59. BÖLÜM

6.6K 364 62
                                    

Müzik: Ümit SAYIN & TARKAN / GİTME

Sensiz kalırsam , ölürüm yalansız ...

600K olduk...

Lütfen oy verip yorum yapalım. İyi okumalar...

Çırpınıyordum. Nefesimin kesilmesi an meselesiydi. Kulaklarıma Emre'nin odada yankılanan sesi doluyordu. Sonra amcamın sesi geldi.

"Öldür onu, yaşamasın" dedi. Sonra diğerlerinin sesi. Bana zarar veren herkes odadaydı. Seslerini duyuyordum. Ama yüzümdeki yastıktan dolayı yüzlerini göremiyordum. Avazım çıktığı kadar bağırmaya, hareket edebildiğim kadar çırpınmaya başladım.

"Ezgi" diye bir seslendi farklı bir ses. Sonra yüzümdeki yastıkta başka bir dokunuş. İki kişi mi beni öldürmeye çalışıyordu?

"Bırak yastığı Ezgi" dedi tekrar o ses. Tok bir sesti. Yüzümdeki yastığı çekmeye çalıştığında çırpınmayı bıraktım. Sesin sahibini tanıyordum. Hakan'dı.

Görüşüm açıldığında şaşkınlıkla odaya baktım. Kimse yoktu. Sadece Hakan vardı. Ve endişeyle bana bakıyordu.

"İyi misin?" dedi saçlarımda ellerini gezdirirken. Alnındaki damarlar belirginleşmiş, endişeli bakışlarını üzerimde gezdiriyordu. 

"Emre buradaydı Hakan, hatta amcam, baban, Serdar herkes buradaydı. Yüzüme yastık bastırdı Emre. Görmedin mi onu? Nerede?" diye sorularımı sıraladım. Terden sırılsıklam olmuştum. 

"Emre mi?" dedi kaşlarını çatıp. "Kimse yoktu odada Ezgi. Sen yastığı yüzüne bastırıp, bağırıyordun." Sesindeki korkuyu hissettim. 

"Ben mi?" diye sordum şaşkınlıkla. "Emre tam buradaydı Hakan. Şaka mı yapıyorsun bana? Yoksa yine yalan mı söylüyorsun?" dedim çemkirircesine. Başımı ellerimin arasına alıp, bacaklarımı kendime doğru çektim. Ben bunu kendime neden yapayım? 

Hakan hiçbir şey söylemedi. Göz ucuyla ona baktığımda, çenesi kasılmıştı ve az önceki yastığı var gücüyle sıkıyordu ellerinin arasında.

"Doktoru çağıracağım bekle" dedi soğuk sesiyle. Az önce yalan söylediğini ima etmiştim. Bu durumu aşmam için zamana ihtiyacım vardı. Beni anlar mıydı?

Odadan çıktığında, oluşan sessizlik korkularımı iyice artırdı. Ya Hakan geldiğinde saklandılarsa diye düşündüm. Çünkü canlı kanlı karşımda görmüştüm Emre'yi. Ve diğerlerinin sesini buradalarmış gibi duymuştum.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama oturduğum pozisyonu bozmadan Hakan'ı bekledim. Niye gitme dememiştim ki?

Kapının açılmasıyla irkilip, küçük bir çığlık attım. Gelen Hakan ve bir doktordu. Hakan çığlığımla birlikte hemen yanıma gelip kolunu omzuma doladı. Saçlarımı okşamaya başladığında rahatladığımı hissettim.

"Korkma, buradayım ben" dedi kulağıma doğru. Varlığını kendime ispatlamak istercesine kolunu tuttum. Ve bırakmadım.

"Ezgi Hanım, nasılsınız?" dedi doktor araya girdiğinde. Başımı ona doğru çevirdim.

"Ağrım yok, sadece buradan çıkmak istiyorum" dedim. Aylin güya doktorla konuşup beni çıkaracaktı. Nerelerdeydi acaba.

"Tabii, hafif bir hipotermi geçirmişsiniz. Sizi sıcak tutarak, bu sorunu hallettik" dedi ve sonra derin bir nefes alıp konuşmasına devam etti.

"Hakan Bey, az önceki olan olayı biraz anlattı. Bir de sizden dinleyebilir miyim?" dediğinde önce Hakan'a sonra bana bakmıştı. Burnunun ucuna düşen gözlüğünü düzeltip, ellerini göğsünde birleştirdi. Sabırla,  konuşmamı bekliyordu.

KARANLIK ŞEHİRDonde viven las historias. Descúbrelo ahora