122. BÖLÜM

57.6K 2.4K 2.3K
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

••

(Bölüm sonundaki açıklamayı mutlaka okuyun. Geçen bölümde tanıtılan kitaplar içinde en dikkatimi çeken üç tanesini paylaşacağım sizinle.)

••

Yeni bakıcımız Tuğba bu gün işe başladı. Heyecanlı olduğunu anlamak zor değildi. Ayaz onu sevmeyecek diye ödü kopuyordu. Neyse ki Ayaz büyüdükçe hırçınlığından kurtuluyordu. Önceleri ben ve babası hariç herkesi yadırgar, kimsenin kucağına gitmezdi. Ama şimdilerde çok cana yakın ve neşeliydi. Tuğba ile anlaşmasını istiyordum. Evet o bir bebekti daha ama onun da hisleri vardı ve eğer Tuğba'yı sevmezse onu yabancılarsa başka adaylar ile görüşmek zorunda kalacaktık. Ama neyse ki Ayaz ilk gün olmasına rağmen Tuğba'yı sevmişti. Bunda Tuğba'nın payı büyüktü. Ona karşı öyle samimi öyle içten ki Ayaz minik bir bebek olduğu halde bu enerjiyi hissetmiş gibiydi. Bense bu duruma nazar değecek diye korkuyorum. Gece de şaşkındı Ayaz'ın Tuğba'yı böyle çabuk kabullenmesine. Ama içten içe memnundu da. Fazla belli etmiyordu ama o da en az benim kadar tedirgindi bu bakıcı konusunda. Şimdi rahatlamıştık ikimizde.

"Şirket partisi nerede olacak?"

Gece bana hain planlarını anlattıktan sonra bir daha konuşmamıştık parti meselesini. Ama bu gün partiye 2 gün kalmışken beni bir heyecan bir merak sarmıştı.

"Boğaz'da lüks bir mekan kiraladık."

Vayy. Demek ultra lüks bir mekanda olacaktı. Öyleyse ben hemen kıyafet arayışına girsem iyi olacak. Dolabımı karıştırmalı ve hem şık hem de lüks görünen bir elbise bulmalıydım.

"Ben şimdiden dolabımı karıştırmaya başliyim. Uygun bir parça bulmam gerek."

Bana duygulu gözlerle baktı bir süre.

"Partinin en güzel kadını sen olacaksın," diye iltifatta bulunduğunda beni utandırmıştı. Nadir zamanlarda böyle iltifat ederdi ve ben hiç alışık olmadığım için hemen utanır kızarırdım. Şimdi de öyle olmuştu. Boynum ve göğsüm yanıyordu. Eminim kızarmışlardı da. Gece elini boynumda gezdirdi.

"Hemen kızardın. Sana daha çok iltifat etmeliyim ki alışasın."

Aramızdaki mesafeyi kısa zamanda katetti.

"Ne kadar güzel olduğunu sana sürekli hatırlatayım ki artık güzelliğine iltifat ettiğimde utanmayasın."

Parmaklarını gezdirdiği yerlere dudaklarını bastırdı. Zaten alev alan boynum bir de onun öpücüğü ile tutuştu. Ben de elimi onun omzuna koydum.

"O zaman ben de arada bir sana ne kadar yakışıklı ve çekici olduğunu hatırlatayım."

O benim gibi kızarıp utanmadı ama dudaklarında tatlı bir tebessüm oluştu.

"Öyle mi dersin? Beni yakışıklı mı buluyorsun?"

Ah Gece Karayel. Sen de biliyorsun ne kadar yakışıklı olduğunu. Şimdi gelmiş benimle alay mı ediyorsun?

"Çook," dedim sesimi tok tutmaya çalışıp. Ama çoktan onun akımına kapılmış ve sesimi kaybetmiştim bile. İstediğimin aksine güçsüz cılız bir ses çıkmıştı dudaklarımdan. Hemen boğazımı temizledim. Gece'nin bakışları gittikçe arzulu bir hal alıyordu ve ben bu çekime daha fazla katlanamayacak salonun orta yerinde bana sahip olması için ona yalvaracaktım adeta.

GECENİN IŞIĞINơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ