50

726 28 0
                                    



Yağmur'a şu son zamanlarda olan herşeyi en ayrıntısına kadar anlatmıştım. 1 saatlik bir süreçten sonra artık konuşmaktan çenem ağrımış bir şekilde koltuğa uzanmıştım. 

Yağmur: Off ya.. Bu kadar şey yaşanmış ve ben senin yanında değildim.

'Amaann geçti gitti işte. Hem siz ne yaptınız Barış'la?'

Yağmur: Beni çok güzel bir yere götürdü. Deniz kenarında bir yere. Buradan uzaktaydık.

'Eee, neler yaptınız?'

Yağmur: Kumsaldaydık işte ateş falan yaktı. Romantik bir gece geçirdik.. 

'Eee sen neden bu kadar durgunsun o halde?'

Yağmur: Beklentiye girdiğim için büyük ihtimalle. Ona tabiki bunu yansıtmadım ama sende biliyorsun farklı bir şey beklemiştim.

'Bu daha iyi bebeğim. Daha çok erken.. Oda bunu düşünüyor büyük ihtimalle. Seninle öyle bir şey düşünmediğini falan sanma. Sana bakışlarını gördüm, farklı. Yani seni gerçekten çok seviyor. Sadece böyle bir şey için çok erken. Sonuçta evlilik çok fazla ciddi bir şey.'

Yağmur: Doğru söylüyorsun. Yersiz ve gereksiz üzüyorum kendimi.

'Aynen öyle. Bu arada biraz sonra iş bakmak için çıkacağım. Benimle gelmek ister misin?'

Yağmur: İş mi?

'Evet. Böyle devam etmez. Biriktirdiğim para suyunu çekmeye başladı.'

Yağmur: Çalışmak zorunda değilsin kanka.

'Kimseye muhtaç olmam ben. Hem kafam meşgul olur biraz. Hayatım falan düzene girer diye düşünüyorum.'

Yağmur: Peki canım nasıl istersen. Gelirim tabi bende seninle.

'Tamam o zaman ben şu üstümü değiştireyim artık. Sonra da çıkalım?'

Yağmur: Tamam tamam bende geleyim de üzerime adam akıllı bir şeyler geçireyim.


Yağmur'la odamıza çıkıp üstümüze bir şeyler giyip evden çıkmak için aşağı indik. Berk ve Barış oturmuş kendilerine çerez koyuyorlardı. İçki de almışlardı Yağmur hemen yanlarına gidip Barış'a sarıldı. 

Yağmur: Ne yapıyorsunuz bir tanem?

Barış: Pes atacağız aşkım. Siz nereye böyle?

'İş bakmak için dışarı çıkacaktım da Yağmur'un da benimle gelmesini istedim.'

Barış: Hmm.. Peki tamam.

Berk: İş mi? Ne işi?

'Bilmem ne olursa artık bakacağım.'

Berk: Buna gerek var mı?

'Ölene kadar burada kalmamak için buna çok gerek var.'

Berk: Kalabilirsiniz bunu biliyorsun.

'Biliyorum, teşekkür ederim ama öyle bir şey olmayacak.'

Yağmur: O zaman biz kaçtık!

Barış: Görüşürüz aşkım.


Evden sonunda çıktığımızda Yağmur hemen koluma yapıştı. Yaptığına kıkırdarken şekilsiz bir şekilde adımlar atıyorduk.

Yağmur: Ben demiştim ama!

'Neyi demiştin?'

Yağmur: Berk'in davranışlarını görmüyor musun?

'Sadece arkadaşça!'

Yağmur: Ya görmezden gelmeye çalışıyorsun ya da salaksın.

'Sus be!'

Yağmur: Kızım bildiğin ölene kadar kalabilirsin diyor sana!

'Eee ne var bunda? Hem zaten Mete ile o konu hakkında yeterince kavga ettik.'

Mete: Nasıl ne kavgası?

'En son Berk ile aynı evde yaşamayacağımı söyledi. Yani her an Mete'nin evine geçiş yapabilirim. Yani unuttu ya da biraz zaman verdi sanırım çünkü beni eve bırakırken bunun hakkında bir şey söylemedi. Ama ben unuttuğuna hiç inanmıyorum.'

Yağmur: Bu konu bu kadar büyük bir sorunsa neden Mete'nin evine daha önceden gitmedin?

'Ya hem seni yalnız bırakmak istemedim. Hem de evinde kalacak kadar Mete ile yakın değiliz..'

Yağmur: Kızım o senin sevgilin. Nasıl yakın değiliz?

'Ya tamam sevgiliyiz ama çok kısa bir süre içinde gerçekleşti bunlar. Kafamı karıştırıyor bu durum.'

Bora: Sen demiyor muydun zamanla alakası yok aşkın diye?

'Öyle ama bilmiyorum. O zamanlar öyleydi. Aklımda hala şüpheler vardı.'

Yağmur: Şuan peki? O şüpheler hala duruyor mu?

'Hayır çoğunu cevaplandırdım. Sadece onu tanımam gerekiyor.. Ama içimden bir ses ona güvenebilirsin diyor.'

Yağmur: Açıkçası Mete'yi sadece dışarıdan gördüğüm kadarıyla pek tekin birine benzemiyor. Ama sana karşı o kadar ürkek ki. Yani herkese aslan kesiliyor ama sana gelince kedi yavrusu gibi bir şey..

'Ahaahah! Onu çok çok çok seviyorum!'

Yağmur: Ahahaha! Aaaa bak şu marketin camında kasiyer aranıyor yazıyor!




İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin