VIII : Tüm dünyanın kralı ve kraliçeleri

746 91 141
                                    

6. Bölüm Özel Şarkısı: Living in the Shadows - Matthew Perryman Jones

Tüm dünyanın kralı ve kraliçeleri

Anka ayakkabıları çakıl taşlarını ezerken çıkardığı çıtırtılara odaklanmıştı. Elinde tüfeği, saçları yukarıdan toplu yavaş adımlarla bu topraklı ve çakıllı yolda ilerlerken şehirden tamamen uzaktalardı.

Gün batmak üzereydi, serinleşen hava ile yanakları kırmızılaşmıştı. "Sence ATV'leri orada bırakmak iyi bir fikir miydi?" diye sordu, Kaya'ya dönerek.

Kaya istemsizce arkasına döndü. Toprak yol arkalarında boylu boyunca uzanırken ATV'lerini bıraktığı yer tamamen kaybolmuştu. Çevrelerdeki az katlı evler, balkonlardaki eşyalarla -ki muhtemelen evlerin bir çoğu malüvradan sonra terk edilmişti- ürkütücü bir görüntü katıyordu. Kaya, gergin bir yüzle Anka'ya baktı.

"Bizi her an bulabilirler, bir süre yaya giderek izimizi kaybettirmeliyiz." Anka çaresizce başını salladı.

Kısa bir süre daha ilerlediklerinde Kaya yanlarındaki binayı işaret etti.

"İşte burası, geçen buraya geldiğimde kaldığım yer. Yine burada kalabiliriz." Anka, önlerindeki küçük motele kısa bir bakış attı ve motele girdiler.

Yaşlı adam onları gördüğünde gülümsedi ve "Hoş geldiniz." dedi.

"Yardıma ihtiyacımız var." dedi Kaya, bu sırada omzundaki tüfeği yere indirmişti.

Adam, boğuk ve yavaş bir sesle "Size her zaman yerimiz açık." dedi ve küçük salonu işaret etti.

"Size yiyecek bir şeyler getireyim." Kaya istemsizce gülümsedi. Salona girerken tuhaf bir şekilde kendini evinde gibi hissetmişti. Duvardaki tanıdık motiflerle karşılaştığında gözleri kısıldı.

"Burayı seviyorsun." dedi Anka içeri girerken. Kaya duvardaki motifleri işaret etti.

"Çok ilgimi çekmişlerdi." dedi ardından ironik bir şekilde güldü ve devam etti:

"Sen ölmek üzereydin, ben burada Artemis'in sırları peşinde koşuyordum..." Anka kaşlarını çattı. Kaya, gözlerini motiflerden çekip bir anlığına Anka'ya baktı.

"Şimdi hepsi kötü bir şaka gibi geliyor. Daha kötüsü ise gerçek olmaları."

"Şuan atlattık bunları, çözmemiz gereken başka şeyler var." Yaşlı adam elinde iki kase ile yavaş yavaş geldiğinde Anka ve Kaya sustular ve adama baktılar.

Yaşlı adam küçük bir masaya kaseleri karşılıklı olarak koydu ve Anka ve Kaya'nın oturmasını bekledi. Ardından kendisi de küçük bir sandalye çekti ve oturdu.

"Kaya buraya ilk geldiğinde arkadaşının malüvra olduğunu söylemişti." dedi adam ağır bir ses tonuyla. Anka, Kaya'ya kısa bir bakış atıp yaşlı adama döndü.

"O kişi bendim efendim." Yaşlı adam Anka'ya baktı:

"Biliyorum." Ortama tuhaf bir sessizlik hakim oldu. Kaya kasenin içindeki kaşığı ileri geri oynatırken Anka da onu taklit etmeye başladı. Kasvetli ortam tüm salonu kaplamıştı. Yaşlı adam bir şeyler söylemek istiyor ancak söyleyemiyor gibiydi. Anka, bir an önce Kaya'ya mektubu veren antika dükkanındaki adamla tanışmak istiyordu ve tek düşündüğü buydu. Sonunda yaşlı adam yavaş yavaş konuşmaya başladı.

"Videodan haberimiz var. Dore'den, direnişten ve sizden.." Anka, kaşığını kenara bırakıp adama baktı.

"Savaşacağınızı biliyorum, tahmin edebiliyorum. Sizi durduracak güçte de değilim. " Adamı dinlemeye devam ettiler

GEN | ÜÇLEMENİN TÜM KİTAPLARI düzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin