111. BÖLÜM

69.6K 2.9K 1.7K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

*(Bölümü düzenleme fırsatım olmadı. Yazım yanlışları olursa affedin beni.)

••

Benimsin, bir daha seni göremeyecek bile olsam.
-Franz Kafka

••

Herkes sevilmek ister. Sevmek ve sevilmek. Kimi bunu layıkıyla yaparken kimi de ya karşılık alamaz ya da karşısındakinin istediği karşılığı veremez. Biz neyi yanlış yapmıştık. Bu düzeni kurduğumuza inanıyorum. Aramızdaki bağı asla inkar edemezdim. Gece'nin bana olan bakışlarından bile anlayabilirdim bana olan aşkını. Bazen biz sussak da gözlerimi anlatır zaten bir şeyleri. O yüzden her zaman konuşmak zorundayız diye bir şey yoktur. Ben yeni yeni anlıyordum bunu. Aslında bazı şeyleri anlatırken çırpınmak yerine susup karşımızdakinin bizi anlamak için çırpınmasını izlemek daha mantıklı geliyor. Nereye kadar bağırarak konuşup anlaşabiliriz ki? Sonuçta bizler insanız ve bir süre sonra bizim de bir dur noktamız oluyor. Ve o noktada da devreye şu giriyor. Sen sus gözlerin konuşsun. Pekala madem öyle. Gece benim bakışlarımdan ne anlıyordu acaba? Biz bu konuda ilerleme kaydetmiş miydik? Evlilik terapisi sayesinde bir şeyler düzeliyor gibi hissediyordum. Doğuma kalan zaman da azaldıkça o bağ daha da büyüyordu sanki. Bebeğimle aramızdaki bağ büyüyüp bir dağ olmuştu ve oğlum daha doğmadan babasına çok büyük yardımda bulunuyordu. Karnımda taşıdığım bu bebek bizi birbirimize bağlıyordu.

"Hayatım gerçekten çok aradım ama bulamadım."

Salonun girişinde perişan halde bana bakan kocama döndü bakışlarım. Ah ben yine cazgırlık yapıp garip şeyler aşermeye başlamıştım. Hayatında hiçbir şekilde duymadığın bir şeyi nasıl olur da bir anda canın ister ki?

"Kızılcıkların zamanı gelmemiş ki daha hoşafı olsun," deyip kendini yanıma bıraktı. Koltuğun rahat minderleri ona konforlu hissettirdi ve daha da yayıldı.

Kızılcık hoşafı.

Daha önce ne tattım ne de gördüm. Sadece adını bilirdim ve bir anda canım çekmeye başlamıştı.

"Gece, kızılcık hoşafı istiyorum. Ne yap et bul şunu."

Eğer bu şeyi bulamazsa o isteğimi bastırmak için plastik falan kemirmek isteyecektim. Genelde böyle oluyordu. Aşerdiğim şeyi yiyemediğimde plastik veya köpük yemek istiyordum. Kulağa ne kadar garip geliyor değil mi? Bana da öyle geliyordu doğrusu. Ama şimdi buna inanıyorum. Kesinlikle hamile kadınların aşerdikleri şeylere şaşırmayın.

"Güzelim kızılcığı bir bulsam hoşafını kendim yapacağım ama yok. Hiçbir yerde yok."

Yaklaşık iki saattir Gece'nin dışarıda olduğunu düşünürsek epeyce aramıştı istediğim şeyi. Ama bulamamış.

"Ya neden anlamak istemiyorsun. Lütfen. Lütfen bul Gece. Böyle var ya, nasıl anlatsam... ağzım sulanıyor, kamaşıyor. Bir şeyler oluyor. Eğer kızılcık hoşafını bulamazsan neler olur bilmiyorum Gece."

Kafasını yasladığı koltuğa vurup tekrar ayaklandı.

"Gidip tekrar bulmaya çalışacağım güzelim. Bulamazsam da kırmızı bültenle arayacağım mecburen."

Dudaklarımı birbirine bastırıp gülme isteğime karşı koydum.

"Hadi komiklik yapma da bul lütfen."

O söylene söylene evden çıkarken gözüme kenarda bibloları düzenleyen Füsun'a takıldı. Gecenin bu saatinde neden ayaktaydı?

"Sen uyumadın mı?" diye seslendiğimde panikle yerinden zıpladı. Sanki yanlış bir şey yaparken yakalanmış gibi bir hali vardı.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now