92. BÖLÜM

96.2K 2.3K 570
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

--

Evet sevgilim,
küçük öyküm bitti artık. Ama bu gün yazdığım sonuç bölümünden memnun değilim. Daha iyi olabilirdi. Burası kuşkusuz...
-Franz Kafka

--

Uzun zamandan beri ikizler ile görüşemiyordum. Beni gördüklerine bir hayli sevinmiş gibiydiler. Ve hala olacakları için de çok heyecanlıydılar. İkide bir gelip kafalarını karnıma yaslıyor ve minik bebeğimin tekme atmasını bekliyorlardı.

Gece eve hâlâ gelmemişti. Saat epey gecikmişti. Buraya geleceğini söylemişti oysa. Arayıp aramamak arasında ikilemde kalsam da biraz daha bekleyip sonra aramaya karar verdim.

"Yani yenge tahminen hangi aya denk geliyor?"

Düşününce hamileliğimin son aylarını yazın ortasında geçireceğim geldi aklıma ve yüzümü buruşturdum.

"Temmuz ortaları gibi."

Gözleri ışıl ışıldı.

"Yaz bebeği olacak yani."

Gülümseyip gözlerimi yumdum onaylamak için. Duman Karayel biraz önce gelmişti ve yemek yemeden önce birkaç işinin olduğunu söylemişti. Biz de mecburen onu bekliyorduk. Ne yalan söyleyeyim şu aralar çok sık acıkıyorum. Dakikada bir yemek yemek istiyorum ama biraz da dikkat etmem şart aslında.

"Kızım Gece'yi bir ara istersen."

Melek anne sofranın başındaydı. Sofra hazırdı ve bir tek Gece yoktu. Masaya uzanıp telefonumu aldım ve numarasını tuşladım. Üç defa çaldıktan sonra telefonu açıldı.

"Efendim Işık?"

Sesi aceleci çıkmıştı.

"İşin mi var?"

"Biraz. Önemli bir şey mi var?"

"Hayır. Sadece yemeğe oturacağımızı söyleyecektim. Ne zaman geliyorsun?"

Uzunca bir müddet sessiz kalsa da konuştu.

"Güzelim benim işim uzadı. Siz yemeğe oturun. Ben birkaç saate seni almaya gelirim."

Ama... Buraya geleceğini söylemişti. Bu kadar geç geleceğini söylememişti.

"Gerek yok. Ben geçerim eve. Arabanı almıştım zaten."

"Peki güzelim. Nasıl istersen. Gece yarısı olmadan evde olurum. Görüşürüz," deyip kapattı. Moralim bozulsa da ona da hak verdim. Çalıştığını söylüyordu.

"Buraya uğrayamayacakmış. Siz yiyin dedi."

Melek anne de o geleceği için sevinmiş ama şimdi morali bozulmuş gibi görünüyordu.

"Peki oturalım o zaman."

"Asiye! Duman Beyi yemeğe çağır."

Az sonra bir kadın merdivenleri koşarak çıkmaya başladı. Biz de o ara masaya oturduk. Gözüm Sinan'ı arıyordu ama etrafta yok gibiydi.

Duman Karayel masaya oturduğunda yemekler servis edilmeye başlandı. Gözleri Geceyi arasa da sormadı. Az çok tahmin eder gibiydi. Sofrada kimse konuşmuyordu. İkizler arada bir anneleri ile konuşsa da Duman Karayel genelde sessizdi. Tıpkı Gece gibi. O da sofrada konuşulmasını sevmezdi. Belki aynı kandan gelmiyor olabilirler ama o ikisi gerçekten çok benziyor.

--

Saat ilerledikçe uykum geliyordu ve kalkmak gerektiğini sinyalini böylece almıştım.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now