85. BÖLÜM

93.5K 2K 195
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR😄

--

İnsan hayatının sonu bu kadar basit miydi? Bir insanı öldürmek nasıl bu kadar kolay olabilirdi? Aklım almıyordu. Elimdeki kağıda baktıkça gözlerim doluyordu. Gözlerim doldukça da Gece'ye olan öfkem kat be kat artıyordu. Söylemiştim işte. Bize zarar verecek demişti. Ve başlamıştı da tehditler.

Kanseri atlatan babam şu an haberi bile olmadan ilk kurbandı. Sonraki kurban kimdi? Ben mi? Annem mi? İkizler mi? Neden bunları düşünmüyorsun Gece!

Kapının önünde dikilmekten yorulmuştum. Bedenimi bir ürperti dalgası aldı. Zile dokunup kapının açılmasını bekledim. Az sonra kapıyı açan Fatma teyze yüzüme şöyle bir baktı.

"İyi misin evladım."

Konuşacak mecalim yoktu. Yalnızca başımı salladım ve içeri girdim. Salondaki koltuklardan birine oturdum. Notu tekrar tekrar okudum. Doğruydu işte. İlk kurban babamdı. Şu an Gece'yi arayıp tüm öfkemi kusmamak için kendimi zor tutuyordum. Bir kez olsun beni dinlemek yerine her zaman olduğu gibi başına buyruk takılıyordu. Zararlı çıkan yine ben oluyordum. Onun ailesine bir şey olmazdı tabii. Cesaret edemezdi ki kimse. Ama benim ailem öyle değildi.

"Kahvaltın hazır Işık."

Başımı sallayıp koltuktan kalktım. Ama midem bulanıyordu. Pek bir şey yiyebileceğimi sanmıyorum. Yine de masaya oturup bir şeyler atıştırmaya başladım.

--

Saat akşamın ilerleyen vaktine geldikçe içimi bir öfke kaplıyordu. Fatma teyze gitmişti ve birazdan kocam gelecekti. Nasıl karşılayacaktım? Öfkemi ona belli etmek istemiyordum. Çünkü bu durumda tartışacaktık. Ki bu hiç istemediğim bir şeydi. Hiçbir şey söylemeden zarfı ona vermek en iyisiydi. Böylelikle ne tepki vereceğini görmüş olacaktım. Belki çaresiz halimi görüp acırdı ve ihaleden çekilirdi. Başka şansı yoktu zaten. Eğer beni seviyorsa ve ileride üzülmemi istemiyorsa bu ihaleden çekilirdi. Aksini yapması ihtimalini düşünmek bile istemiyorum.

Kapının açılma sesini duyunca başımı çevirip baktım. Elinde iş çantası ile girdi içeri. Normalde onu kapıda karşılar boynuna dolardım kollarımı. Buna o da şaşırmış gibiydi. İçeri gelirken yüzümü dikkatle izledi. Atabileceğim en sinirli bakışımı attım ona. Bir terslik olduğunu anlamış gibiydi.

"Işık."

Sakinleşmek için gözlerimi kapatıp açtım.

"Oturur musun?" Titrek çıkan sesimi umursamadan konuştum. Halime şaşırsa da yanıma gelip oturdu.

"Bir problem mi var?"

Hiçbir şey söylemeden elimdeki zarfı uzattım. Daha zarfı gördüğünde anladı ne olduğunu. Zarfı açtı ve içindekilere bakıp yazıyı okudu.

"Orospu çocuğu!"

Zarfı koltuğa bıraktı. Ona dönüp soran gözlerle baktım.

"İhaleden çekileceksin değil mi?"

Soruma gülüp geçmişti.

"Elbette çekilmeyeceğim."

"Ne diyorsun sen! Babamın hayatı tehlikede! Bu hiç mi umurumda değil!"

Sesim artık sınır tanımadan yükseliyordu. Bu ayrıntıya dikkat etmeden koltuktan kalktı. Kaçıyordu işte.

"Kaçma! Aptal bir hırs yüzünden babam kurban gidecek! Buna nasıl göz yumarsın?"

Sesim sonlara doğru artık güçsüzleşip kısık çıkmıştı.

"Babana bir şey olmayacak," dedi gayet düz bir sesle.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now