83

585 26 0
                                    


'Ne tuzağından bahsediyorsun?!'

-İzle ve gör güzelim..

(Ayağı kalkıp arkasını dönüp giderken elimden hiç bir şey gelmiyordu. Bu beni daha deli ediyordu..)

'PİSLİK HERİF!!'

Ne tuzağı? Bana istediğini yapabilir ama Mete.. Ona bir şey olursa ben yaşayamam. Allah kahretsin ya! Neden hiç bir şey yolunda gitmiyor?

***

Bora'nın sinirlerimi alt üst edip gitmesinin üstünden epey zaman geçmişti. 1-2 Saat uyudum yani sanırım. Burada zaman kavramını sadece küçük delikten içeri sızan gün ışığı çözmeme yardımcı oluyordu. 

Kapının önünde sesler duymaya başlayınca hemen doğruldum ve Bora olabileceği ihtimaliyle bağırmaya başladım..

'Pislik herif! Bırakın beni! İMDAAATT!!!'

-Kes be sesini! Patron daha zamanı olmadığı için sana zarar vermememiz gerektiğini söyledi. Yoksa nasıl susturacağımı bilirdim ben seni!

(Hafif kilolu, sakalları birbirine karışmış bir adam içeri girmiş bana bakmadan konuşuyordu. Zamanı değil ne demek? Ne planlıyor bu şerefsiz? Adam bana dönüp yürümeye başlayınca arkamdaki duvara olabildiğince yaklaşıp ondan uzaklaşmaya çalışıyordum.)

'Uzak dur benden!'

-Dur be kadın! Açlıktan ölmemen için bir şeyler yemen gerekiyor.

(Sessizce arkamı dönüp ellerimi açması için izin verdim. Kapı adam içeri girdikten sonra kapanmıştı ve kaçmak istesem bile kapıda illaki enselenirdim. Elimi çözünce hızlıca önüme dönüp verdiği sandviçi hızlıca yemeye başladım. Neredeyse 2 gündür hiç bir şey yiyip içmemiştim. Canım istemese bile yaşamak için yemem lazımdı.. Sandviçi kısa süre içerisinde yiyip suyu da tek dikişte bitirdi. Ardından tekrar beni tutup ellerimi bağlamaya çalıştı. Ne kadar debelensem de hayvan gibi cüssesi olduğu için engel olamamıştım. Bana bakıp elini yüzüme yaklaştırmaya başladı. Yanağımı okşamaya başladığında yüzüne tükürdüm. Sinirden kıpkırmızı olmuştu, elini kaldırıp vuracağı sırada aklına ne geldiyse vurmaktan zorla da olsa vazgeçip ayaklandı.)

-Zamanı gelince bunu sana ödeteceğim.

Hiç bir şey söylemeden sadece sinirle gözlerine baktım. Arkasını dönüp ilerlemeye başladığındaysa bende tekrar battaniyenin üzerine uzanarak duvardaki küçük deliği izlemeye başladım. Günün akışı sinirlerimi bozuyordu.. Hayatımda hiç bu kadar özgür olmak istememiştim. Gözlerimdeki yaşlar kendiliğinden akarken kendimi uykunun kollarına bıraktım. Belki uyandığımda tüm bunların bir rüya olduğunu görürdüm..

***

'YAPMA BORA! YALVARIRIM ONA ZARAR VERME!! YALVARIRIM!!'

Gördüğüm kabusla resmen yerimden sıçrayarak uyanmıştım. Rüyanın etkisinden kurtulmaya çalışırken aklıma gelenle donakaldım. Ben bu rüyayı daha önce görmüştüm.. Çok öncesinde, Mete ile sevgili bile değildik.. O zaman gördüğümde Bora'nın kime zarar vereceğini görememiştim. Ortam sisliydi. Ama bu sefer gördüm.. O, Mete'ydi..



İMKANSIZ AŞKWhere stories live. Discover now