FİNALE DOĞRU •PART-3•

73.9K 2.8K 4.6K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR
SATIR ARASI YORUM YAPMADAN GEÇMEYİN LÜTFEN

••

6 YIL SONRA

"Evet anne doğru duydun. Kararım kesin. Gidiyorum."

İnatla gözlerime bakan koca adama baktım. Çocuklar büyüdükçe dertleri de büyüyor diye boşuna dememişler. Kendi kararlarını verecek yaşa çoktan gelmişti oğlum ama bu kararı beni hiç memnun etmiyordu. Hem de hiç.

"Bu kararı bir anda verdiğini biliyorum. Tekrar düşündüğün zaman vazgeçeceksin."

Ne söylersem söyleyim beş para etmezdi. Babasının oğlu değil mi? Bütün huylarını ondan almış.

"Neden bu kadar büyük bir tepki veriyorsun hayatım? Oğlumuz kendi ayakları üstünde durmak istiyor artık."

Ona bir şey diyen yok ki.

"Dursun canım. Dursun da burada dursun. Amerika'da değil."

Bu yıl üniversitede son yılıydı ve beyefendi son yılını yurt dışında okuyacakmış. Böylece dilini de geliştirme imkanı bulurmuş.

"Anne şimdiye kadar her kararımın arkasında durdun. Lütfen bunda da öyle olsun."

Oğlumu gurbet ellere yollamak istememem çok doğaldı. Gün içinde bile özlüyordum onu. Canından bir parçayı nasıl uzaklara gönderebilir ki bir insan? Ama ona saygı duymak zorundaydım her şeyden önce. Oğlum kendi kararlarını verebilecek bir yaştaydı. Ve biz de ailesi olarak ona istediği desteği verecektik. Gerek maddi gerekse manevi.

"Sen kararını vermişsin oğlum, bize saygı duymak düşer."

Sonunda kabul ettiğimi görünce zafer edasıyla kollarını bana doladı.

"İşte benim annem."

Yıllar sonra Eloa da çıkıp yurt dışında okuyacağım derse yine aynı tepkiyi verir miyim hiç bilmiyorum. Kızımdan ayrılmak çok daha zor olur benim için. Gerçi bunları düşünmem için çok erken çünkü kızım henüz orta okuldaydı.

"Ben hazırlanmaya başlasam iyi olur."

Bu kadar çabuk muydu yani?

"Acele etme oğlum. Önce yaşayacağın evi ayarlamamız lazım," dedi Gece. Ona tamamen hak veriyordum. Aceleye gerek yoktu. Daha dönemin başlamasına 1 ay vardı.

"Hayır baba. Ben bir ev istemiyorum. Orada part-time çalışıp kendi imkanlarım ile geçineceğim."

Yok. Bu çocuk beni kalpten götürecek. Ne demek kendi imkanlarım? Kazandığı para
en fazla ne kadar olacak ki? O parayı da eve yatıracaksa ne yiyip içecek bu çocuk? Daha şimdiden stres basıyordu beni.

"Bu çok ciddi bir şey oğlum. Hep okuyup hem çalışabilecek misin?"

Babasına güven veren gözlerle baktı.

"Baba sen hep anlatmaz mısın, yurt dışında okumaya gittiğinde beş kuruş paran yokmuş ama her türlü işte çalışarak paranı çıkarmışsın."

Ah Gece bunu anlatarak ne kadar iyi ettin sen.

"Oğlum o farklı bir durum. Benim Duman Karayel'e kendimi ispat etmem gerekiyordu ve tek çarem buydu."

Gecenin o halleri süzüldü bir anda aklıma. Hoyrat bir genç adam. Asi. Kendini ispat etmek için binbir zorluğun üstesinden geliyor. Gece her zaman savaşçı bir adamdı. Bu asla değişmeyecekti.

GECENİN IŞIĞIOnde histórias criam vida. Descubra agora