XXXXIII. Tehlikeli sularda birkaç yıl

484 55 43
                                    

33

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

33. Bölüm Özel Şarkısı: The Devil Within, Digital Daggers

FLASHBACK

Yıl, 3291, Ekim.

Karanlık bir odada; küçük, sallanan bir sandalyede oturan Julie ayağa kalktı.
Hemen yanı başında duran mumu aldı ve sandalyenin biraz uzağındaki beyaz beşiğe ilerledi.

"Sessiz ol Simurg." diye fısıldadı. Mumu, beşiğin biraz uzağında duran küçük bir sehpaya koydu.

Odanın kapısı açıldığında içeri dışarının ışığı girmiş, biraz olsun içerisi aydınlanmıştı.

Julie, kapıda beliren genç adama başıyla içeri girmesini işaret etti.

"Kapıyı kapa Cihan. Simurg uyuyor." Cihan kapıyı kapattı ve Julie'ye baktı.

"Ne yapacağız?" diye sordu. Julie omuz silkti. Beşikteki bebeğin üstünü örttü.

"Hunter, istediğini yapana kadar durmayacak. Bugünkü toplantıyı gördün." Julie, odanın geniş duvarındaki altın rengi işlemeli çerçevenin dikkat çektiği bir tabloya yaklaştı.

"Burada her şey ters gidiyor. Ivanova'yı yönetemiyorum."

Tablonun altındaki yazıya değdi bakışları.

"Dore'nin kurucusu ve kızı Julie Ivanova."

"Amanda yıllardır bu anı bekliyor. Seninle ilgili değil." dediğinde Cihan, Julie başını evet anlamında salladı.

"Dore'yi alana kadar durmayacak. Bu nedenle biz de ona Dore'yi vereceğiz."
Cihan, kaşlarını çattı ve "Anlamadım." diye mırıldandı. Julie tablodan uzaklaşıp ona döndü.

"Bir planım var. Ancak tehlikeli bir oyun bu." dedi, ardından duraksadı.

"Daha kötüsü..." diye mırıldandı tekrar. Cihan Julie'nin dediklerini zorlukla anlıyordu.

"Bu oyunu oynayacak kişi Simurg olacak. Çünkü biz o kadar uzun yaşamayacağız."

Yüksek, beyaz bir araç UVAT 4. Nesil'e girdiğinde askerler bu çok da tanıdık olmayan aracı daha önce bir kere daha görmüştü. Yine aynı araçtan inen yirmi yaşlarındaki bu kişi,o zaman Yağmur ile büyük bir tartışmaya da girmişti. Bu nedenle askerler bu aracı gördüklerine sevinmediler. Yağmur, kampı bırakıp gitmiş olsa bile...

Beyaz araç toprağı tozutarak kampın tam ortasında durdu. Askerler sabırla arabanın yakınında beklemeye başladılar ve arabanın ön kapısı açıldı.

Aynı genç adam arabadan indiğinde arabanın çevresindeki askerlerden bir tanesi bu genç adama yaklaştı.

"Hoş geldiniz Ener Bey." dedi, sabit ve duygusuz bir ses tonuyla.

GEN | ÜÇLEMENİN TÜM KİTAPLARI düzenleniyorWhere stories live. Discover now