XXX. Ağaçların arasındaki hayaletler, kötü çocukları kovalar.

529 63 113
                                    

30

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

30. Bölüm Özel Şarkısı: In The End, Linkin Park Cover feat Fleurie & Jung Youth

Ağaçların arasındaki hayaletler, kötü çocukları kovalar.

Anka yutkundu. Rutubet kokusu genzini yakıyordu. Gizli tünellerin tavanları son yangınlardan sonra zarar görmüştü ve çatlak çatlaktı. Bazen, birkaç su damlası yüzüne isabet ediyordu.

Ondan daha ileride olan Kaya arkasını döndü ve ona baktı.

"Gel hadi." Anka adımlarını hızlandırdı. Bu sırada mırıldanıyordu. Aklında ise apar topar enstitünün merdivenlerinde Arslan ve Ozan'ın onları tutuklaması vardı.

"Sence Boğaç'ın planı işe yarar mı?" Kaya dudaklarını büktü. Surat ifadesinden pek emin olmadığı açıktı.

"Bilemiyorum. Bizim tutuklanmış gibi gösterilmemiz inandırıcı değildi bence."

"Teslim olduğumuzu söyledik ama." dedi Anka itiraz eder bir sesle. Kaya omuz silkti.

"Ama olmadık. Ancak elimizdeki en iyi plan bu şu anda: İsyan ve direnişi mümkün olduğunca oyalamak. Burayı Boğaç halleder endişelenme." Tünelin çakıllı taşları yerini düzgün bir asfalta bıraktığında adımlarını hızlandırdılar.

"Yağmur'un planı iyiydi..." diye mırıldandığında Anka Kaya başını salladı.

"Tilki'nin gitmesinin tehlikeli olacağını ön görseydim bu problemler yaşanmayacaktı." Anka, mahcup bir yüz ifadesi ile Kaya'ya baktım

"Senin suçun değil Kaya. Şebnem'in ölümünden sonra Tilki'ye olan öfkemi kontrol etmem gerekirdi. O, sen git diye gitmedi. Bunu sen de biliyorsun." Kaya istemsizce güldü.

"Doğru. Tilki ben ne dersem tersini yapar."

Asfalt yolun sonunda ışık göründüğünde Anka heyecanla Kaya'ya baktı.
"Bitti işte." dediğinde Kaya da güldü.

"Şimdi Tilki'yi kurtaralım ve ne olur bitsin artık bu saçmalık."

Anka ve Kaya, asfalt yola çıktı. Yol ıssızdı ve aynı sessizlikle yokuş yukarı uzanıyordu. Anka bu boş yolun gitgide küçüldüğü manzaraya baktığında dünyada kalan tek kişiymiş gibi hissetti. Bu his, hem onun kalbini sıkıyor hem de tuhaf bir huzur veriyordu.
Asfalt yoldan çıkarak yolun karşısında kalan ormana doğru ilerlediler. Ağaçların arasından İtaat ve UVAT 4 askerleri seçilebiliyordu.

Anka büyük bir ağaca tutundu ve tırmanmaya başladı. Kaya "Ne yapıyorsun?" dercesine baktığında Anka ileriyi işaret etti.

"Uzaklaş."

Anka, ağacın tepesine kadar çıktı ve ağaçların arasından itaat ve uvat askerlerinin çevrelediği alana baktı. Zırhlı araçlar birçok uvat ve itaat askeri tarafından çevrelenmişti. Yağmur aracın kaputuna oturmuş bacaklarını sallayarak askerleri izliyor ve yanındaki bir askerin anlattıklarına gülüyordu. Gözünde ise neon ışıklı, kalpli bir çocuk gözlüğü vardı.

GEN | ÜÇLEMENİN TÜM KİTAPLARI düzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin