77. BÖLÜM

83.2K 2K 231
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

--

Elimde zarfla eve gelmiştim. Onu Geceden gizlemem gerekiyordu. Şimdilik.

Fatma teyze akşam için yemek hazırlarken ben televizyon karşısında eşofmanlarım ile pinekliyordum. Yarın bir davet var. Pazar günü de Gecenin Doğum günü. Yani önümde 4 gün var. Ne yapacağımı hâlâ bilmiyorum ve kimseden yardım da istemiyorum. Ne hediye vereceğim hakkında hiçbir şey bilmiyorum zaten.

Bence ona hayatının en güzel hediyesini verebilirsin.

Aklıma aniden süzülen fikirle gözlerim aydınlandı. Gerçekten harika bir fikirdi. Gecenin bu hediyeyi ne kadar beğeneceğini hatta sevinçten çıldıracağını tahmin ediyordum. Peki ya kutlama nasıl olacaktı. Abartı şeyleri sevmiyordu. Aile arasında bir kutlama ayarlayabilirdim. Bizim evimizde ya da Duman Karayelin evinde. Buna henüz karar verememiştim. Ama şimdilik bunu rafa kaldırmalıydım çünkü yarın ki davet için hâlâ giyeceğim elbiseyi seçmemiştim. Dolabımda bir sürü elbise vardı. Gel gör ki hangisini seçecektim. Kararsız birisi olarak bu konuda zorlanıyordum. Yanıbaşında öten telefonuma gözümün ucuyla baktım. Son mesajına cevap vermediğim uyuz kocam arıyordu. Yanıtladım.

"Efendim."

Karşı tarafta bir sessizlik oldu.

"Neden cevap vermiyorsun mesajıma?!" diye çıkıştı.

"Ne oldu Gece?"

"Hazırlan ve 15 dakika içinde evden çık."

"Neden?"

"Sormasan olmaz değil mi?" Tabii ki olmaz.

"Söylesene."

"Yarınki davet için bir şeyler bakacağız." Ne kadar da düşünceli gibi görünen bir kocam vardı değil mi?

"Ben evden giyeceğim."

"Öyle mi? Dolabındaki kıyafetlere uygun bir ortam değil Işık. Bir kere olsun sözümü dinlemeyi denesen."

"İyi. Tamam. Nerede buluşuyoruz?"

"Sen Nişantaşı'na gel or-"

"Dalga mı geçiyorsun? Ben nasıl gidildiğini biliyor muyum peki?"

Üzerimdeki gerginlik bende durup dururken tatsızlık çıkarma hissi uyandırıyordu.

Sert bir sesle

"Sen otur evde ben seni alacağım," deyip kapattı. Odama çıkıp üzerime kıyafet denemesi yaparken kolaylık olsun diye günlük bir elbise giydim. Düz taban bilek boy botlarım ile kombini tamamladım. Üzerime her zaman olduğu gibi deri ceketimi geçirdim. Bu gün farklı bir ceket almalıydım. Kesinlikle.

Aşağı indiğimde Fatma Teyzenin hâlâ mutfakta olduğunu gördüm.

"Fatma Teyze," diye seslendiğimde kafasını işinden kaldırıp bana baktı.

"Efendim kuzum."

"Şey biz bu gün Gece ile geç gelebiliriz. Yemekleri yaptıktan sonra beklemene gerek yok. Sofrayı ben kurarım," deyip gülümsedim

"Peki kızım nasıl istersen." Tekrardan işine dönerken ben de çantamı ve telefonumu alıp dışarı çıktım. Bahçede biraz dolaştım. Arka tarafa doğru ilerlerken evimizi hiç doğru düzgün gezmediğim aklıma geldi. Arka tarafta neredeyse olimpik yüzme havuzu kadar büyük bir havuz vardı. İçindeki su biraz pis gözüküyordu ve üzerine sonbaharın sararmış yaprakları düşmüştü. Bir bakıma ihtiyacı vardı. Gece hâlâ buraya bir görevli getirecekti. Telefonumun melodisini duyunca bakmaya bile gerek duymadan ön tarafa yürüdüm. Büyük demir kapıyı açıp dışarı çıktım. Gece arabanın içinde oturmuş beni bekliyordu. Camları indirmiş ve sigara içiyordu. Yanındaki koltuğa oturduğumda sigarasından bir duman daha çekip dışarı attı. Dumanı bana doğru dönüp yüzüme üfledi.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now