11. BÖLÜM

169K 4.5K 927
                                    

Keyifli okumalar

••

Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir.
-Bertrand Russell

••

Gözlerim açılmamaya direnirken ardı arkası kesilmeyen dürtmeler sinir bozucuydu. Ne oluyor yahu? Gözlerim sonunda açılınca görüş alanıma yanımda üzerinde sadece boxer olan Gece girdi.

"Sonunda uyandın be kızım," deyip beni kolumdan tutup doğrulttu.

"Gece uykum var. Bırak Allah aşkına," diye yakındım. Ama beni takan olmadı. Üzerimdeki elbiseyi çekiştirip çıkarmaya çalıştı. Ancak file şeklindeki ağlar işini zorlaştırdı.

"Siktiğim elbisesi," diye mırıldanıp elbiseyi yırttı. Bir sürü para döktüğü elbiseyi yırttı!

"Ya ne yapıyorsun sen?" dedim kısık sesimle. Gözlerim hâlâ yarı açıktı. Uykum vardı.

"1 saatin doldu kalk," deyip kolumdan tuttu. Daha ne olduğunu anlamadan kendimi altında buldum. Başta idrak edemesemde kasıklarımın üstündeki sertlik ile gerçeği idrak ettim ve gözlerim fal taşı gibi açıldı. Kaslı kollarından tutup onu itmeye çalışsam da başarısız oldum. O her haliyle benden güçlüydü. Tekrar bir hamle yapacakken tek eliyle iki elimi de tutup başımın üstünde birleştirdi. Korkudan titriyordum. Gözü kararmıştı adeta.

"Titreme, beni daha fazla tahrik ediyorsun," deyince kendimi sıkmaya çalıştım. Titrememek için kendimi kasıyordum.

"Noldu? Beni daha fazla hissedebilmek için kendini mi kasıyorsun?" dedi alayla. Şimdi yüzüne tükürmek vardı da bir yerlerim yemiyordu.

"Bir titreme dersin, bir kasma dersin, sen neyin peşindesin be adam?" diye patladım en sonunda. Sadece yayvan yayvan sırıtmakla yetindi. Başka ne bok yer ki zaten? 

Başka ne yer bilmiyorum ama birazdan seni yiyecek olduğu kesin.

Sırıtması bitip yerini ciddi bir ifadeye bıraktı. Göz göze geldik, sanki onu durdurmamı ister gibi bakıyordu. Aman ya ben ne saçmalıyorum? Ne durdurması? O her istediğini alırdı ve benden istediğini de alacaktı. Yavaş yavaş dudaklarıma yaklaşmaya başladı. Dudaklarıma dikkatle bakmaya başlayınca alt dudağım ve üst dudağımı birbirine bastırdım. Bu onu gülümsetmişti. Başını eğip iki yana sallayarak gülümsedi.

Yapma be şunu. Çok tatlı oluyorsun insafsız.

"Demek çok tatlı oluyorum ha? İnsafsız olduğum konusuna gelirsek duymamış olayım."

Ağzıma acı biber sürsünler. Ağzımı kurşunlasınlar. Ben nasıl sesli konuşurum?

"Ne yaptığını cidden anlamıyorum. Kalk üstümden. Uykum var," deyip gözlerimi yumdum.

"Kalkmıyorum ayrıca uyumayacaksın seni küçük fondipçi," dedi alayla.

"Kalkmazsan kalkma ben uyuyorum," deyip kendime rahat bir pozisyon bulmak için kıpırdandım ve Gecenin iniltisine şahit oldum. Canını mı yakmıştım? Hem yaktıysam da oh olsun. Ne işi var üstümde?
Üzerimdeki varlığını umursamamaya çalışarak kendimi uykuya bırakmaya çalıştım. Ama ne mümkün? Gecenin dudakları iş başındaydı. Yanağımı okşadı, öptü. Ardından aşağılara indi. Titrememek için kendimi kasıyordum. Boynumu emmeye başlayınca gözlerim açıldı. Kahretsin tikim vardı!Kahkaha atmaya başlayınca Gece şaşkınlıkla başını kaldırdı. Boynuma değen sıcak nefesi yüzünden kıkırdıyordum. Boynumu bir oyana bir buyana oynatıp kıpırdandım.

GECENİN IŞIĞIWhere stories live. Discover now