7. BÖLÜM

200K 5.3K 3K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Zamanınız kısıtlı. Bu yüzden başka insanların gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin.
-Steve Jobs

••

Mutluluk yasaklı bir elmaydı benim için. Belki mutluluğa erişebilsem aşka da erişebilecektim. O kadar zaman olmuştu ki birine karşı bir şeyler hissetmeyeli. Belki de bu yüzden Gece'nin tavırlarına anlam veremiyordum. 

Ayak ucumda savunmasız bir şekilde yatan adama karşı baskın olarak hissettiğim duygu korkuydu aslında. O öylesine korkutucu, ürkütücü bir adam ki... yaklaşmaya cesaret edemiyorum. İçimden geçen duygularla ona gösterdiğim hallerim arasında çok fark vardı.

Uyurken bile çatık kaşlara sahip bir adam... Saçları dağılmış... Dudakları yan yattığı için büzüşmüş... Neden onun duvarları altına girmek istiyorum. Gece'den hoşlanıyorum ama... o, o kadar ulaşılmaz ki... Bana karşı olan tavırları her zaman olmasa da bazen hoşuma gidiyor. Bazı tavırları benden hoşlandığını düşünmeme sebep oluyor. Ama bunun olma ihtimali çölde ömrünün sonuna kadar yaşayabilecek bir kutup ayısının olma ihtimalinden bile az. Adam bir kere esmerlerden hoşlanıyor. Ben ise sarışınım. Bembeyaz ölü gibi bir tenim var. Uzun sarı ve bakımsız saçlarım, solgun mavi gözlerim var. Etrafında benden daha güzel kadınlar var. Var da var. Kafamı tekrar ona çevirdim. Bir kolu kanepeden sarkıyordu. Diğer kolu ise yastığın altındaydı. Yatakta aşağı doğru kayıp kanepe ile yatağın birleştiği yerde bağdaş kurdum. Aramızda metreler bile yokmuş meğer. Tüm gece boyunca santimetreler kadar uzakta uyumuşuz.

Elimi kaldırdım. Ona elleyecektim! İndirdim. Cesaret edemedim. Sonra tekrar kaldırdım. İşaret ve orta parmağımı kanca gibi yapıp burnunu sıktım. Bu hareketi çok seviyordum. Abim bana hep yapardı. Gece mızırdamaya başladı. Gülümsedim. Daha da sıktım. Hey hey bir dakika! Ben ne yapıyorum? Hemen elimi indirdim. Şükür ki gözlerini açmamıştı. Elimi tekrar kaldırıp kaşlarının arasına koydum. Kaşları çatık olduğu için arasında bir v harfi oluşmuştu. İki parmağımla kaşlarını ayırdım. Huzursuzca kıpırdandı. Daha sonra indirip elmacık kemiğinin üstüne koydum işaret parmağımı. Sonra daha ne olduğunu anlamadan kendimi Gece'nin altında buldum. Beni kanepeye çekmiş ve pratik bir şekilde altına almıştı. Nefes alamıyordum. Bana keyifle bakıyordu.

"Yüzümde keşfe çıktın bakıyorum," deyip sırıttı. Neşeli görünüyordu.

"H-hiç de bile. Sadece kirpik vardı onu aldım," diye salladım. Yüzünün her yerinde mi kirpik vardı? Bari aklı selim bir şeyler salla be Işık. 

"Tabi tabi."  Üzerimden kalktı ve aynı benim onun burnunu sıktığım gibi sıktı. Hissetmişti demek ki. Odanın içindeki kapıyı açıp içeri girdi. Birkaç dakika sonra su sesi gelince duş aldığını anladım.

Üzerimdeki tişörtü çıkarıp kendi kıyafetlerimi giydim. Hızlı hareket ediyordum. Yakalanmamak adına. Az bir zaman sonra su sesi kesildi. Kapı bir anda açılınca çığlık atıp gözlerimi kapattım. Tanrım yoksa... Yoksa çıplak mıydı?

"Ne bağırıyorsun ya. Kulağımın ırzına geçtin," diye tısladı. Parmaklarımı aralayıp ona baktım. Üzerinde sadece mahrem yerini kapatan bir havlu vardı. Eli havlunun beline gidince çığlık atarak gözlerimi kapattım.

"Kızım ne çığlık atıp duruyorsun sabah sabah!" diye bağırdı. Koşarak odadan çıktım. Aşağıdan krep kokusu geliyordu. Evde bir hizmetli vardı demek ki. Merdivenleri her zamanki gibi paldır küldür indim.

O ne ulan öyle!
Etek mi o!
O kız kim!
Burada ne işi var!

Beni merdivenlerin ucunda görünce şaşkınca baktı.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now