88

644 23 0
                                    

LİNA'NIN AĞZINDAN


Adam hala yanımda oturuyordu ama dışarıdaki hareketlenmeden ve yanımdaki adamın huzursuzlaşmasından bir şeylerin ters gittiğini anlayabiliyordum. Hiç ses etmeden sadece onları dinlemeye çalışıyordum. Bora gelmişti..

Kapı bir anda sertçe açılınca Bora hışımla içeri girdi. Beni kolumdan tutup hızlıca ayağı kaldırdı. Ayaklarımın üzerine basamıyordum ve bıraksa düşecektim. Hiç surat ifademi bozmadan tüm ciddiyetimle ona bakmaya devam ediyordum. Ağzından tükürükler saça saça sinirle konuştu..

Bora: Neler oluyor?!

'Neyden bahsettiğini bile bilmiyorum! Ama Mete akıllı biridir.. Onu böyle ucuz numaralarınızla alt edebileceğinizi mi sanmıştınız? Hele ki senin gibi aciz herifin teki?..'

Yüzüme yediğim sert tokatla yere serilmiştim. Dudağımdan akan kanı önemsemeden sinirle ona döndüm. Resmen sinirden morarmıştı.. Besbelli işleri yolunda gitmemişti. İçimdeki koca sıkıntının bir kısmı beni azat ettiği için mutluydum. 

Bora: O buraya gelecek!

Az önceki adamın köşeye bıraktığı çantayı alıp içinden bir şeyler çıkarmaya başladı. Çeşit çeşit şey vardı. Bir dakika.. Bunlar, Mete'nin işkence odasında gördüğüm malzemelerle aynıydı.

Sert bir şekilde yutkunduktan sonra kolumdan tutarak kapıya yakın bir yere sürükledi beni. 

Bora: Eğer tuzağı fark ettiyse senin burada olduğunu biliyordur ve bizi bir yerlerden gözlüyordur. Bakalım acı çığlıklarını da görmezden gelebilecek mi?

Hazır kapıya yakından kaçmak için bir şeyler düşünmeye çalıştım fakat hemen bu fikri aklımdan sildim. Çünkü imkansızdı..

Malzemeleri bana yakın bir yere koyduktan sonra beni ittirip üzerime oturdu. Böylece hareket bile edemiyordum. Yandan çakıya benzer bir şey aldıktan sonra yüzüme eğilip bıçağı yüzümde gezdirmeye başladı.

Bora: Ya durduk yere çığlık atıp onu buraya çekersin ya da o güzel vücuduna zarar vermek zorunda kalırım.

'Asla!'

Bora: Yazık olacak.. Fakat yüzüne kıyamam.

Daha sözünü bitirmeden kolumu çakıyla çizmeye başladı. Derin olduğuna emindim ve ses çıkarmamak için dudağımı ısırarak sadece kısık sesle inliyordum. Dudağım daha fazla kanamaya başlamıştı ama umurumda değildi. Sonunda çakıyı kolumdan uzaklaştırdığında biraz daha iyi hissediyordum. Fakat diğer mandal gibi görünen ama metalden olan bir şey aldı. Kolumda açtığı kesiğin tam ortasına takarak beni dikleştirdi. Metal olduğu için çok ağırdı ve etimi tamamen sıkıştırdığı için ölümcül bir acı veriyordu. Etimin benden kopacağı kısma kadar zor dayanmıştım. Dudağımı sıktığımı çenemin komple dudağımdan akan kanlarla bulandığında anlamıştım. İstemsizce ağzımda koca bir çığlık çıkmıştı ve tekrar dudağımı ısırarak yalvaran gözlerle Bora'ya bakmaya başladım. 

Hiç mi acıması yoktu? Ben böyle bir adam için mi evimi terk etmiştim? Böyle bir adamla mı 4 yıl yaşamıştım? Nasıl bu yanını göremedim? 

Diğer koluma da derin yaralar açmaya başlamıştı fakat ben artık acıdan titriyordum. Tüm gücüm gitmişti ve bağırmak istesem bile bağıramıyordum. Gözlerim hafif hafif kararmaya başlamıştı. Son kez kafamı kaldırıp baktığımda üstümdeki t-shirt kan içinde kalmıştı. 

Sonrasında kafam geriye düşmüştü ve hissizleşmeye başlamıştım. Gözlerim hafif hafif kapanırken tek duyduğum silah sesleriydi..





İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now