40. BÖLÜM

157K 3.3K 1.2K
                                    

Keyifli okumalar.

Gerçek, esrarengizdir, kaypaktır ve her zaman yeniden kuşatılmak ister. Özgürlük tehlikelidir; ne kadar heyecan verici ise, birlikte yaşamak o kadar güçtür.
-Albert Camus

••

"Abi?"

"Yine ne oldu abicim?"

"Sizin aranızda bir şey mi var?" Abim panikle bir şeyler kekelemeye ve de Sinem kızarmaya başlayınca cevabımı almış oldum.

"İyi iyi hayırlı olsun," deyip kıkırdadım. Sinem abimi seviyordu. Ama sorun şu ki abim de Sinem'i gerçekten seviyor mu? Bunu da öğrenmeliyim.

"Hasta ziyaretinin kısası makbuldür. Biz kalkalım. Hadi Sinem." Sinem abimi ikiletmeden kalktı.

"Abicim sen de okula gitme bir kaç gün. Dikişlerini zorlama. Gece! Sen de kardeşime iş, yemek falan yaptırma!" Abim bir komutan edasıyla emirleri yağdırmıştı.

"Onu senden çok düşünüyorum. Merak etme."

Gece'nin sözleri karşısında dudaklarımda bir gülümseme belirdi. Abim ve Sinem salondan çıkınca Gecenin yanına gidip kolunun altına girdim.

"Yaaa sen çok mu tatlısın ne?" deyip başımı göğsüne yasladım.

"Yılıştın hemen bakıyorum, şımarık seni."

Başıma kocaman bir öpücük bıraktı.

"Yılışırım benim değil misin?" deyip daha da sokuldum kolunun altına.

"Senin miyim? Neden öyle hissetmiyorum acaba?"

"Ne demek hissetmiyorum? Sen benimsin Gece!" diye çıkıştım. Elbette nükteli bir şekilde konuşuyordum. Ortamdaki gerginliği bir şekilde kaldırmam gerekiyordu.

"Kanıtla," deyince kaşlarım nasıl olacak o der gibi yukarı kalktı.

"Nasıl kanıtlayacağım benimsin işte."

"Nişanlıyız ama hâlâ bana ait değilsin. Yani ben de sana ait olmuyorum. Sonuçta ortada tensel bir buluşma mevcud değil," deyince yok artık der gibi baktım. Bu muydu kastettiği.

"Canım..." deyip duraksadım ve daha sonra devam ettim.

"Sen hâlâ anlamadın. Ben evlenmeden böyle bir şeyi yapmam. Üstelik sen sünnetsizken," deyip anladın mı der gibi başımı salladım.

"Evlenmeden önce sünnet olsam kabul edecek misin yani?" deyince şaşırma sırası bendeydi.

"Sen kabul mu ediyorsun sünnet olmayı," dedim şaşkınca.

"Bir şartla."

"Neymiş o?" Merakla gözlerine bakmayı sürdürdüm.

"Sünnet olmadan önce bir kere seninle birlikte olmak istiyorum. Öncesi ve sonrasını karşılaştırırız ha ne dersin?"

Cidden bunları düşünmüş müydü? Gecenin sapkın düşünceleri beni şaşırtıyordu.

"Sen seksten başka bir şey bilmez misin adam!"

"Hadi Işık yalvarırım kabul et."

Ellerini birleştirip ayaklarıma kapanmadığı kalmıştı. Bunu gerçekten istiyor muyum? Onunla birlikte olmak? Tensel bir birleşim? Of kafam öyle karışıktı ki ne istediğimi kendim de bilmiyordum.

"Ben... bilmiyorum. Düşünmek istiyorum."

"Düşünürsen kabul etmezsin. Düşünerek olacak iş değil bu. Sen de istiyorsun biliyorum. Anlıyorum." Ben bile kendimle çelişirken Gece'nin istiyorsun demesi şaşırtıcıydı. Ben neyi istediğimi bile bilmiyordum. Tamam her şeyimle ona ait olmak güzel olabilirdi ama bu her şeyden önce günahtı. Tabii Gecenin günah kavramı ile uzaktan yakından alakası yoktu.

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin