6. BÖLÜM

200K 6K 2.3K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Kendi yolunda yanlış gitmek, başkasının yolunda doğru gitmekten iyidir.                        
-Dostoyevski

••

Gözlerimi aşağıdan gelen sesler ile araladım. Saate baktım.
22:08
Eyvahlar olsun. Geç kaldım işte. Umarım aşağıdaki sesin sahibi Gece değildir. Dolabımdan eşofmanlarımı çıkarıp giydim. Bana ettiği onca laftan sonra onun aldığı kıyafetleri giyemezdim. Hemen banyoya girip yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda gözlerimin kızardığını gördüm. Beklenen manzara da buydu zaten. Hızla banyodan çıkıp paldır küldür merdivenleri inmeye başladım.

"Anne."

"Kızım Patronun Gece Bey." İşte şimdi yandım. Annem onu şöför sanıyordu.

"Evet baktığım yaşlı teyzenin oğlu," deyip parmaklarımı çaprazladım. Küçüklükten kalma yalan söylerken yaptığım bir hareketti.
Annem dönüp Gece'ye baktı.

"Evet ben oyum," derkenki yüz ifadesi ilk kez muzip geliyordu. Demek onun da muzipliği tutuyordu bazen. Sayıp sövdüğü zamanları saymazsak tabii!

"Anladım."

"Anne ben çıkıyorum," deyip spor ayakkabılarımı giydim. Gece'nin gözleri bir anlığına ayakkabıma kaysa da toparladı kendini. Hayır ne var da sürekli üstümü başımı kontrol ediyordu?

"İyi geceler kızım. Kolay gelsin sana." Başımı sallayıp evden çıktım. Gece'yi beklemeden arabaya bindim. Bana kızabilir hatta bağırabilirdi ama takmadım. Biraz sonra o da arabaya bindi ve çalıştırdı. Tek kelime etmedi. Ben de konuşmadım. Pür dikkat yolu izliyordu. Kafamı onun tarafından çevirip cama yasladım. O kötü bir adamdı. Evet öyleydi. Buna her ne kadar inanmak istemesem de kötü bir adamdı o. Arabayı kullanırken derin derin nefesler alıyordu. Bakmadım.
Yaklaşık yarım saat sonra araba barın önünde durunca kapımı açtım.

Kolumu tuttu ama bir şey demedi. Sadece gözlerime baktı.

"Bırakır mısın?" deyip çektim. Bırakmadı. Daha hızlı çektim.

"Ya bırak!" diye bağırınca bıraktı. Tam ağzını açmış bir şey diyecekken dinlemedim ve arabadan indim. Bardan içeri girip giyinme odasına gittim. İş kıyafetlerimi giyip kendi kıyafetlerimi dolaba yerleştirdim. Gece'nin istediği gibi eteğimin boyu uzatılmıştı. Bu defa dolabı kilitleyip anahtarı önlüğüme koydum. Odadan çıkıp Sayko'nun yanına bar tezgahına geçtim.

"Naber Işık?"

"İyidir Sayko senden naber?" Ellerini iki yana açıp

"Aynı," dedi. Gülümsedim. Sayko ile anlaşabiliyordum.
Cana yakın biriydi. Gece'nin aksine...

••

Gece yine her zamanki hızı ile ilerliyordu. Bu insanlar hiç mi yorulmuyor allasen? Kızlar kalçalarını erkeklere sürte sürte dans ediyordu. Bana sürüsüyle para verseler herkesin içinde yapmazdım bunu. Zaten yapamazdım da. O kadar yetenekli değildim. Tabii buna yetenek denirse.
Sayko ile iyi muhabbet etmiştik bu gece. Kafa çocuktu gerçekten. Önümdeki alkolsüz içkiden bir yudum aldım. Etrafı incelerken gözüme çarpan şeyle şok oldum.
Gece ve esmer bir kız yiyişiyordu. Tam anlamıyla bu tabire uygundu görüntüleri. Kız, Gece'nin göğsüne parmağını koymuş daireler çiziyordu. Gece içkisini yudumluyordu. Kız Gece'nin boynunu öpmeye başladı. Gece  sabit bir şekilde ileriye bakıyordu. Kız yavaş yavaş yüzüne doğru çıktı. Dudaklarının üstüne bir şey söyledi. Gece sırıttı. Kız bundan cesaret almış olacak ki Gece'nin kucağına oturdu. Göz göze geldik. Hemen kafamı çevirdim. Kalbim acımıştı. Neden bilmiyorum içime bir hançer saplanmış gibi oldum. Bu, oydu işte. Bir kızla yiyişiyordu. Gözümün önünde hem de. Bana olan bazı tavırları acaba benden hoşlanıyor mu dememe sebep oluyordu ama yok bu adam asla birinden hoşlanamazdı. Peki ben? Ben ise bu manzarayı gördükten sonra içimde filizlenen umut tohumlarını birer birer kesecektim. Ona karşı bir şeyler hissetmemeliydim. Daha fazla onları izlemedim ve içeceğimden bir yudum aldım.

GECENİN IŞIĞIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن