84. BÖLÜM

94.2K 2.1K 984
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

--

Karşımda gördüğüm kişi gerçekten Aykut muydu? Tekrar dikkatle baktım. O da beni tanımaya çalışır gibiydi. Aynı anda gülümseyince birbirimizi tanıdığımızı fark ettim.

"Aykut," dedim gülümseyerek. Benim gibi gülümsedi ve oturduğum masanın karşısındaki koltuğa oturdu. Gece başını işinden kaldırıp bizi izlemeye başladı.

"Sen... Işık gerçekten sen misin?"

"Aykut... inanamıyorum."

"Sen bu şirketin... nasıl yani?"

Gece konuya dahil olmamak için kendi ile savaşır gibiydi. Savaşı kazandı ve kendini tutamadı.

"Siz... nereden tanışıyorsunuz?"

Aykut kocamı daha yeni fark ediyordu.

"Üniversiten," diye açıkladım.

"Başla istersen," dedi Gece sabırsız bir sesle. Gece ve kıskançlıkları...

"Ee başlayalım öyleyse. CV'nizi görebilirim miyim?"

Gülmemek için kastım kendimi. Aykut CV'yi uzattı. Dosyayı açıp baktım. Birlikte okuduğumuz edebiyat üzerine olan bölümü bitirmiş üstüne bir de dilbilim uzmanlığı üzerine mastır yapmıştı. Bildiği diller diğer gelen adaylardan azdı. Almanca ve İngilizce. Aslına bakarsak bu bizim için yeterli biz CV değildi ama arkadaşımı eli boş yollayamazdım. Gece ile gözgöze geldik. Klasik soruları ona da sordum.

Bir edebiyatçı olarak mantıklı ve güzel konuşarak cevap verdi. Tüm formaliteler bitince Aykut beni izliyordu hâlâ. Ve şaşkındı. Belki Gece kararıma kızacaktı ama ben arkadaşımı işe almadan yollayamazdım.

"Pazartesi günü başlarsın Aykut."

Gülümsedi. O koltuğundan kalkarken Gece'nin huzursuz görüntüsüne şahit oldum. Ben de ayağa kalktım. Masanın etrafından dolanıp arkadaşıma sarıldım.

"Görüşürüz Işık."

"Görüşürüz Aykut."

Aykut Gece'ye dönüp kibarca gülümsedi ve odadan çıktı. Karşılaşacağım manzaraya göz yumup Geceye baktım. Bana kızgın kızgın bakıyordu.

"Ne?!" dedim sert bir şekilde.

"Bu yaptığın doğru değil."

Sesi sert veya sinirli değildi. Daha çok kendini bir süzgeçten geçirmiş gibiydi ses tonu.

"Neymiş doğru olmayan?"

Meydan okumama şaşırsa da yerinden kalkıp bana doğru gelmeye başladı.

"CV'sini biliyorum o çocuğun."

"Yani?"

Tam karşımda dikildi. Bir elimi masadan destek almak ister gibi koydum masaya.

"Yanisi bu şirkete uygun niteliklere sahip değil." Bu defa sesi sonlara doğru yükseldi.

"Buna nasıl karar veriyorsun?!"

"Görmedin mi CV'sini?"

"Ya ne alakası var şimdi? O benim arkadaşım eli boş çeviremezdim."

"Kapına gelen bir dilenciden bahseder gibisin. Eli boş çeviremezdim de ne? Bu şirket böyle yürümüyor!"

Kahretsin! Ne saçmalıyordu öyle.

"Öyle mi? Al şirketini başına çal o zaman."

Döner sandalyeye astığım ceketimi alıp üzerime bile geçirmeden odanın çıkış kapısına ilerledim hızlı adımlarla.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now