LI. Yeni Çağların Yeni Kraliçeleri

433 58 16
                                    

...GEN'DE DAHA ÖNCE...

"Ben Oksana Simurg Atasay. Bu video tüm büyük metropollerin hepsinde yayımlanıyor. Sizlere malüvranın çözümü ile geldim." (GEN, 55.Bölüm)

***

FLASHBACK

Sonunda Duygu, "Bu broş ne?" diye sormayı akıl edebildi.

"Bu, isyanın sembolü."

...

"Ben, Anka SONAY. En güçlü soy sistemi olan Dore'nin son veliahtıyım ancak Dore'nin içinden gelmiyorum. İsyan ve Direniş beni destekliyor. Çünkü onlara bir fırsat verdim: Hataları düzeltmek için bir fırsat. Biz, savaşmak zorunda değiliz!"

...

"Yıllar önce, 33. yüzyılın sahip olduğu teknoloji insanlığın sonu oldu. Bu gün, yine aynı teknolojinin bir kez daha sonumuzu getirmesine izin vermeyin."

(Cesur Dünya 50.Bölüm, Kırmızı ve mavi kanatlı kelebek)

Bölüm, Kırmızı ve mavi kanatlı kelebek)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(GIF: Elizabeth Aurora)

51.Bölüm Özel Şarkısı: Queen, Loren Gray

Yeni Çağların Yeni Kraliçeleri

Anka, "Ben, Oksana Simurg Atasay. Diğer ismim ile Anka Sonay ve bugün, Direniş ve İsyan için büyük bir gün." diye bağırdı. Enstitünün merdivenlerinde; siyah kadifeden uzun bir elbise giymişti. Yeni doğmuş yaz güneşinin ışıkları elbisesindeki altın ve gümüş renkli işlemeleri daha da parlatmıştı.

"Bundan bir buçuk yıl kadar önce, direnişi kurduk. Malüvra hepimize zarar vermişti ve UVAT olarak gideceğimiz bir yer yoktu. Her ne kadar Artemis'in kızı olsanız da bazen, evsiz kalabiliyorsunuz... Sonuç olarak böylece, Direniş kuruldu."

"Bugün, zaferin günü. Yarın ise yeni bir çağ başlayacak."

***

Elizabeth, gece vakti Aurora'nın merkezine getirildiğinde oldukça sinirliydi. Ertesi günün batımına kadar odasından çıkmadı. Ancak, akşamüstü yaklaştığında dışarıdaki hareketlilik dikkatini çekmişti. Askerler, Aurora'nın binasının önünde toplanmaya başladığında; bir sorunun olduğundan emin oldu. Odasından çıktı. Saçlarının önüne gelen iki tutamı birbirine bağladı ve önüne uzanan koridora dikti gözlerini. Dar koridorda ilerlemeye başladığında birkaç Aurora askeri görmeyi umdu ancak bulunduğu katta tek kişi o kalmıştı. Sanki, çok önemli bir olay olmuş ve bina tahliye edilmiş gibiydi. Ancak o unutulmuştu.

Taştan yapılma duvarlara tutunarak git gide karanlıklaşan koridorda yolunu bulmaya çalıştı. Birkaç saniye sonra siyah merdivenlerin başındaki ışıkları fark etti ve merdivenlerden aşağı indi.

Önüne çıkan büyük alan, kendi odasının bulunduğu kat gibi antik bir mimari anlayışla döşenmişti. Fakat, bu büyük alanın sağında, herhangi bir mimarı çıldırtacak kadar uyumsuz ve alakasız metalik bir kapı daha bulunuyordu. Yağmur bu metalik kapıya yaklaştığında, Dore soyundaki sistem gibi bu kapı da otomatik olarak açıldı.

Kapının ardı, kapının adeta bir zaman makinesi olduğunu düşündürüyordu. Yağmur, bambaşka bir bina, bambaşka bir evren ve bambaşka bir zamanın ortasındaydı. Eski binadaki kahverengi, siyah renklerin ve ahşapların tersine bu bina, kapı ile uyumlu beyaz metalik bir tasarıma sahipti.

Olabildiğince hızlı adımlarla bu beyaz koridoru da geçti ve cam bir kapıdan içeri girdi. Büyük Aurora sembolünün önünde bir askerle konuşan yaşlı adamın sözünü kesti.

"Neler oluyor ?" Yaşlı ancak dinç görünen adam askere durmasını işaret ederek Yağmur'a döndü ve siyah bir sandalyeyi işaret etti.

Aynı adam"Otur ve bekle." dedi sert bir sesle. Yağmur ona söyleneni yaptı.

Adam, askere dönerek "Sen gidebilirsin." dedi. Odayı, rahatsız edici bir sessizlik kapladı.

Yağmur, sabırsızlıkla sorunun cevabını bekliyor sandalyede sabırsızca ayaklarını sallıyordu. Önündeki duvarda asılı fotoğrafa ve altındaki yazıya baktı ve okuduklarını tekrarlayarak arka arkaya mırıldandı.

"Aurora yöneticisi Ünal Aurora, eşi Mary Aurora ve kızı soy veliahdı Elizabeth Aurora."

Ardından tekrardan sessizlik içindeki yaşlı adama, Ünal'a, yöneltti bakışlarını. Sonunda, dayanamadı ve sorusunu tekrarladı. Ünal, başını umutsuzlukla iki yana sallayarak kızının sorusunu yanıtladı.

"Elizabeth, senin yüzünden bir kez daha tehlikedeyiz."

Yağmur, bakışlarını yere yöneltti. Jestleri ve mimiklerinden suçlu olduğu oldukça açıktı ancak o itiraz etti: "Ben bir şey yapmadım." dedi sakin bir ses tonu ile.

"Ener, Direniş tarafından tutuklandı. Yeniliyoruz." dedi Ünal. Düz bir ses tonuyla konuşarak sakinliğini korumaya çalışsa da dik bir tonla bitirdi cümlelerini.

"Bizden, Artemis'in okunu geri istiyorlar."

Yağmur, Direniş'in planından haberdar olsa da duydukları karşısında afalladı. Anka'nın bunu başaracağına inanmamıştı. Hiçbir şey söylemedi. Ünal, şakaklarını ovarak bir iki adım daha Yağmur'a yaklaştı ve durdu. Büyük, deri bir koltuğu işaret etti.

"Lütfen oraya geç." Yağmur, kaşlarını çattı ve koltuğa baktı. Koltuğun hemen arkasındaki tabloda Ünal'ın fotoğrafı bulunurken bu fotoğrafın hemen altında da unvanı yazıyordu.

"Aurora 3. yöneticisi Ünal Aurora."

"Orası senin yerin." diye mırıldandı Yağmur, Ünal'a dönerek.

Ümal, "Lütfen oraya oturun, Elizabeth." dedi, öncekine kıyasla daha sert bir sesle. Yağmur ona söyleneni yaptı fakat kafası fazlasıyla karışıktı.

Ünal çatık kaşları ile sağ duvardaki büyük Aurora sembolünü işaret etti.

"İstediğin şey Aurora değil mi? Öyleyse al. Yarından itibaren, Aurora soy sisteminin yöneticisi sensin."

"Ne saçmalıyorsunuz siz?" diye çemkirdi Yağmur. Ardından Ünal'ın ciddiyeti karşısında ürperdi ve itiraz etti.

"Diğer soyların onayı olmadan bunu yapamazsın." diye karşı çıktı, ince bir sesle. Ünal tepkisiz bir ifade ile

"Hayır, yaparım." diye mırıldandı ardından arkasına baktı. Siyah duvarda belli belirsiz görünen siyah ekranı bir el hareketi ile açtığında ekranda Anka belirdi.

"Bundan bir buçuk yıl önce Direniş kurulduğunda Anka'nın yayınladığı videoyu hatırlıyorsun."

Yağmur, Ünal'ı onaylarcasına başını salladı. Gözleri ise ekrandaki Anka'ya kilitlenmişti.
Ünal, enstitünün beyaz merdivenlerinde çatık kaşlarının ve kemikli çehresinin çevrelediği lacivert gözlerini ekrana dikmiş konuşuyordu.

"İşte. İzle." dedi Ünal ve Anka'yı işaret etti.

Anka, Yağmur'un onu izlediğini biliyormuş gibi duruyordu. Yağmur, Anka ile göz göze geldiğinde ürperdi.

"Eğer, Aurora soyu veliahtı Ener, Aurora'yı istiyorsa belirteceğimiz tüm şartları kabul etmek zorunda. Bundan böyle UVAT 4 ve İtaat kendi isteği ile teslim olmuş ve Aurora yenilmiştir."

GEN | ÜÇLEMENİN TÜM KİTAPLARI düzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin