86. BÖLÜM

87.8K 2.1K 688
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

--

 
   Bazen oturduğum yerde düşüncelere dalıp gidiyorum. Hiç olmadık şeyler düşünüyorum. Geçmişimi, şu anki durumumu ve elbette geleceğimi. Geçmişim ne kadar sefalet içinde geçtiyse şu anki durumum tam zıttıydı. Para içinde yüzüyor derler ya işte o durumdaydım. Geleceğim ise belli değildi. Ama az çok tahmin edebiliyordum. Ya da hayal ediyordum. Açıkçası hayal ediyorum desem daha doğru olur. Mesela Gece'nin normal bir iş adamı olduğunu hayal ediyorum. İnsan öldürmeyen, kumar oynamayan, uyuşturucu satmayan bir Gece... tabi bunlar sadece hayalden ibaret. Korkuyorum. Geleceğimizden korkuyorum. Gelecek kaygısı denen şey bu olsa gerek. Başımı yastığa her koyuşumda acaba yarın başıma bir şey gelecek mi diye düşünüyordum. Özellikle son bir haftadır. O mektup geldiğinden beri bir hafta geçmişti. Henüz tehlikeli bir durum yoktu ama bu olmayacağı anlamına gelmiyordu. Ben hâlâ endişeliydim. Gece ise benim aksime sakin. Hiçbir şey olmayacağını söyleyip duruyordu. Bana da ona inanmaktan başka seçenek kalmıyordu.

"Daldın gittin abla."

Cuma gününü bizimle geçirsin diye Güneş'i bize getirmiştim. Gece'nin ona hediye olarak aldığı pembiş ayıcıklı pijamaları ile şöminenin önüne oturmuş beni izliyordu.

"Bir şey düşünüyordum ablacım."

Bir çok şey aslında.

"Gece abi ne zaman gelecek?"

Gece'ye hâlâ enişte demiyordu. Ağzı bir türlü alışamamıştı.

Kol saatime baktığımda saatin ne kadar ilerlediğini henüz fark ettim. Birazdan burada olması gerekiyordu.

"Beş on dakikaya kalmaz burada olur."

Onu göreceği için mutluydu. Sevinçle el çırptı. Kardeşimin eşim ile bu kadar iyi anlaşması elbette beni mutlu ediyordu. Ayrıca Gece'nin bir çocukla anlaşması beni daha mutlu ediyordu. Düşünüyorum da bizim çocuğumuz ile ne kadar güzel anlaşırdı. Onun çok iyi bir baba olabileceğini biliyordum. Sadece kaygılandığım başka şeyler vardı. Şu karanlık işler mesela.

Bence bunları düşünmenin sırası değil.

Evet bunları düşünüp melankoliye bağlamak istemiyordum. Ne olursa olsun. Ben Gece'ye aşıktım. Bu böyle olduğu sürece hiçbir şey değişemezdi.

"Gece abiii!"

Güneş coşkuyla şöminenin önünden kalkıp Gece'ye doğru koşarken Gece Güneş'in burda olduğunu bilmediği için şaşkındı. Aynı zamanda o da mutlu olmuştu.

"Sarı papatya buradaymış," deyip Güneş'i kucağına aldı. Söylediği söze karşılık gözlerimi kıstım. Daha bu güne kadar bana böyle bir iltifat yapmamıştı.

"Çok özledim seni."

Gece sonunda beni de görüp Güneş'i kucağından indirdi ve yanıma oturdu. Yanağıma bir buse kondurup koltuğa yayıldı.

"Buraya istediğin zaman gelebileceğini biliyorsun değil mi?"

Başını aşağı yukarı salladı gülümseyerek. Daha sonra şöminenin önüne geçip tabletinde oynadığı oyuna geri döndü. Gece de koltukta biraz daha bana yaklaştı.

"Günün nasıldı?" diye sordum.

"Aynı." Baş parmağını yanağımda gezdirdi. "Sadece seni özledim." Bu beni gülümsetti. Bir haftadır ondan kaçtığım düşünülürse özlemesi gayet normaldi. Yarınki kontrol randevusunda doğumun nasıl ilerlediğini öğrenecektik.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now