Ölümcül Miraslar : 25 : İki Yalancı Veliaht

329 33 142
                                    

GEN'DE DAHA ÖNCE

"Sizin dünyanız battı. Sisteminiz işlemedi. Ben de her şeyi bitirmeye sizden başlayacağım."

Umay, cebinden bir kelebek origamisi çıkardı. Atlas'ın adamı hedefi altına almasını fırsat bilerek silahını indirdi. Atlas'ın yanına gitti. Atlas'ın boşta olan eline origamiyi tutuşturdu.

"Bana DNA'3400'ü ver, yalvarırım. Sonra git. Bunu da, Baler'e ver." Atlas başını hayır anlamında salladı.

"İntikamını almak için yetiştirilmedin sen. Seni büyüten komutanlar savaşları böyle kazanmıyordu. Yapma."

"Belki de böyle kazanmalılardı. Eğer onlar zamanında bunu yapsaydı, ben burada Incendium ile savaşmıyor olurdum!"

"Sen bugün her şeyi bitirdiğini sansan da sanmasan da hiçbir şey bitmeyecek Umay. Savaşlar bitmeyecek, düşüncelerin uçup gitmeyecek, senin çıkış yolun bu değil!"

Umay, "Beni tanımıyorsun bile!" diye bağırdı. "O prizmalar benimdi. Imperial, Dore nasıl Anka'nın ise prizmalar benimdi."

...

Adam, "Dore'nin silahı ile ölmektense, kendi silahımızla ölürüz." diye fısıldadı. Incendium'un yöneticisi bu sözleri söylerken karla kaplı olan tüm Incendium binaları patlamaya başladı. Umay put gibi kaldı. "Buna asla izin vermem." diye fısıldadı. Elindeki küpü yere fırlattı ayağıyla sağa itti ve küp duvara çarparak çalışmaya başladı.

...

"İki tane küçük çocuğu Incendium'da tek başına mı bıraktın! Şebnem'e bir şey olduğu an Aurora, İsyan, herkes kendini hiç var olmamış sansın. Benden ve Anka'dan kaçacak yer arasın anladınız mı beni!"

Tilki, Yağmur ile bakıştı. Ardı ardına göğü parçalayan patlama sesleri duyuldu. Patlama sesleri saniyeler içinde, birbiri ardına dizilmişlerdi ve git gide derinleşiyordu. Ordu dalga dalga geri çekilirken Anka acıyla bağırdı. Incendium ana binasına kadar bütün binaların teker teker nasıl kül olduğunu seyretmekten kendini alamıyordu.

Savaşla büyüyen eski komutanlar, son savaşlarında gerçek kıyameti böyle tanıdı. Patlamalarla soğuk hava daha da ısınmış, karlar yeryüzünden birdenbire yok olmuştu.

"Şebnem!" diye bağırdı Anka.

Umay, Anka'nın sesini duyduğunda Atlas ile bakıştı. Incendium'da tek onların binası ayakta kaldığında Atlas elindeki silahları attı, Umay'ı tuttu, ona sarıldı ve kendini onunla birlikte patlamış camların boşluğundan attı.

Parça parça olan camlarla birlikte metrelerce aşağıya düştüler. Karlarla kaplı yere sertçe çakıldıklarında Incendium'un ayakta kalan tek binası da son bir gürültü ile havaya uçtu.

Yanlarındaki bina saniyeler içerisinde patlarken Umay ağırlaşan gözlerini zorlukla açtı. Zorlukla başını sağa çevirdi ve Atlas'ın yaşadığını fark edince rahat bir nefes aldı. Acıyla yüzünü buruşturmuş, yüzünü tekrar gökyüzüne çevirmişti. Gözlerini daha fazla açık tutamıyordu. Kar taneleri yüzüne damlarken gökyüzü de kan kırmızısına boyanmıştı. (Ölümcül Miraslar : 24)

GEN | ÜÇLEMENİN TÜM KİTAPLARI düzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin