VII : ...geri dönmeyecekler.

630 89 129
                                    

...geri dönmeyecekler.

Gece yarısı, meydandaki ateş tamamen söndüğünde ve tüm direniş çeteleri çadırlarına geçtiğinde Anka, meydanın ortasında dikilmekteydi.

"Oksana..." Anka, omzunun üstünden arkasındaki Ozay'a baktı.

"Ozay." diyerek önüne döndü, devam etmesini istiyordu.

"Çadırınız hazır. İstediğiniz gibi başında asker olmayacak." Anka, Ozay'a döndü. "Teşekkür ederim, iyi geceler." dediğinde nazik bir ses tonuyla Ozay başını sallayarak uzaklaştı.

Anka bir süre daha karanlıkta dolaştı. Ardından çadırların bulunduğu alana doğru yürümeye başladı. Kaya ve Tilki'yi ise çimenlik bir alanda otururken buldu.

"Konuşmamız gerek." dediğinde fısıltılarla aralarında bir şeyler konuşan Kaya ve Tilki Anka'ya baktı.

"Soylar hakkında her şeyi belgeleriyle öğrenmemiz gerekli." dedi Anka, direkt olarak konuya girmişti.

Tilki dizlerini kırdı. Bir eli adem elmasının üstündeydi ve parmaklarını ritmik olarak yüzüne vuruyordu. Kısa bir sessizlikten sonra konuştu.

"Peki bunu nasıl yapacağız? Her yerde bizi arıyorlar, isyanın yerini de biliyorlar." Kaya ayağa kalktı. Elini beline koymuştu. "Benim bir fikrim var." deyiverdi.

"Artemis'in defterinde yazan adres. O adam hala daha bir şeyler biliyor olmalı." Anka da ayaklandı.

"Birçok kişi bir şeyler biliyor Kaya ama hiç kimse anlatmıyor. Bizim belgelere ihtiyacımız var." Tilki, Kaya'ya kısa bir bakış attı.

"Gidin, adamda belgeler olabilir. Eğer Artemis o adama güveniyorsa adamın size anlatacağı çok şey var." Anka, Tilki'ye baktı. Kaşları biraz çatılmış, göz bebekleri büyümüştü.

"Sen gelmeyecek misin?" diye sordu. Tilki ellerini iki yana açtı.

"Burada yapılacak çok iş var. Ayrıca isyanı da uzaktan yönetmem gerekecek." Anka, tekrardan Kaya'ya döndü.

"O zaman yarın gidiyoruz."

"Öyleyse ben Ozay ile konuşayım." Kaya yanlarından ayrıldığında Anka çevresine bakındı. Önüne gelen saçlarını kulağının arkasına attığında bileğindeki safirler kampın ışıklarının yansımasıyla parlamıştı.

"Takıyorsun demek." Anka şaşkınlıkla Tilki'ye baktı.

"Neyi?"

"Bileklik." Anka elindeki bilekliğe baktı, güldü ardından duraksadı. Tilki endişeyle ayağa kalktı.

"Ne oldu neyi düşünüyorsun sen?" Anka gözlerini birbiri ardına sıralanan çadırlardan çekmedi.

"Şu kız... Alara'ya o kadar benziyordu ki hala gözümün önünden gitmiyor." dedi buruk bir sesle.

"Her şeyin çok fazla üst üste geldiğinin farkındayım ama bunu kabullenmelisin Anka. Alara öldü." Anka, Tilki'ye baktı. Işıklar dolmuş gözlerini daha kederli gösteriyordu.

"Biliyorum ama keşke onu geri getirebilseydik. Sadece onu değil, herkesi..."

"Kaybettiklerimiz, Safir, geri dönmeyecekler. Kalanlar için devam etmek zorundayız." Anka başıyla onayladı Tilki'yi.

"Kendini toplamak zorundasın."

GEN | ÜÇLEMENİN TÜM KİTAPLARI düzenleniyorWhere stories live. Discover now