119. BÖLÜM

68.6K 2.6K 2.6K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

Bahçe etrafımızda döner gibiydi. İkimiz de ne diyeceğimizi bilmiyorduk. Gece duyduklarını bir türlü sindirip de bir şey söyleyemiyordu. Bense ağzımı açıp bir şey söylemek istiyordum ama ne söyleyeceğimi asla bilmiyordum. Bir şey söylemek bana düşmezdi zaten. Babası gelen oydu. Konuşması gereken de.

"İçeri aliyim mi efendim?" diye tekrarladı Leyla.

Gece bir şey söylemeden önce sandalyesine oturdu.

"Al," dedi buz gibi bir sesle.

Ciddi miydi? Yüzleşecek miydi babası ile? Bu ne kadar zor bir andı böyle.

"Gece... emin misin?"

Bana sadece baktı. Hiçbir şey söylemeden sadece güven verir gibi başını indirdi. Hiçbir şey olmamış gibi rahat bir şekilde yemeğini yemeye devam etti. Ne yapıyordu Allah aşkına? Rahat gözükmeye çalışırken tamamen umursamaz bir imaj sergiliyordu. Ya da belki gerçekten de umrunda değildi. Birkaç dakika sonra bahçenin kapısındaydı. Üzerinde gri bir tişört vardı. Altında da lacivert bir pantolon. Saçlarına aklar düşmüştü. Sakalları gereğinden fazla uzun ve de bembeyazdı. O... Geceye gerçekten çok benziyordu. Tereddüt dolu bir adım attı. Yaklaştıkça ne kadar perişan bir halde olduğunu fark ediyordum. Üstündeki tişörtün aslında gri olmadığını epeyce zamandır giyilmekten bu hale geldiğini fark ettim. Pantolonun paçalarının ne kadar uzun olduğu onun bedenine göre olmadığını fark ettim. Uzun bir adam değildi. Orta boyluydu ve kilosu fazla değildi.

"Levi," dedi yılların verdiği yorgunluk sesine yansırken.

"Sakın! Sakın tekrar edeyim deme!"

Gece o kadar sinirli konuşmuştu ki adam şaşkına dönmüştü. Böyle bir tepki beklemiyordu.

"Şöyle oturun isterseniz," dedim dayanamayarak. Ayakta duramayacak kadar kötüydü. Bana minnettar bir şekilde baktı. Evet oydu. Düğünde göğsüme nazar boncuğu iliştiren adamdı bu.

Babası oturunca Gece kalktı masadan. Gerginliği yüzüne vuruyordu.

"İçecek bir şey ister misiniz?"

Nedense kayıtsız kalamıyordum. Adamın bu hali bende acıma hissi uyandırıyordu. Başını salladı iki yana.

"Hayırdır, neden geldin?"

Direk konuya girmişti. Adam daha nefeslenmemişti bile. Gece ilgili davrandığım için bana bile kızmış olabilirdi.

"Oğlum..."

Gece tahammül edemez gibi gözlerini kapattı. Açtığında derin derin soluyordu.

"Bana. Oğlum. Deme."

Boğazındaki damar net bir şekilde görünüyordu. Gece şu an hiç görmediğim kadar gergin ve sinirliydi.

"Beni dinle."

"Ne söyleyeceksen söyle ve git."

O kadar acımazdı ki benim kalbim acımıştı. Adam kim bilir içinde neler yaşıyordu.

"Ben yanlış yaptım oğlum. Anneni terk ederken seni ardımda bırakmamalıydım. Ne dersen haklısın."

Gece bunları duymayı beklemiyor gibiydi.

"Ama hatamı anladı-"

Gece gökleri titretecek bir hiddetle;

"20 sene sonra mı!" diye bağırdı.

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin