60. BÖLÜM

93.2K 2.2K 410
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Her insan kendi görüş alanının sınırlarını, dünyanın sınırları olarak algılar.
-Arthur Schopenhauer

••

Her şey gayet güzel ilerliyordu. Gece oruç tutmasa da bize saygısızlık olmasın diye yemeğini dışarıda yiyordu. Zaten onu tutması için zorlayamazdım. İçinden geldiği gibi olması gerekiyordu. Yarın akşam kayınvalidemleri iftara davet edecektik. Annem hazırlığa bugünden başlamıştı. Bugün çok zorlu geçiyordu benim için. Öyle ki gözümün önünü göremiyordum. Kocam karşımda durmuş hayran hayran beni izliyordu. Ona gülümseyerek karşılık verdim. Yattığım koltuktan kalkıp ona yer açtım.

"Gelsene."

Yanıma oturup bana döndü.

"Çok mu açsın?" Sadece başımı salladım.

"Hiçbir şey yemiyorsun ki," deyip yanağımı okşadı.

"Yiyemiyorum." Omuz silktim. Küçüklükten beri böyleydi bu. Sahurda yemek yiyemiyordum.

"Birkaç gün ara ver istersen. Çok bitkin görünüyorsun."

Ona koca koca olmuş gözlerle bakıyordum.

"Oyun mu bu Gece?"

"Güzelim sakin ol. Sadece... of tamam boşversene," deyip yanımdan kalkmak istedi. Elini tutup engel oldum.

"Özür dilerim. Yine abarttım galiba," deyip elimi avucuna sokmaya çalıştım. İzin verdi ve tekrardan oturdu yanıma.

"Ben özür dilerim. Saçmaladım."

Eskisi gibi özür dilemeyi ahmaklık olarak görmüyordu. Hata yaptığı zaman veya yaptığını düşündüğü zaman özür diliyordu. Bu bile değiştiğinin göstergesiydi.

"Bir saatten az kaldı. Dayanabilirim."

Dişlerimi göstererek güldüm. Diğer türlü samimi olmadığımı düşünüyordu.

"Dayanabilirsin," deyip bana yaklaşırken hemen ondan uzaklaştım.

"Ne yapıyorsun?" deyip koltuktan fırladım. Bunu yaparken istemsizce sırıtmıştım.

"Sen öyle bakınca tutamadım kendimi," deyip ellerini ben suçlu değilim der gibi havaya kaldırdı. İşaret parmağımı kaldırıp şakayla karışık ona kızdım.

"Bunu bir daha yapma."

Tamam anlamında omuz silkti. Tekrar yanına oturduğumda bu defa benden uzak duruyordu.

"Baksana bir şey soracağım."

Uzun zamandır merak ettiğim ama soramadığım soruyu sormak için sabırsızlanıyordum.

"Sor bakalım."

"Şu kuzenin var ya onun ile aranda ne problem var?" diye sordum. Sorum karşısında afalladı ama belli etmemeye çalıştı.

"Söyledim ya... kıskancın önde gideni."

"Sadece o olamaz Gece. Eminim başka bir nedeni de vardır."

Daralmış gibi tuttuğu nefesi bıraktı.

"Nereden çıktı ki şimdi bu?" Evet kesinlikle daraltmıştım onu.

"Bana bir cevap verir misin? Onunla sorunun ne?" Gözü döndü. Öfkeli olduğunu anlamıştım.

"Benim onunla sorunum falan yok. Onun benimle sorunu var!" diye tısladı dişlerini arasından. Neden parladı böyle bir anda.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now