Cesur Dünya 2. Kısım : 12 : Affedilen

343 41 56
                                    

Cesur Dünya 2

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Cesur Dünya 2. Kısım : 12
Affedilen
ŞARKI: Forgiven, Within Temptation

Yıl: 3315

||

Anka bu konuşmayı kafasında ilk kurguladığında; sustuğunda, kafasındaki düşüncelerin ve suçluluk fısıltılarının da susacağını düşünmüştü.
Kendini daha güçlü hatta belki de durdurulamaz hissedeceğini sanmıştı.

Ancak kılıcını kınına takıp ellerini iki yana bıraktığında ve gözleri arkasındaki soy binasından çıkan dumandan dolayı iyice görmez olduğunda yanıldığını anladı. Omuzlarından kalkacağını umduğu yük daha ağırdı ve suçluluk duygusu eskisinden daha şiddetliydi.

Tilki ile yine göz göze geldi. Birkaç saniye öncesinden o ana kadar değişmeyen tek gerçek: artık umursamamasıydı.

Boğaç, çevredeki askerlere emirler yağdırarak uzaklaşmalarını sağladı. Dehşete düşmüş soy veliahtları, Anka'nın yanında daha fazla kalmaktan çekindiler ve korumalarıyla meydandan ayrıldılar.

Bir anda, tüm kalabalık dağılmış ve yerini huzursuz boşluk almıştı.
Soy binasındaki yangının büyük kısmı söndürülmüştü. Yine de yer yer kıvılcımlar beliriyor gökyüzünü çakan ürkütücü flaşlar gibi anlık aydınlatıyordu.

Tilki, Boğaç'ın tepkisini ölçmek için ona döndü. Sonra saniyeler önce aldığı kararı Boğaç'ın fikrinin değiştirmeyeceğini düşündü.

Anka'ya dikti bakışlarını. Anka, yere kilitlenmiş gözlerini ve donmuş suratını Tilki'ye çevirdiğinde onun hayal kırıklığına uğramış olduğunu biliyordu.

Tilki çatallı bir sesle,
"İsyan'a dönüyorsun burada daha fazla kalmayacaksın." dedi.

Anka'nın karşı çıkacak gücü kalmamıştı. İtiraz etmesi için beklentiyle Boğaç'ı bekliyordu.

Boğaç, Tilki'yi başıyla onayladı.

"Anka İsyan'a dönsün bir süreliğine. Ben Esin Ateş ile uğraşayım." diye mırıldandı.

Tilki'nin içinde Anka fırlayıp kaçacakmış gibi bir his uyandığında Anka'yı kolundan tuttu.

"Sanıyorum, soy binasından alacak bir şeyin kalmadı." dedi. Sesinde garip, öfkeli bir tını vardı. Ancak bu tuhaf tını öfkelendiği kişinin Anka olmadığı da anlatıyor gibiydi. Anka, tekrardan yere diktiği gözlerini Tilki'nin siyah gözlerine çevirdi.

"Hepsi az önce kül oldu." dedi gereğinden yüksek bir sesle .Onun bu durumda yaptığı bu şaka Tilki'yi ürküttü. Sinirle bakışlarını kaçırdı, dudaklarını kemirmeye başladı. Dışarıdaki askerler merakla Boğaç-Tilki-Anka üçgeninde olan biteni izliyordu.

Olanlar git gide Boğaç'ın da sinirlerini bozmaya başlamıştı. Çenesi ile isyan araçlarını işaret etti.

"Hava kararmadan gidin artık." dediğinde Anka da karşı çıkmak için kelimeleri toparlamayı başarmıştı.

GEN | ÜÇLEMENİN TÜM KİTAPLARI düzenleniyorWhere stories live. Discover now