GEN | ÜÇLEMENİN TÜM KİTAPLARI düzenleniyor

IV : UVAT 3. Nesil

4. Bölüm Özel Şarkısı: New Kings - Sleeping Wolf

UVAT 3. Nesil

FLASHBACK

6 AY ÖNCE

UVAT 3. Nesil UVAT'taki tüm haklarından vazgeçip UVAT'tan ayrılmış, direnişe katılmış ve kelebekler vadisine yerleşmişti. 1 ay sonra malüvranın aşıları tüm isyan askerlerine ve direniş askerlerine dağıtılmıştı.

Tilki, malüvraya bir çözüm bulmak amacı ile kurulan isyanın artık malüvraya çözüm bulunduğu için dağılması gerektiğinin farkındaydı ancak ilerideki mücadeleleri için isyan hala önemliydi. Bu nedenle meydanda bir konuşma yapmaya karar vermişti.

İsyan askerleri merakla Tilki'nin ne diyeceğini bekliyordu.

"Bugün, sizlere verdiğim sözü tuttuğum için son bir konuşma yapmaya geldim. İsyanı, malüvra ile savaşmak için kurduk. Sizlere malüvranın kasten dünyaya yayıldığını ve tehlikede olduğunuzu söylediğimde bana inandınız ve bu yolda benimle savaştınız. Şimdi söz verdiğim gibi malüvraya tedavi bulduk. Bundan sonra kalmak ya da kalmamak sizin seçiminizdir. İsyan, direnişin yanında olup Oksana ve Baler'in Dore'deki yerlerini geri almasına yardım edecek. Bu nedenle isteyenler isyanda kalabilirler. Malüvra salgını esnasında bize sığınan aileler ve çocuklar ise yarın güvenli bir şekilde şehirlerine ulaştırılacak.

Tekrardan her şey için teşekkürler."

Ertesi gün isyana sığınmış olan birçok aile isyandan ayrılırken vadiye tuhaf bir duygusallık hakimdi.

O gece, Tilki herkesin evine güvenle ulaştığına emin olduktan sonra meydandaki ateşin etrafında oturan Anka, Kaya, Şebnem, Ozan, Yekta ve Arslan'ın yanına geldi.

"Bitti." diyerek gülümsedi ardından ekledi:

"İsyanda kalan birçok kişi var ama ailelerin ve çocukların ayrılması iyi oldu." Anka kaşlarını kaldırdı.

"Çünkü er geç bir savaş patlayacak." Anka'nın söyledikleri üzerine herkes sessizleşti.

"Ne alaka neden söyledin böyle bir şeyi?" diye sorduğunda Tilki;
Kaya, elindeki tabletteki yazıyı gösterdi.

"Sen konuşma yaparken Dore böyle bir yazı yayınladı. UVAT 4. Nesil kuruluyor." Tilki kaşlarını çattı.

"7 yaşındaki çocuklar ne işlerine yarayacak ki?" Anka ofladı ve konuşmaya başladı:

"Bu sefer 7 yaşında çocuklar aramıyorlar. Aradıkları bizimle yaşıt gençler. Biz UVAT'tan ayrıldığımız için Dore'nin askeri gücü zarar gördü. Şimdi Dore kendine yeni bir güç arıyor, sabit bir güç."

Tilki tableti Kaya'ya geri verdi ve Kaya devam etti:

"Anka'nın dediği gibi Dore yeni bir UVAT ordusu kurma peşinde. Muhtemelen de birkaç ay içinde yeni UVAT askerlerinin eğitimi tamamlanacak."

"Bu askerlerin birçoğu bizim yıllardır gördüğümüz etik derslerinin ya da liderlik derslerinin tamamını yarım yamalak görecekler ve bu birçok askeri öldürmeye planlı makinelere dönüştürecek."

Geceydi. Gökyüzü yine kendi karanlığında boğulurken ay o gece doğmamıştı. Anka, meydanda her zaman yanan ateşin önündeyken kol saatine baktı:

23.34

Tilki, itaat ile mücadelelerinde direnişin önemli bir yere sahip olabileceğini söylemişti. Anka ise sabah yaşanan tartışmadan sonra ne yapacaklarını kestiremiyordu. Dore'nin videosunu izledikten sonra daha da endişelenmiş ve sinirlenmişti.

İki el silah sesi ile ayaklandı. Sesin nereden geldiğini kestirmeye çalışırken kampın girişinde iki adet ışık yandı.

Anka maytapları andıran bu işaret ışıklarını gördüğünde yutkundu. Kapıya doğru koşarken gözleriyle Tilki'yi arıyordu. Biri kolunu tuttu ve onu geri çekti.

"Anka!" diye bağırdığında Tilki, Anka kapıyı işaret etti.

"Seni arıyordum. Kapıdakiler kim?"

"Çırak, onların UVAT 4. Nesil olduğunu söyledi. İsyanı toplayacağım şimdi, sen de direnişi topla."

"Diğerleri nerede? Kaya, Şebnem, Ozan?" Tilki başını bilmediğini ifade edercesine iki yana salladı.

Anka, Direniş askerlerinin çadırlarına doğru koştu. "Alfa, Beta, toplanın!" derken aslında herkesin silah sesinden dolayı endişeyle dışarı çıktığını görmüştü.

"Anka, o ses neydi?" Kaya, Anka'nın yanına hızla gelip nefes nefese bu soruyu sorduğunda Anka "UVAT 4. Nesil burada." deyiverdi.

"Onlar hiçbir şey yapamaz, UVAT onları doğru düzgün eğitmedi bile."

"UVAT ne yaptığını bilmiyor Kaya." Tüm askerler sıra olduğunda Kaya askerlere seslendi.

"Pekala UVAT 3. Nesil, şuan UVAT 4. Nesil ile karşı karşıyasınız. Bildiğiniz üzere UVAT askerliğinden vazgeçtiğimizden beri Direniş olarak anılıyoruz. Dolayısıyla 4. Nesil dostumuz değil. Her türlü savaşa hazırlıklı olun ve benden emir bekleyin." Anka elinde tuttuğu kılıcı ile Kaya'ya baktı. Salık saçları rüzgarda uçuşuyordu. Kaya da cebinden tabancasını çıkardı ve mırıldandı.

"Gidelim." Kapıya doğru hızlı adımlarla yürümeye başladılar. Bu sırada Tilki ile kapıda karşılaştılar. Anka kararlı bir yüz ifadesi ile öne çıktı.

"Kimsiniz, lideriniz kim, neden geldiniz?" diye bir soru sorduğunda önündeki yaklaşık 200 kişilik topluluğun arasından kumral saçlı ve buğday tenli bir kız öne çıktı.

"Liderleri benim, burası UVAT 4. Nesil ve siz de bize verilen emre göre teslim olmak zorundasınız." Anka kılıcını kınına koydu.

"Kim olduğumu biliyor musun?" Kız başını salladı; Anka, Kaya ve Tilki'ye teker teker baktı. Bakışlarında tuhaf bir özgüven vardı.

"Oksana, Baler ve Tilki. Hepinizi tanıyoruz. Dore ve UVAT'a ihanetten halkın düzenini bozmaktan ve direniş ile isyanı kurmaktan dolayı tutuklusunuz." Anka güldü.

"Teslim olmuyoruz." Tilki yanındaki çırağa işaret etti. Kaya, telsize bir şeyler söyledi ve saniyeler içerisinde isyan ve direniş askerleri Anka, Kaya ve Tilki'nin arkasına toplandı.

"Korkarım savaş çıkarmak istiyorsunuz." dedi kız. Kaşları kalkmıştı ve gergindi. Bir delininkine benzer korkutucu bakışlarını Anka'nın gözleri üzerinde birleştirmişti.

Anka kıza bir adım daha yaklaştı.
Gözlerini kırpmıyor ya da kızdan ayırmıyordu. Kız dudaklarını büzdü ve çocuksu bir şekilde omuz silkti.

"Bana uyar." diyerek elindeki el bombasını kampın yanındaki ağaçlığa attı. Ağaçlar kırmızı, turuncu ve sarının korkutucu görüntüsünün içinde boğularak siyaha dönmeyi başladı. Kız, ağaçlara baktı ardından çarpık bir tebessümle Anka'ya baktı.

"Dore sana bir mesaj gönderdi Oksana: İki düşman aynı şeyi isterse yok oluş kaçınılmaz olur." Anka, hiçbir şey söylemedi. Hiçbir mimiği dahi oynamamıştı. Kız tek ayağı üzerinde dönerek tekrar saçma ve çocuksu bir hareket sergiledi ve önündeki 4. Nesil ordusuna baktı.

"Saldırın."