71. BÖLÜM

3K 204 57
                                    

Keyifli okumalar...

^^

Peş peşe ateşlenen silahların uzaktan gelen sesi, beni korkutmuyordu. Güvenli bir yerdeydik. Biliyordum. Ama bu arazi dışında bizi öldürmeyi bekleyen, amaçlayan birileri vardı. Hep vardı ama nedense, ikinci kez başımıza gelen bu olayın sebebini Hakan'la herkesin içinde birbirimizi öpmemize ve evleneceğimizi ilan etmemize yoruyordum.

Hakan elindeki telefonun ekranını bana doğru çevirdi. Arayan Serdar Koçar'dı. Korktum. Bu adamın bize yapacaklarının sınırı yoktu. Zaten düşmanken, bir de bizim yüzümüzden kızının düştüğü durum eklendiğinde acımasızlığının boyut değiştirmesine şaşırmazdım. Her an her şeyi yapabilir, sevdiklerimi birer birer elimden alabilirdi. Ama bunları göze alarak aşkımızı ilan etmiştik biz. Kendimi ne kadar olabilecek kötü şeylere hazırlasam da korkuyordum.

Hakan telefonu açıp, hoparlöre verdiğinde bana hiç bakmadı. Konuştuklarını daha sonra ona soracağımı bildiğinden, dinlememin daha uygun olduğunu düşünmüş olmalıydı. Çünkü Serdar her ne diyecekse bu ikimizi de ilgilendirecek bir şeydi kesin.

"Damat, nasılsın?" dedi Serdar. İğrenç sesini duymamla yüzümü buruştururken, Hakan başını sağa sola yatırırken, sabır dileniyordu. Damat diyordu ya hâlâ, içimden okkalı bir küfür etmeme neden olmuştu bu sözü.

"Senin işin değil mi bu?" dedi Hakan. Sesi dişlerinin arasından ıslık gibi çıkarken, tesiri yüksekti. Serdar'ı etkiler miydi bilmiyorum ama bu ses tonu saf tehdit içeriyordu. Karşısında kim olsa korkudan tir tir titretirdi.

"Nasıl bir yer yaptıysan, bir türlü sızamadık. Ama o yanında tuttuğun, karım olacak dediğin şıllık er ya da geç cezasını çekecek." Dediğinde ellerimi iki yanımda yumruk yaptım. Canımı sıkan sözleri değil de hiçbir zaman ona gücümün yetmeyeceğini bilmekti. O bana istediğinde ulaşabilirdi ama ben bunu yapamazdım.

Hakan salonun ortasında elinde sıkı sıkı tuttuğu telefonla tepkisiz öylece duruyordu. Gözleri bir noktaya dalmıştı. Kirpikleri dahil, vücudunda hiçbir hareket yoktu. Tepkisizliği korkmama neden oldu bir an.

Hakan tepkisiz bir şekilde öylece dururken Serdar'ın pis sesi hâlâ salonda yankılanıyordu. "Unutma Hakan. O kadın ölecek. Kızımın acısını senden ve o şıllıktan öyle çıkaracağım. " diye bağırıyordu. Beni öldüreceğini söylüyordu. Ben ölürsem Hakan çok acı çekerdi. Tek derdim oydu şu an.

Hakan'a baktığımda hiçbir tepki vermeden az önceki gibi duruyordu. Serdar'ın dediklerini duyduğunu da zannetmiyordum. Anda değildi sanki. Her nerede ise iyi bir yerde olmadığı kesindi. Zihninin ona iyi şeyler sunmadığı halinden apaçık belli oluyordu.

Elindeki telefonu almaya çalıştım. Bir kütükten farksızdı vücudu. İyice endişelenmeye başlamıştım. "Hakan" diye fısıldadım yüzüne doğru. Ama yine aynıydı. Serdar'ın gülme seslerine daha fazla dayanamazdım. Zorla da olsa telefona doğru eğilerek, ellerinin arasında sıkı sıkı tuttuğu telefondan aramayı sonlandırdım.

Tekrar doğrulup Hakan'ın yüzüne baktım. Nefes bile almıyordu sanki. "Hakan" dedim tekrar. Az öncekine göre daha yüksek bir şekilde seslenmiştim. Kirpiklerinin az da olsa oynadığını fark ettim. Ellerimi yanağına yerleştirip, ayak parmak uçlarımda yükselerek yüzüne iyice yaklaştım. Gözleri bana bakmıyordu. Hafifçe kendime doğru çevirdim yüzünü. Ve tekrar korkuyla adını seslendim.

Sesimi duyduğunda gözlerini kapatıp, sesli bir şekilde yutkundu. "Açsana gözlerini" dedim aynı tonda. Hiç iyi görünmüyordu. Öfkelense, bağırsa çağırsa daha az endişelenecektim. Hiç tepki vermiyor olması beni daha çok korkutmuştu.

KARANLIK ŞEHİRWhere stories live. Discover now