsin.'

Yağmur: Sen neden bu kadar gıcık kaptın Berk'e?

'Ne bileyim? Bizi istemiyor olduğunu anladım ama bunu bu kadar gözüme sokmasına gerek yok.' 

Yağmur: Lina.. Canım benim. Sadece huysuz biri. Bizi istemediğini sanmıyorum. Barış'a özellikle arabada kaç kez sordum. İlk duyduğunda şaşırmış doğal olarak ama mecbur olduğumuzu duyunca 'o senin sevgilin tabiki yardımcı olacaksın.' demiş.

'Kötü biri değildir. Ona bir şey demiyorum.'

Yağmur: Sadece ön yargılı davrandığını düşünüyorum kuzum.

'Haklısın. Son zamanlarda yaşananları sanki birisinden çıkarmak istiyormuşum gibi. Ama söz bunu keseceğim.'

Yağmur: En azından fark edip kendini toparlıyorsun.

'En azından..'





İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now