65. BÖLÜM

91.6K 2.2K 292
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

İnsanı yaralaуan tek şey gerçektir.
-Napoleon Bonaparte

••

Şu hayatta nefret ettiğim bir şey varsa o da hastaneye gitmekti. Bana göre, hastanelerde her zaman kasvetli ve insanı boğan bir hava vardı. İçim daralıyordu hastaneye gidince. Uyandığımda ağrı sızı yoktu. Sanırım acının kaynağını yeni anlıyordum. Bir önceki gece kocamın hayvansı hareketleri yüzündendi. Çoğu zaman kendini kaybediyordu. Gerçi ben alışmıştım buna. Hastaneye gitmeme gerek kalmadığı için mutluydum. Zira hastaneye gittiğimde daha kötü olacaktım. Biliyorum. Kendimi tanıyorum. Oraya sağlam girip çürük çıkacaktım. Buna hiç mi hiç gerek yoktu.

"Kaçta gideceksin hastaneye?"

Ah tabi kocam gitmeyeceğimi bilmiyordu. Söylemesem de öğrense çok kızardı. Şimdi söylesem yine çok kızardı. Ama en doğrusu şu an söylememdi.

"Gitmeyeceğim. Ağrı geçti zaten."

Gözlerini üzerime dikip ters ters baktı.

"Ne demek ağrı geçti?"

Ah işte şimdi başlıyoruz.

"Geçti diyorum işte. Anlarsın ya... senin önceki gece hoyratlıkların hani."

Belli etmek istemese de bıyık altından sırıtıyordu.

"Ah tabii ya," derken gözleri muzip bir ışıltı ile parlıyordu.

"Kalkalım mı geç kalacağız?" Son lokmasını da ağzına attıktan sonra kaltı.

"Hadi gidelim."

Ayağa kalkar kalkmaz ayakkabımın ince topuğunun azizliğine uğradım.

"Yavaş," deyip kolumdan kavradı Gece. Tutmasaydı yeri boylamıştım.

"Ne diye acele ediyorsun ki!"

Suçlu bir çocuk başımı eğdim. Her zaman böyle olmak zorunda mıydı? Onun yanında sürekli kendimi çocuk gibi hissediyordum.

Kolumdan çıkmadı. Arabaya kadar öyle yürüdük. Ben yolcu koltuğuna geçerken o da yerini almıştı. En son arabayı ben kullandığımda tahtalı köyü boyluyorduk. Daha da kullanmama izin vermezdi kesin.

"Annenler bu akşam mı geliyordu?"

Hadi ama ben bunu nasıl unuttum?

"Evet, neredeyse unutmuştum."

"Evlerinin hazır olduğunu sen söylersin," dediğinde kocaman olmuş gözlerle baktım ona.

"Ben niye söyleyecekmişim acaba?"

"Çünkü ben söylersem onları başımızdan savdığımızı falan düşünürler."

Bu kadar düşünceli olmak zorunda mısın?

"Haklısın hayatım."

Sert çıkışlar yapmadan önce biraz olsun düşünmelisin Işık hanım!

••

Şirketten içeri girdiğimizde o her zamanki serin rüzgarı iliklerime kadar hissettim. Kocama baktığımda onu sıkan kıravatı çekiştirdiğini gördüm. Şu kıravatlar ile başı dertteydi vallahi.

"Çekiştirip durmasana," deyip ellerini tuttum.

"Nefret ediyorum şunlardan," diye tısladı. Asansöre bindiğimizde tekrardan eli kıravata gitti. Rahat durmuyordu ki bir türlü. Her katta yeni birileri biniyordu. Asansör benim katıma geldiğinde kocamın yanağına ufak bir öpücük kondurup indim. Masama doğru yürürken kattaki telaşı fark ettim. Her zamankinden biraz daha farklıydı. Bu defa herkes fazla telaşlı gibiydi. Masama ulaştığımda hâlâ buna anlam veremiyordum. Eşyalarımı düzgünce bırakıp Yalçın'a kahve yapmak için ufak mutfağa yöneldim. Henüz gelmesine 10 dakika vardı ama onun işi hiç belli olmuyordu. Kimi zamanlar benden erken bile geldiği oluyordu. Kahvesi hazır olduğunda asansörden indiğini fark ettim. Süper zamanlama. Fincanı tepsiye koyup odasına götürdüm. Ben çıkarken o daha yeni giriyordu.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now