103. BÖLÜM

64.4K 2.4K 895
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Çöplerin içinde rüya aradım. Düştümse eğer sana bakarken düştüm.
-Cahit Zarifoğlu

••

Zaman gerçekten de anlamlandıramadığımız şekilde çabuk geçiyordu. Biz daha anlamadan akıp gidiyordu. İlmek ilmek ömrümüzden azalıyordu. Kendimi toplayacağım diye kendime verdiğim zamanın üstünden bir ay geçmişti. İlkbahar gelmişti bile. Ama bir türlü bana gelmemişti bahar. Son bir haftadır Melek anne her gün bendeydi. O çok istediği davet olmadığı için perişandı. Umurumda değildi. Ben herkesten daha perişandım. Sürekli neler olduğunu sormasından gına gelmişti ama bir şey söylemiyordum. Gece'nin gerçek yüzünü gördükten sonra annesine olan güvenip bile zedelenmişti. Bu gün de ziyarete geldiği günlerden biriydi. Ne kendi aileme bir şey anlatmıştım ne de ona. Annem aramızda ufak bir tartışma geçtiğini sanıyordu. Melek anneyse Gece'nin evden gittiğine kadar biliyordu. Başka hiçbir şey bilmiyorlardı. Aileme bebeğin cinsiyetini söyleyeli az zaman olmuştu. Hepsi çok sevinmişti. Özellikle de annem. Çünkü en başından beri erkek olsun istiyordu. Böylece Gece'nin gözünde çok çok daha yükseleceğimi biliyordu. Evet gerçekten de öyle olacaktı. Oğlum sayesinde Yalçın'ın üzerine geçirilen şirket tekrar bizim olacaktı. Gerçi Gece bunun umurunda olmadığını söylemişti. Tabii ona ne kadar inanabilirim ki bu saatten sonra. 

"Yarın yine geleceğim. Daha fazla kendini yıpratma kızım."

Melek anne koltuktan kalktığında ben de peşinden kalkmıştım.

"Gelmenize gerek yok. Ben gayet iyiyim. En kısa zamanda bir çözüm yolu bulacağım."

Şaşkın bir ifade geçti gözlerinden. Korkuya kapılmış gibiydi. Ödü kopuyor bile diyebilirim.

"Ah, tamam güzelim kızım sen nasıl istersen."

O gittikten sonra Elif aşağı indi. Bir türlü ısınamamıştı Melek anneye.

"O kadar negatif enerji alıyorum ki şu kadından," deyip kendini tekli koltuklardan birine attı. Bir aydır onunlaydık. Ve bu gün doktor ile olan randevuya da onunla gidecektim. Karnım artık kocaman olmuştu ve çok olmasa da hareketlerim kısıtlanmaya başlamıştı. Aynaya baktığımda normal zamanlardan farklı olağanüstü bir güzellik görüyordum kendimde. Bunu Elif de görüyordu. Her defasında şaşkınca ifade ediyordu bunu. Günden güne değişiyordum sanki. Değişip güzelleşiyordum ona göre. Yüzüme bakan aldanıp mutlu sanardı beni. Ama yüreğim binbir parçaydı.

"Hazır mısın sen?"

Elif kendini inceledi şöyle bir. Ben de onu takip edip inceledim. Kot bir pantolon ve siyah bir tişört vardı üzerinde.

"Gördüğün gibi. Dünden hazırım," dedi.

"İyi o zaman. Biraz beni bekleyeceksin. Giyinip geliyorum."

Oflayıp başını salladı. Merdivenlere doğru ilerledim. Yavaş yürüyordum. Dediğim gibi hareketlerim kısıtlanmıştı. Altıncı aya girmek üzereydik.

"Ooo sen bu hızla gidene kadar akşam olur," diye takıldı Elif. Ona dönüp dil çıkardım ve merdivenleri tırmandım güç bela. Gerçekten de çok yavaştım. Yatak odasına ilerlerken mobilyalar ile dolu bebek odasının önünde kalakaldım. Gece evden gittikten bir hafta sonra gelmişti tüm eşyalar. Görevliler eşyaları odaya yerleştirirken her yanım ayrı ayrı titremişti. Dayanamıyordum. Hâlâ daha bu odanın önünden her geçişimde içim sızlıyor. Oysa ne çok hevesliydi Gece. Bu odayı birlikte dekor edeceğiz diye heyecandan deliriyordu. Ama gel gör ki ben bile dekorasyona karışmamıştım. Onun eksikliği yüzünden benim de hiçbir hevesim kalmamıştı. Yine bebek odasının önünde dikilip kalmıştım. Birazdan Elif bağırmaya başlardı. Yatak odama ilerledim güç bela. Üzerime hamile tulumumu giydim. Bu tulumla çok şirin gözüktüğümü söylemişti Elif. Ona katılıyordum. Gerçekten de göbeğimi çok tatliş gösteriyordu. Gerçi tüm hamilelere yakışıyordu bu tulum. Saçlarımı topuz yapıp aşağı indim. Elif de henüz ayaklanmıştı.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now