72. BÖLÜM

3.1K 188 39
                                    

Keyifli okumalar ❤❤

^^
Ali'nin evinden çıktım. Müştemilata doğru koşarken, biraz önce yaşadığım sıkıntılar yerini büyük bir rahatlamaya bırakmıştı. Hakan'a bir şey olacak sanmıştım. Ama olmamıştı.

Müştemilatın önüne kadar geldiğimde Hakan'ın siyah cipine yaslanmış bir şekilde durduğunu gördüm. Ben ona doğru koşarken, o da sırtını arabadan ayırıp, kollarını iki yana açtı. Vücutlarımız birbirine değdiğinde belimden tutup beni kaldırırken, etrafında bir tur döndürdü.

Nefes nefese kalmıştım. "Erken geldin" dedim otuz iki diş gülümserken. Hakan'ında benden kalır yanı yoktu. " İşim erken bitti" dedi ve sonra alnımdan yavaşça öptü.

" Ali'nin yanına neden gittin" diye sordu.  Nedense bir anda ciddileşmişti. 

"Senin yanına gelmesini söyleyecektim" dedim direkt.  "Öyle tek başına gidince, endişelendim. Kötü şeyler olacakmış gibi hissettim. "

"Ali benim abim. Ama o kadar Ezgi. Yollarımız apayrı. Birbirimizde sevmediğimiz bir çok yön var. Benim için telaşlanmanı anlıyorum. Ama benim için Ali bir şey yapamaz. Bir daha böyle konularda ona gitme olur mu?" dediğinde kaşlarım çatılmıştı. İkisinin de birbirini ölümüne sevdiğini biliyordum. Ama ikisi de aynı zamanda düşmanmış gibiydiler. Tamam birlikte onlar hiç iş yaparken görmemiştim ama aynı işlerle ilgilendiklerini zannetmiştim. 

"Gel içeri geçelim" dediğinde elimden tutup beni peşi sıra sürüklemeye başladı. Şaşkınlığım dudaklarımı mühürlemişti sanki. Bir şey diyememiştim. Müştemilatı es geçip kendi evine doğru ilerledi. Eve girdiğimizde önce benim kabanımı çıkarmama yardım etti. Daha sonra kendi kabanını da çıkarıp vestiyere astı. 

"Aç mısın?" diye sorduğunda, başımı evet anlamında salladım. Sabah kahvaltı bile yapmamıştım. Bayıldığım için takılan serumlar, açlığımı hissettirmemişti bu kadar saat. Ama şimdi hissediyordum. Yine pizza yiyeceğiz diye beklerken, Hakan mutfağa doğru ilerledi. İlerlerken, üzerindeki siyah gömleğinin kollarını katlamaya başladı. Ne yapacağını merak ederken, peşinden ben de mutfağa girdim. Masaya yaslandığımda kollarımı göğsümde birleştirip onu izlemeye koyuldum. 

Buzdolabından yemek malzemelerini çıkardığında kaşlarım havalanırken, dudaklarım da gülümsüyordu. Bana yemek yapacaktı. İlk değildi. Aylin'in evindeyken yaptıklarını görmüştüm. Yetenekliydi. Uzun zamandır yalnız yaşadığını Arzu Hanım söylemişti. Fadime teyzenin Hakan'la daha çok ilgilendiğini de. Arzu Hanım ve Fadime teyzenin aralarındaki çekişmenin sebebi de buydu. Gayet açıktı.  

"Ne pişireceksin?" diye sordum. Yemek yaparken onu izlemek çok güzel bir şeydi. Gayet rahat görünüyordu. Ona bugün olanları sormak istiyordum, ama bu anı bozmamak adına sustum. Yemekten sonra da konuşabilirdik sonuçta. Ona bir şey olmamıştı ya gerisi önemli de değildi.

"Bolonez soslu spagetti?" dedi sorar gibi. Omzunun üzerinden bana baktı. Bir yandan da malzemeleri hazırlıyor, yıkıyordu. "Olur" dediğimde başımı da olur anlamında salladım. Ayakta durmaktan vazgeçip onu tam görebileceğim sandalyeye oturdum. Dirseklerimi masaya dayayıp, ellerimi çeneme yerleştirdim. Her hareketini kaçırmadan izliyor, hafızama kazıyordum. Bundan sonra böyle anlarımız çok olacaktı belki, ama ilk olanları unutmak istemiyordum. İlkler her zaman güzeldi, özeldi. Ve Hakan çoğu konuda benim ilkimdi. 

Yemeği pişirmeyi tamamlayıp, servis tabaklarına yerleştirdiğinde, birini benim önüme koydu. Meraklı bakışlarını üzerimde hissediyordum. Vereceğim tepkiyi merak ediyordu. Çatalıma doladığım spagettiyi yavaş hareketlerle ağzıma götürürken, gözlerini bile kırpmadan beni izliyor oluşu çok komikti. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. 

KARANLIK ŞEHİRWhere stories live. Discover now