97. BÖLÜM

83.5K 2.3K 842
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR
SATIR ARASI YORUM BIRAKIN KUZULAR

Son iki saat hayatımın en heyecanlı geçen iki saatiydi. Belki Gece için de geçerliydi bu. Kahvaltımız ederken ikimizde birbirimize kaçamak bakışlar atıp önümüze dönüyorduk. Birkaç saat sonra içimde taşıdığım muhteşem varlığın cinsiyetini öğrenecektik. İkimizde de fazlasıyla heyecanlıydık.

"Bu akşam eve yeni hizmetli gelecek."

Başımı salladım.

"Tamam."

Konuşmamız bundan ibaretti. İkimiz de konuşacak bir şey bulamıyorduk. Sadece heyecanla kahvaltımızı etmiştik.

"Bırak şunları. Uğraşmanı istemiyorum."

Kahvaltılıklara elimi uzatmıştım ki Gece bıkkın bir sesle konuşmuştu. O böyle yapınca kendimi koca göbekli hiçbir iş yapamayacak bir hamile kadın gibi hissediyordum. Oysa öyle değildim. Henüz göbeğim yeni yeni çıkıyordu.

"Of Gece. Yapabiliyorum işte."

Bileğimden tuttu ve elimdeki tabağı nazikçe masaya koydu.

"Üzerimizi giyelim. Ev işleriyle akşam gelecek kadın ilgilenir."

Bıkkın bir şekilde gözlerimi devirip kafamı salladım.

"Peki, öyle olsun."

Bileğimdeki elini çekti ve kolunu omzuma attı. Bu şekilde merdivenleri tırmanmak zor oluyordu. Bir ben onun kalçasına tosluyordum bir o benim kalçama. En sonunda Gece bu düzene bir son verip beni kucakladı. Ağzımdan histerik olarak bir çığlık kaçıverdi. Dudağını dişledi.

"Senin şu çığlıkların yok mu..." dedi arzulu bir sesle.

"Eee..."

Dudaklarını yaladı ve benimkilere yanaştırdı.

"Çok fena tahrik ediyor beni."

Gülümsedim. Taaa şakaklarıma kadar uzandı yanaklarım. Gözleri ışıl ışıldı. Benimki gibi mat değil. Parlak... Şu an daha da bir parlaktı. Odamızın kapısını açıp yerle buluşturdu beni. Kalçama hafifçe şaplak atıp konuştu.

"10 dakika veriyorum sana. Marş marş."

Emri aldığım gibi giyinme odamıza koştum.

"Koşma!" diye bağırdı arkamdan.

Aldırış etmeden giyinme dolabımın önüne kadar koştum. Ne giyeceğimi düşünmem sadece 10 dakikaydı zaten. Seçenek oldukça fazla olduğu için düşünecektim. Önceden böyle bir derdim yoktu. Seçeceğim sınırlı olduğu için iki dakikamı almıyordu karar vermek. Şimdiyse koca dolap önümdeydi. Derin derin dolaba baktıktan sonra Melek anne ile beraber aldığımız salaş kazağı seçtim. Altına da rahat taytlarımdan bir tane. Tahminimden kısa sürmüştü. Saçlarımı tepeden topuz yapıp parfümümü sıktım. İçeri geçtiğimde Gece yatağımızın üzerine uzanmış vaziyetteydi. Onun giyinmek gibi bir derdi yoktu. Çünkü uyanır uyanmaz üstünü giyerdi. Çok nadir eşofmanla gezerdi. Bense utanmasam her yere eşofman ile gidecektim.

Kolundaki saate baktı ve işaret parmağını iki kere saate dokundurdu.

"12 dakika oldu hanımefendi."

Ne? Bir de saymış mı gerçekten?

"Ne olmuş yani? Ceza mı vereceksin bana?"

Hınzır bir gülüş atıp yataktan kalktı.

"Başka zaman olsa belki. Ama şimdi cezaya vakit yok. Hadi."

"Of hadi konuşma da çıkalım. Heyecandan yüreğim çatlayacak."

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now