80

628 22 0
                                    

METE'NİN AĞZINDAN


   Koltuğa uzanıp içimdeki rahatlama hissinin keyfini çıkarıyordum. Ona gerçeği söylemenin bu kadar rahatlatıcı olacağını bilseydim daha önceden de yapabilirdim.. Fakat hala bunu yaptığım için içimde kötü bir his vardı. Yerimden kalkıp tuvalete gitmek için yukarı çıktım. 


Aşağıya indiğimde Lina'nın hala içeri girmediğini gördüm. Merak edip dışarı çıktığımda ise oturduğu pufun devrilmiş olduğunu gördüm. Tüm vücudum korkuyla titremeye başlamıştı.. Hızlıca pufun yanına gidip etrafa bakınmaya başladım.

Mete: LİNA!!

Neden ses yok lan! Ellerimi sertçe saçlarımın arasından geçirdikten sonra dizlerimin üstüne çöktüm. Köşedeki sehpanın üzerine bırakılan kağıdı fark edince hızlıca kalkıp kağıdı alıp okumaya başladım.

''Anlaşmayı bozdun Mete. Bundan sonrası benim yöntemimle çözülecek.''

Mete: ŞEREFSİZ!!

Sesimi dinlediğinden emin olmuştum.. Hızlıca evden çıkıp arabama binerken nereye gideceğimi bile bilmiyordum. Telefonumdan hemen Arslan'ı arayıp harekete geçmelerini söyleyip kapattım. Arabayı çalıştırıp o şerefsizin evine gitmeye başladım.

***

Şehrin diğer tarafında oturduğu için uzun süren bir yolculuğun sonunda varmıştım. Arabadan inip hızlıca bagajdan silahların bulunduğu çantayı açıp içinden en işime yarayacak olanını aldım ve eve ilerlemeye başladım. Kapıdaki adamları bir kaç kurşunla devirip kapıya ulaştım. Kilidi bir ateşle kırdıktan sonra hızlıca içeri girdim. Önüme bir yığın adam çıkınca durmak zorunda kaldım. 

Mete: SAHİBİNİZ NEREDE?!

-Oooo! Misafirimiz mi var?

Mete: Lan O... Çocuğu! Lina'm nerede?!

-Aaa bu şekilde konuşma ama..

Yakasına yapışınca adamları silahlarını bana yöneltmişlerdi ama şuan umurumda bile değildi. Bu adamı şuracıkta gebertebilirdim. Eliyle adamlarına silahları indirmelerini söyleyince bende yakasını bırakıp yüzüne bir yumruk çakıp silahımı ona yönelttim. Adamları gene silahlarını bana yöneltince oda dudağındaki kanı iğrenç bir sırıtışla silip ayağı kalktı..

-Kuralları sende biliyorsun Mete ve sen onları çiğnedin.

Mete: Onun kılına zarar gelirse sana neler yapacağımı biliyorsun değil mi?

-Bundan sonrası benden çıktı Mete! Kurallara uyman gerekirdi.. Onu bulabilirsen bul fakat onu sana vermemi bekleme! 

Burada onunla boşa çene yoruyordum.. Hızlıca geldiğim gibi çıktım ve arabama ilerledim. Durumu öğrenmek için Arslan'ı aramaya başladım..

Mete: Bir şey buldunuz mu?

Arslan: Yok abi.. Telefonuda kapalı.

Mete: Bu adam sadece bir aracı Arslan! Şuan nerede olduğunu bile bilmediğine adım gibi eminim.

Arslan: Yapmamızı istediğin bir şey var mı?

Mete: Şu itin telefonuna bağlanabilir misiniz?

Arslan: Bu çok zor bir şey fakat denerim.

Mete: Deneme Arslan! O telefona bağlan!

Arslan: Abi bunu polislerden başka yapabilen sayılı insan vardır.

Mete: Sende o sayılı insanlardan biri değil misin?

Arslan: Demek istediğim.. Bizim polislerle bir anlaşmamız var ya hani-

Mete: Bu işe polis karıştırmayacağız Arslan!

Arslan: Zaman kaybetmemek için daha iyi olurdu abi..

Mete: Sadece sana söylediğim şeyi yap Arslan!

Arslan: Tabi..


Telefonu kapatıp yanımdaki koltuğa fırlattım. Kafamı direksiyona dayayıp gözlerimdeki yaşları geri göndermeye çalıştım. Nerede lan bu kız?! Ona anlatmasaydım.. Onu tehlikeye atmasaydım.. Az daha sabretseydim! Kahretsin be!

***

Sabah oluyordu ama hala Lina'm dan tek bir iz bile yoktu.. Mekana gelmiş bende o şerefsizin telefonuna bağlanmalarına yardımcı olmaya çalışıyordum.. Ama yok abi! Olmuyor.. 

Terasa çıkıp bir sigara yaktım ve manzarayı izlemeye başladım. Tüm şehir ayaklarımın altındaydı..

Mete: Ah be Lina'm.. Şöyle elimi uzatıp çekip alabilsem keşke seni. Her neredeysen..

Cebimdeki telefon titreyince hızlıca çıkarıp ekrana baktım. Ne diyeceğim lan ben şimdi bu kıza..

Yağmur..

-Mete! Lina'dan haber alamıyorum.

Mete: Yağmur.. Lina-

-Ne? Ne oldu ona?!

Mete: Hiç bir şey olmadı! Yani umarım..

-Mete! Bulmaca gibi konuşmayı kes! 

Mete: O.. Kaçırıldı Yağmur.

-Ka-kaçırıldı mı?

Mete: Evet.. Benim yüzümden!

-Hemen çıkıyoruz biz. Öğlen gibi orada oluruz.

Mete: Barış'a bir şey söyleme.

-Ne? Sen ne saçmalıyorsun ya! Benim kardeşim tehlikede! Seni mi dinleyeceğim?!

Mete: Bak Yağmur.. Bunu yapman daha kötü sonuçlara yol açabilir.

Yağmur: Gelince konuşacağız.


Bir şey söylememe izin vermeden telefonu kapatınca tekrar manzaraya döndüm. Her şey benim yüzümdendi.. Kızın hayatına karabasan gibi çöktüm!

Mete: Neredesin meleğim?..







İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now