63. BÖLÜM

5.1K 284 31
                                    

Müzik: Sinem Güngör/ UĞURLAMA  

Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman,
Uykusunda bir kuş ölür ecelsiz 
Alıp da başını gitmek istersin 
Karanlık sokaklar kör, sağır, dilsiz..

Selam, Bol Nil içeren bir bölümle geldim :):)

Oy verip, yorum yapmayı unutmayın...

 Keyifli okumalar...

İçeri girdiklerinde beni görmeyi beklemedikleri yüzlerinden açık bir şekilde okunuyordu. Murat Erkmen hariç. Onun benden alacağı bir yüzük vardı. Onun için gelmişti de, diğerlerinin geliş amacı neydi? Arzu Hanım yanındaki bu iki kişinin nasıl kötü insanlar olduğunu anlamayacak, görmeyecek kadar kör müydü?

"Arzu anne, şimdi bana hak veriyorsun değil mi?" dedi Nil, Arzu Hanım'ın koluna girmiş kedi gibi çıkan sesine bürünmüştü yine. Oskarlık performans izleyecektim belli ki.

"Yanlış anlama hemen güzel kızım. Bakalım neden burada bu sevimsiz" dedi Arzu Hanım'da Nil'e karşılık olarak. Hakan arkalarından kapıyı büyük bir gürültüyle kapattıktan sonra bana doğru yürümeye başladı. Yüzünde saf öfkeden başka bir şey yoktu. Halbuki az önce o kadar güzeldik ki.

"Aşkım, bu kız yine seni kandırmanın peşinde değil mi? Kurtulamadım bundan" dedi Nil, Hakan'ın kolunu tutup onu durdurdu. Hakan gözlerini kapatıp derin derin nefesler almaya başladı. Kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Neden tepki vermiyordu ya da onu durduran Nil'den uzaklaşmıyordu. Kaşlarımı olabildiğince çattım. Gözlerini açtığında ilk karşılaştığı benim çatık kaşlarım altındaki bakışlarımdı.

Birkaç saniye bana baktıktan sonra Nil'den kolunu sertçe çekip kurtararak yanıma geldi. Ellerini yanaklarıma yerleştirip kulağıma doğru eğildi.

"Yanlış anlama hiçbir şeyi. Ben halledeceğim. Sana ne derse desinler üzülme olur mu?" dedi. Sesinde öfkenin yanı sıra endişe de vardı. Yüzünü, kulağımdan çekip bana baktığında dudaklarımı oynatarak sessiz bir şekilde "Tamam" dedim.

Hakan son kez gözlerimin içine güven verircesine baktıktan sonra sırtını bana döndü. Beni öldürecek gibi bakan insanlara karşı beni görünmez yapmak istemişti sanırım. Ama ben bu iki kadından korkacak değildim. Yanlış bir şey yapmamıştım ki yapsam bile bu onları asla ilgilendirmezdi. Hakan'ın arkasından birkaç adım yana kayarak çıktım.

"Hakan, ne yaptığını sanıyorsun sen? Bu kızın bu evde, senin yanında ne işi var?" dedi Arzu Hanım. Yanımıza kadar gelmişti. Hakan'ın onlara bakmadan direkt benim yanıma gelmesi sinirlendirmişti onu iyice.

"Ezgi benim sevdiğim kadın anne. Hakkında düzgün konuş. Konuşmazsan, ona saygı göstermezsen olacaklardan ben sorumlu değilim" dedi Hakan. Sesindeki sertlik beni bile ürkütmüştü.

"Şimdi bana inandın mı Arzu anne. Bu kız Hakan'ı kandırıyor. Hakan onun yüzünden vuruldu, bıçaklandı ama hala bırakmıyor peşini. Hakan da ona inanıyor, ben çok üzülüyorum" deyip ağlamaya başlayan Nil'e hayretle bakıyordum. İçindeki kötülüğü bilmesem şu an gerçekten ağlıyor zannedebilirdim.

"Nil!" diye bağırdı Hakan. Sesi salonda yankılanırken, hazırlıksız yakalandığım için birden irkildim. Hakan göz ucuyla bana baktıktan sonra tekrar önüne döndü. Nil'in üzerine doğru yürümeye başladı.

"Oyun bitti. Süre doldu. Seninle hiçbir işim olmaz bu saatten sonra. Kendini daha fazla düşürmeden defol git bu evden" derken bir Nil'e bir de babasına bakıyordu. "Annemin kafasını da boş şeylerle doldurma. Bir daha ne benim, ne ailemin yanına yaklaşacaksın anladın mı beni" dediğinde Nil'in yanına kadar gelmiş yakasından tutmuştu. 

KARANLIK ŞEHİRWhere stories live. Discover now