95. BÖLÜM

87.9K 2.2K 757
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR. SATIR ARASI YORUMLAR İSTİYORUUMM.

--

Yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.
-Paulo Coelho

--

Şu zamana kadar Gece ile olan atışmalarımızı çoğunlukla o kazansa da bu sefer zafer bendeydi. Az önce kocam kesin bir emirle kadını göndermişti. Salonda üçümüz kaldığımızda Gece bana, ben Elif'e bakıyordum. Elif ise bizden hariç her yere... Aramızdaki gerginliği fark etmiş olacak ki ikimize de bakmıyordu. Sessizliği karnımdan gelen guruldamalar bozdu. Gece'nin bakışları şimdi daha da sertleşti. Salak gibi, hizmetli gelecek diye yemek hazırlamamıştım. Şimdi aç kalmıştık işte.

"Ee... ben çabucak bir şeyler hazırlayayım," deyip kalktı kanepeden Elif. Zaten bizim yanımızdan gitmek için bahane arıyor gibiydi. Ama Gece'nin sert sesi onu durdurdu. Zavallı kuzenim de Gece'nin bağırışına maruz kalmıştı.

"Hayır! Yemek falan hazırlamıyorsun. Üzerinize bir şeyler geçirin dışarıda yiyeceğiz."

Elif Gece'den azar işitmiş olmasına şaşkındı. Aslında azar işitmek değil de bağırma desek daha doğru olurdu. Gece'nin gazabına uğramayan bir o kalmıştı. Şimdi o da uğramıştı.

İkimizinde ayakta dikildiğini fark edince bir şey söylemek için ağzını açtı ama fırsat vermeden Elif'i merdivenlere çekiştirdim.

"Kızım ne yaptın adama?"

Elif fısır fısır konuşuyordu Gece'nin korkusundan.

"Ne mi yaptım? Görmedin mi getirdiği kadını? Bir de gitmiş kadını almış gelmiş."

Düşündükçe yine sinirlenmiştim. Alt tarafı bir şey istemiştim. Evimizde çalışan kadın yaşlı olacaktı. Ki bu gayet normaldi. Hangi kadın evinde kendi yaşlarında güzel bir kadın çalışan ister ki? En azından ben istemiyordum. Ve Gece bunu biliyordu. Bunu bile bile o kadını getirmişti evimize.

"Aman Işık görmüyor muyuz Gece'nin sana olan aşkını. Başka bir kadına gözünün ucuyla bile bakmaz."

Konu o değildi. Elbette bakmazdı ama insan oğlu çiğ süt emmiştir. Neyin ne olacağı hiç belli olmaz.

"Her neyse nasılsa benim dediğim oldu. Şimdi hemen ceketini al da aşağı inelim. Gece'den bir azar daha işitmek istemezsin," diye takıldığımda koşarak odasına girmişti. Kocam insanların gözünde resmen korkunç bir canavar figüründeydi. Ve bu figürü kendi yaratıyordu. Deri ceketimi askılıktan alıp giydim. Kapıdan çıktımda Elif de kabanını üzerine geçiriyordu.

"Hadi hadi çabuk. Enişte bey delirmeden aşağı inelim."

Onun bu halleri bana acayip komik geliyordu. Ben de Gece'yi ilk tanıdığım zamanlarda böyleydim. Sonra zaten ona alışmıştım ve ona olan korkum yerini aşka bırakmıştı. Tamam kabul ediyorum hâlâ ufacık bir korku var ona karşı. Ama dedim ya ufacık.

Kesinlikle ufacık!

Dalga geçer gibi bakıyordu bana iç sesim. Benden daha dürüsttü o. Elif hızlı adımlarla merdivenleri indi. Ben de arkasından bilerek yavaş iniyordum. Gece'nin görüş alanına girdiğimizde nihayet der gibi bakmıştı bize. Gözleri bana dikip yukarıdan aşağıya doğru süzdü beni. Gözleri gözlerime takılınca intikam almak isteyen yırtıcı bir hayvanın bakışlarını gördüm onda. Beyninden beynime bir sinyal çaktı.

Bittin sen...

Bu da neydi?

"Hadi," dedi, sert sesi salonu buzhaneye çevirmişti. Elif derhal itaat etti ve dış kapıya doğru yürümeye başladı. Bense kendimle çelişir gibiydim. Alt tarafı yürüyecektim. İleri doğru bir adım attığımda Gece'nin tıslamasını işittim.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now