LX. Proje US

350 50 4
                                    

55

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

55. Bölüm Özel Şarkısı: Heroes, Måns Zelmerlöw

Proje US

1 HAFTA SONRA

Anka ve Kaya arkalarında duran Ateş ve Ivanova askerleri ile siyah Dore binasına girdiklerinde tam karşılarında Hunter askerleri duruyordu.

Hunter askerlerinin biraz daha arkasında, krem rengi uzun kıyafeti ile Amanda öne çıkarak çatık kaşlarla Anka'ya baktı.

"Bugün, kızımın ölümünün ardından bir ay geçti. Onu anmak için buradayım, senin soyun ile kavga etmek için burada değilim." dediğinde Anka şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Koyu renkli gözlerini Amanda'ya dikmiş, devam etmesini bekliyordu. Diğer soylardan veliahtlar çevrelerinde toplanmış, merakla bu üç kurucu soy arasındaki çatışmayı izliyordu.

Amanda, öfkeli ve sert bir ses tonuyla "Dore'yi yönetemiyorsun. Armand Pars Hunter, senin yüzünden öldürüldü." dediğinde Anka yutkundu.

"Buraya, kızınızı anmak için getirildiniz. Dün, sonuçlanan "Aurora" davanızda konsey oy birliği ile sizin ve Rüzgar Hunter'ın Dore yönetiminden ayrılmasına karar verdi. Bu konuda da yorum yapamazsınız."

"Yönetiminizde ciddi tutarsızlıklar var sayın Ivanova. Henüz çok küçüksünüz."

"Aurora soyu, sizin yüzünüzden aramızda." dedi Anka, bağırıyor gibi, yüksek bir ses tonu ile.

Amanda öfkeyle güldü. Anka ise dudaklarını büzmüş, dişlerini sıkıyordu. Hiçbir şey söylemeden arkasındaki askerlere işaret ederek, alandan ayrıldı ve dışarı çıktı.

Kararmakta olan havaya baktı. Yanındaki askerler ile beyaz renkli binaya girdi ve merdivenleri tırmandı. Bu binaya her girişinde, birkaç gün önce yaşanan olaylar aklına geliyor ve düşüncelerin istilasından kurtulamıyordu. En üst kata geldiğinde hızlı adımlarla koridorun sonuna kadar ilerledi. Siyah renge boyalı, yanında Ivanova soyunun amblemi bulunan kapıyı açtı ardından askerlere baktı.

"Baler Ateş sorar ise, burada olacağım. Başka kimseyi içeri almayın." diyerek içeri girdi.

Anka, Ivanova soyunun kullandığı kütüphanelerde kalmayı kabul etmemiş, odalardan birini kendi için başka bir kütüphaneye dönüştürmüştü. Bu durum, diğer soylar tarafından tuhaf karşılansa da Anka'nın umurunda olmamıştı.

Anka, odaya girdiğinde ilk olarak odayı boydan boya kaplayan pencerelerin önündeki perdeleri indirdi. Beline kadar uzanan saçlarını hızlı bir hamle ile tepesinden at kuyruğu yaptı. Üstündeki siyah askeri üniformanın uzun hırkasını çıkarttı. Pencerenin kenarına konumlandırılan beyaz sandalyeye hırkayı asarak sandalyeye oturdu. Önündeki masanın yanında bulunan kasaya eğildi ve şifreyi girerek kasayı açtı. Kasanın içinden siyah deri ile kaplı bir defter çıkarttı. Defteri masaya bırakarak masanın üstünü kaplayan siyah ekranı açtı ve ekranın holograma dönüşmesini izledi.

Kapı açıldığında ani bir hareketle defteri kenara çekti ve kapıya baktı. Kaya'nın geldiğini görünce masanın yanından ayrıldı.

Kaya, yamuk bir tebessüm ile "İyi misiniz Ivanova?" dediğinde Anka, güldü ve başını iki yana salladı.

"Söyleme şunu, sinirlendiriyorsun beni." diye söylendi.

Kaya, "Nasıl isterseniz, Ivanova." diye mırıldandı. Masayı işaret etti.

"Nereden başlıyoruz?"

Anka, ellerini iki yana açtı. "Bilemiyorum." diye mırıldandı. Bıkkın bir ses tonu ile "Pars gittiğinden beri kafam çalışmıyor artık." dediğinde Kaya anlayışla başını salladı.

"Normal, daha bir hafta bile olmadı. Benim de aklımdan çıkmıyor."

Anka, "Milyonlarca kez, ölümün kıyısından dönünce ölümsüz olduğunu sanıyorsun." dedi. Masanın üzerinden defteri alarak Kaya'ya uzattı.

"Hiçbir ipucu bulamıyorum. Ne Aurora'ya dair, ne Yağmur'a dair ne de Artemis'e dair hiçbir şey yok."

Kaya defteri alıp üstünkörü deftere baktı. Ardından defteri masaya bıraktı.

Anka "Hiçbir şeyi hologramlara kaydetmeyeceğim Kaya." diye fısıldadı. Ardından masanın yanındaki kasanın kapağını araladı. Kaya, kasaya baktığında içinde başka siyah defterlerden olduğunu fark etti.

"Nereden buldun bu defterleri?" diye sordu. Anka kıkırdadı. Masanın üstündeki defterin son sayfasını açtı ve ona gösterdi.

Kaya, defterin son sayfasındaki isyan ve direnişin sembollerini görünce kaşlarını kaldırdı.

"Varlığı bilinmeyecek defterleri tutmak,iyi fikir."

"Sadece sen biliyorsun Kaya."

Kaya, Anka'yı başıyla onayladı. Ardından, kapının yanından boylu boyunca beyaz duvara doğru döndü. Duvara asılı iki büyük tabloya dikti gözlerini.

Bunlardan biri Anka'nın diğeri ise kendisinin tablosuydu.

"Burada, kendi portremi görmek hala daha gerçek dışı." diye mırıldandı Anka.

Kaya, "Gücünü temsil ediyor." dediğinde Anka güldü.

"Varolmayan gücüm, benim tek kamuflajım."

"Amanda'nın söylediklerine takılma. Güçlü bir askersin sen."

"Ben askerim Kaya. Dore'den değilim. Bunu aklından çıkarma."

***

"Aurora, Han, Incendium, Dore." diye mırıldandı Anka. Kaya ile beyaz masada oturmuş hologramları inceliyorlardı. İki

"Bunlar dört büyük soy örgütü."

Anka, "Bu ikisi." diye mırıldandı. Ardından Han ve Incendium soy örgütlerine ait olan sembolleri gösterdi.

"Bu ikisi neden bizimle iletişimde değiller?" Kaya cevabı bilmiyordu. "Bilmiyorum." demek ister gibi kaşlarını kaldırdı.

"Gizli kalmak istemiyorlar mı?"

"Biz varlıklarını biliyoruz." dedi Anka. Çatık kaşlarıyla holograma bakmaya devam ediyordu.

"Aurora soyunun neyin peşinde olduğunu çözmemiz gerek. Dore, malüvradan sorumluydu. Peki, Aurora?"

Kaya, elleriyle yüzünü ovuşturdu ve "Bilmiyorum." diye mırıldandı.

Odaya kısa bir sessizlik hakim oldu.
Kaya, anlamsız bakışlarla holograma bakmaya başladığında Anka kaşlarını çattı.

"Ne oldu?" diye sordu.

Kaya, hologramda açılan küçük pencereyi işaret etti.

"Ecem Hunter: Dosya."

Anka, "Ne?" diye mırıldandı. Kaşlarını çatmış, hologramda açılan mavi-beyaz renkli pencerenin altındaki butona bakıyordu.

"Kim göndermiş?"

"İsim Ecem'in. Ama o göndermis olamaz. Sanırım dosya gizli, Anka. Bak." Anka, Kaya'nın işaret ettiği, pencerenin altında yazan numaraları görünce daha fazla beklemeden penceredeki tuşa bastı.
Hologramda arka arkaya fotoğraf ve video dosyaları, yazılar çıkmaya başladığında Anka şaşkınlıkla Kaya'ya baktı.

"Ne bunlar?" diye sorduğunda Kaya da en az onun kadar şaşkın görünüyordu.
Dosya akışı durduğunda hologramda Aurora soyunun sembolü belirdi ve ardından ince italik harflerle yazılan bir yazı çıktı.

Anka, kısık ve zor duyulan ses tonu ile italik yazıyı okudu:

"Bu dosya, Aurora soyunun US projesine aittir."

GEN | ÜÇLEMENİN TÜM KİTAPLARI düzenleniyorWhere stories live. Discover now