98. BÖLÜM

91K 2.2K 717
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR, SATIR ARASI YORUMLAR...

••

Yaşam, üstü kapanmamış bir yaradır.
-Albert Camus

••

Sabahın köründe uyanma işi hiç bana göre değildi. Gece bu konuda çok çok iyiydi. Sanki geceden kendini programlıyormuş gibi sabah erkenden kalkıyordu. Bense kafamda birisi seksen defa uyan diye seslenmeyince uyanamıyordum. Zavallı kocam başımda uyanmamı bekliyordu.

"Güzelim geç kalacağız."

Ama bedenim inatla kalkmıyordu. Gece en sonunda sitem etti.

"Uyanıyor musun uyanmıyor musun?"

Sesi tehditkârdı. Tek gözümü açıp ona baktım.

"Şimdi kalk bakalım uykucu."

Kolumdan tutup çekiştirdi beni.

"Yaa... Gece dur."

Gözlerim hâlâ yarı açık vaziyetteydi.

"Işık sinirlenmeye başlıyorum gerçekten. Uyanacaksan uyan amına koyayım ya."

Bağırması ile zihnim açılmıştı. Demek ki beklediğim komut buydu. Yataktan kalktığımda Gece hâlâ sayıklıyordu.

"Bağırmaktan anlıyorsun sen."

Giyinme odasına girdiğimde bavul bile hazırlamadığımızı fark ettim.

"Off! Gece bavul hazırlamamamışız ki."

Şimdi bir de bununla mı uğraşacaktım.

"Gerek yok bavula falan. Kimliğini al yeter."

"Pekii," diye seslenip dolabın önüne geçtim. Yolculukta rahat olsun diye eşofmanımı giydim. Üzerine de sweat geçirdiğimde sadece saçım kalmıştı. Özensiz bir topuz yapıp odadan çıktım. Gece'nin çoktan giyinmiş olduğunu henüz fark etmiştim. O da üzerine muhteşem bir şekilde yakışan bir eşofman ve sweat giymişti benim gibi. Ama benden bin kat güzel görünüyordu.

"Yüzünü yıkadın mı sen?" diye sordu azarlayıcı bir tonda. Dudağımı dişleyip koşarak banyoya girdim.

İnsanda akıl mı bırakıyorsun sen Gece!

Çabucak yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Bana da Gece'den bulaşmıştı kahvaltıdan önce diş fırçalama alışkanlığı. Banyodan çıktığımda Gece cüzdanını cebine koyuyordu. Siyah dar eşofmanı onu olduğundan da fit göstermişti.

"Çıkabiliriz?" dedi sorar gibi. Ona aval aval bakmayı kestim.

"Kahvaltıyı dışarıda mı yapacağız?"

Eşofmanımın ipini bağlıyordum bir yandan da.

"Evet. Hadi çıkalım."

Yanıma gelip kolunu omzuma attı. Bu şekilde merdivenleri inmek çok güç ama eğlenceli oluyordu. Bir oyana bir buyana sallanarak indik merdivenleri. Evden çıkarken kendimi hiç gezmeye gidiyor gibi hissetmiyordum. Çünkü bavul falan hazırlanmamıştım.

"Bekle burada. Arabayı çıkarıp geliyorum."

Hızlı adımlarla garaja giderken arkasından onu izliyordum. Adamın kıçı da bir ayrı güzeldi. Kusursuza yakın bir yaratılışa sahipti. Arabayla önümde durunca bir kez daha muhteşem bir kocaya sahip olduğumu düşünüp yanına oturdum. Ben kemerimi bağlarken o da aynaları düzeltti ve biraz sonra yolculuk başladı. İlk durağımız her zaman gittiğimiz restorandı. Orada bir güzel kahvaltı yapıp yola çıkacaktık. Saat dokuza geliyordu. Tam da onun ayarladığı gibi gidiyordu her şey. Programlı olmak böyle bir şeydi işte. Zaten bu kadar programlı olmasa böyle başarılı olamazdı. O, çalışmayı seven, zeki bir adamdı. Ve ben de bu adama sahip tembel bir kadındım.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now